Arşivlenen Konular

8. Sınıf ve Genel Olarak Cümlede Anlam

Bir duyguyu, bir düşünceyi anlatan sözcük ya da sözcük gruplarına cümle denir.

Sevgili canlarım eğer bir cümlenin sizlere tam olarak ne anlattığını ya da nasıl bir anlam ifade ettiğini bilemezseniz anlam bilgisi ile sıkıntı yaşarsınız.

Sınavlarda cümle anlamıyla ilgili çok sayıda soru sorulmaktadır. Bu yüzden bu konuyu tam olarak kavramalısınız. Cümle anlamıyla ilgili soruların bir kısmı kavramlarla (nesnel-öznel yargı, tanım, eleştiri…) ilgili, bir kısmı da doğrudan cümlenin anlamına yönelik sorulardan oluşur.

Yargı: Doğruluğu ya da yanlışlığı söz konusu olan; kişi, durum ve nesnelerle ilgili değerlendirmelerdir.

Yargı ikiye ayrılır:

 

a.  Nesnel Yargı: Doğruluğu ya da yanlışlığı kanıtlanabilen, kişiden kişiye değişmeyen yargılardır.

“Türkçede yirmi beş harf vardır.” cümlesi yanlıştır, ama nesnel bir yargıdır; çünkü yanlış olduğunu kanıtlayabiliriz.

“Türkiye’nin en yüksek dağı Ağrı Dağı’dır.” cümlesi de nesneldir, doğruluğu kanıtlanabilir.

“Bu hikâyede öksüz bir çocuğun yaşadıkları anlatılıyor.” cümlesi de nesneldir. Hikâyeyi okuyarak doğruluğunu veya yanlışlığını kanıtlayabiliriz.

 

Aşağıdaki yargılar da nesnel yargılardır:

  • “Ozanımız bu şiirinde hayatı merdivene benzetmiştir.”
  • “Akdeniz’in tuzluluk oranı Karadeniz’e göre yüksektir.”

b.  Öznel Yargı: Doğruluğu ya da yanlışlığı kanıtlanamayan, kişiden kişiye değişen yargılardır.

“Kuşların en güzeli kanaryadır.” Bu cümlede en güzel sözleri öznellik ifade eder; çünkü güzellik kişiden kişiye değişir. Bir başkasına göre en güzel kuş, bülbül ya da güvercin olabilir.

“Okumamak en kötü hastalıktır.” Bu cümlede de en kötü sözü öznellik bildirir. Bu görüş, kişiden kişiye değişebilir.

“Ömer Seyfettin, hikâyelerinde etkileyici bir dil kullanmıştır.” cümlesinde etkileyici sözcüğü öznellik anlatır.

 

 

Aşağıdaki cümleler de öznel yargılardır:

  • “Tiyatro bir toplumun en önemli eğitim kurumudur.”
  • “Zavallı insanlar bu kurak yerlerde yaşıyorlar.”

 

Değerlendirme (Yorum):

Bir eser ya da kişi hakkında belli bir bakış açısıyla olumlu veya olumsuz yönlerini göstererek bir yargıya varmaya değerlendirme denir. Değerlendirmeler genellikle özneldir.

“Romanlarında toplumun aksak yönlerini iğneleyici bir şekilde anlatmış.” cümlesinde yazarın anlatımıyla ilgili bir yorum yapılmıştır.

“Yunus Emre, şiirlerinde insan sevgisini yalın bir dille aktarmıştır.” cümlesinde Yunus Emre’nin konuyu anlatış biçimi değerlendirilmiştir.

“Hikâyelerindeki kişiler ve olaylar gerçek hayattan uzak.” cümlesinde de, sözü edilen hikâyelerin değerlendirilmesi yapılmıştır.
Koşula Bağlılık:

Bir eylemin gerçekleşmesini başka bir durum ya da eylemin olmasına bağlayan cümlelerdir.

“Rüzgâr çıkarsa denize açılmayın.” cümlesinde denize açılmanın koşulu rüzgârın çıkmamasıdır.

“Çabuk gelmek üzere gidebilirsin.” cümlesinde birinin gidebilmesinin koşulu çabuk gelmesidir.

“Filmi izleyebilirsin, ama daha önce ödevlerini yapacaksın.” cümlesinde filmi izleyebilmesinin koşulu ödevlerini yapmasıdır.

“Soru çözdükçe başarınız artacaktır.” cümlesinde ise başarının artması, soru çözme koşuluna bağlanmıştır.
Neden-Sonuç İlişkisi:

Bir eylemin gerçekleşmesinin veya gerçekleşmemesinin bir nedene bağlandığı cümlelerdir.

“İçine  kapanık biri olduğu  için sorunlarını  kimse  bilmiyor.” cümlesinde sorunlarının bilinmemesinin nedeni içine kapanık olmasıdır.

“Çocuklar aşırı sıcaktan parklardaki havuzlara giriyor.” cümlesinde çocukların havuzlara girmesinin nedeni havaların aşırı sıcak olmasıdır.

“Onu hiç unutmayacağım çünkü bana çok yardım etti.” cümlesinde de unutmamasının nedeni yardım etmesidir.

Uyarı: İçin edatı “-mak/-mek için” biçiminde kullanılırsa neden sonuç ilişkisi değil amaç sonuç ilişkisi kurar.

  • Evde kitap okuyamadığı için kütüphaneye gitti. (amaç-sonuç)

 

 

 

Tanımlama:

Varlıkların, özelliklerini belirterek tanıtan cümlelere tanım denir.

Tanım “… nedir?” sorusuna cevap verir.

“Uyak, dize sonlarındaki ses benzerliğidir.” cümlesine “Uyak nedir?” sorusunu sorduğumuzda, dize sonlarındaki ses benzerliğidir, cevabını aldığımız için bu cümle tanım cümlesidir.

“Öykü, olmuş ya da olması mümkün olan olayları kısaca anlatan yazı türüdür.”

“Başarı, çalışma sonucu ortaya çıkan üründür.”

Bu cümlelere “Öykü nedir?”, “Başarı nedir?” sorularını sorduğumuzda cevap aldığımızdan, bu cümleler tanım cümleleridir.

Uyarı: Olumsuz yapılı yargılar tanım cümlesi olmaz.

  • Eylemi etkilemeyen sözcükler zarf değildir.
  • Eğitim yapılmayan yer okul değildir.

 

 

Karşılaştırma:
En az iki varlığın ortak veya farklı yönlerini belirtmeye karşılaştırma denir.

“Bora, Berke’den büyüktür.” Bu cümlede Bora ile Berke yaş bakımından karşılaştırılmıştır.

“Gülün kokusu nergise göre daha hoştur.” cümlesinde gül ile nergisin kokuları karşılaştırılmış.

“Servet-i Fünun şairleri Tanzimatçılara göre daha başarılıdır.” cümlesinde de iki ayrı dönemin şairleri karşılaştırılmıştır.

 

İhtimal (Olasılık):
Bir olayın veya bir durumun gerçekleşip gerçekleşmeyeceği hakkında fikir yürütmektir.

  • “Yarın kar yağabilir.”
  • “Bizi soran Serhat olacak.”
  • “O şimdi uyumuş olmalı.”
  • “Bugünlerde Erzurum’a kar yağmıştır.”

 

Varsayım:
Bir durumun ya da olayın gerçekleşmediği hâlde gerçekleşmiş gibi düşünülmesidir. Varsayım “bir an için öyle düşünmek”tir.

  • “Diyelim ki o da bizimle gelecek.”
  • “Tut ki sınavı kazanamadın.”
  • “Onun bu yıl şirketten ayrılacağını farz edelim.”

“Varsayım”, ihtimalden farklıdır. Varsayım cümlelerinde gerçekleşme olasılığı hiç mümkün olamayacak ifadeler de bulunabilir: “Kabul edelim ki okyanus buz tuttu.” gibi.

 

Ön yargı:
Bir iş veya bir durumun konuyla ilgili belirli şartlara veya görünenlere dayanarak olumlu ya da olumsuz sonuçlanacağını kesin bir dille söylemektir.

  • “Bu çalışmayla bu sene de kazanamayacak.”
  • “Bu işi de eline yüzüne bulaştıracak.”
  • “Ne yaparsanız yapın onları buraya getiremezsiniz.”

 

Öneri:

Bir sorunu çözmek ya da bir konuyla ilgili eksiklikleri gidermek için sunulan teklife, öneri denir.

  • “Hikâyelerinde kısa cümleler kursan iyi olur.”
  • “Şiirlerinde soyut ögelerdense somut öğeleri kullanmalısın.”
  • “Kitabı üç ana bölüm altında toplayabilirsin.”

Yakınma:

Bir kişinin yaptıklarını sızlanarak anlatmaktır. “Bugüne kadar hangi sözümü dinledin ki?” “Çocuğun dağınıklığı artık çekilmiyor.”

Yakınma içinde bulunulan ortamdan şikâyet etme biçmiminde de olabilir.

“Sesimize kim kulak verir?”

 

Üslûp:

Sanatçının yazıda tercih ettiği anlatım biçimi, dili kullanma tarzıdır.

Sanatçının, sıfatları, deyimleri kullanması, devrik veya kurallı cümleler kurması, sözcük seçimine özen göstermesi gibi ifadeler üslûpla ilgili yargılardır.

  • “Hikâyelerinde sözcüklerin ilk anlamlarıyla yetinmeyip, sözcüklere başka anlamlar yüklemiştir.”
  • “Barış Manço şarkı sözlerinde deyimleri ve atasözlerini yerli yerinde kullanmıştır.”
  • “Romanlarında olayları okuyucuyu yormadan kısa ve devrik cümlelerle anlatmış.”

 

Doğrudan Anlatım:
Birine ait sözü olduğu gibi aktarmaya doğrudan anlatım denir.

  • Mevlana: “Balığa sudan başkası azaptır.” demiş.
  • “Sağlam fikirlerden, kuvvetli hareketler doğar.” demiş Shakespeare.

Yukarıdaki cümlelere dikkat ettiyseniz Mevlana ve Shakespeare’in sözleri olduğu gibi aktarılmıştır.

 

Dolaylı Anlatım:
Birine ait sözün anlamını değiştirmeden sadece yüklemdeki kipi değiştirerek söylemeye dolaylı anlatım denir.

  • Mevlana balık için sudan başkasının azap olduğunu söylemiş.
  • Shakespeare, sağlam fikirlerden, kuvvetli hareketlerin doğduğunu söyler.

 

 

Cümle Oluşturma:

Sevgili öğrenciler, sınavlarda bazen bir cümleyi numaralı parçalara ayırarak sizlerden cümleyi anlamlı bir şekilde oluşturmanız istenmektedir. Bu tür soruları cevaplarken öncelikle yüklemi belirleyin, daha sonra varsa edat gruplarını, bağlaçları ve tamlamaları bulunuz. Bu tür sorularda yüklem çoğunlukla sonda bulunur.

 

Cümle Yorumlama:
Sınavlarda en çok karşılaşacağınız soru biçimlerinden biridir.

Cümle yorumlama sorularında, verilen cümlenin yakın anlamlısını veya cümleden çıkarılmayacak yargıyı bulmanız istenecektir. Bu tür sorularda verilen cümleyi doğru anlamanız önemlidir.

Düşünceniz verilen cümle etrafında gelişmelidir. Bu sorularda size, kendi düşünceniz sorulmaz; cümledeki düşünce sorulur.

“Berke’nin kardeşi dün de okula gitmedi.”
Bu cümleden çıkarılabilecek ve çıkarılamayacak anlamları bulalım:

 

Yakın Anlamlı Cümleler:

 

Anlamca birbirine yakın olan cümle demektir.

Bu tür soruları çözerken verilen cümlenin anlamını tam olarak kavradıktan sonra seçeneklere bakmalısınız. Çünkü her seçenekte verilen cümleyi baştaki cümleyle karşılaştıracaksınız; bu da zaman kaybı demektir.

“Ayakta ölmek, diz üstü yaşamaktan iyidir.” Bu cümlenin yakın anlamlısını bulalım:

Bu cümlenin anahtar sözcükleri ayakta ve diz üstüdür. Cümlede ayakta “hür olmak, kimseye boyun eğmemek”, diz üstü ise “köle olmak, birinin esiri olarak yaşamak” anlamına gelmektedir. Bu cümlenin yakın anlamlısı şudur: “Esir olmaktansa özgürce ölmeyi isterim.”

 

“Sanat, ekmek peşinde koşarsa alçalır.” Bu cümlenin yakın anlamlısını bulalım:

Bu sözü söyleyen kişi, sanatı geçim kapısı olarak görmenin yanlışlığı üzerinde durmaktadır.
Bu cümlenin yakın anlamlısı şöyle olabilir:”Sanat, sanat için yapılmalı, para için değil.”

 

“Yalnız seni sevenleri sevmek, sevgi değil, değiş tokuştur.”Bu cümle için “değiş tokuştur” sözleri anahtar sözlerdir. Karşılıklı sevginin sevgi olmadığı üzerinde durulmaktadır.

Bu cümlenin yakın anlamlısı şöyledir: “Gerçek sevgi, karşılık beklenmeyen sevgidir.”

 

 

Yazıyı Değerlendir
[Toplam: 0 Ortalama: 0]

Bir yanıt yazın