9. Sınıf Cümle Bilgisi Konu Anlatımı
Bu dersimizde 9.Sınıf Cümle Bilgisi konusunu oldukça detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. Bu konuyu tam olarak anlayabilmek ve sınavlarda başarılı olabilmek için yaklaşık sadece 2 saatinizi teorik çalışmaya ayırmanızı öneriyorum. Bu konu ile ilgili olarak dikkat etmeniz gereken bir husus şudur ki; aşağıda yer alan kavram bağlamı sizin mevcut ders müfredatından farklı olsa da ancak sitemizin anlatımımız daha kapsayıcı olduğunu anlayacaksınız.
9.Sınıf Cümle Bilgisi konusunu çalışmanızın ardından aşağıdaki kazanımları elde edecek ve aşağıda yer alan soruların cevaplarına ulaşmanızı hedeflemekteyiz.
- Cümlede anlamın oluşumu nedir?
- Bildirdikleri kiplere göre cümleler nelerdir?
- Cümlede anlam olayları nelerdir? Cümlede vurgu nedir?
- Anlamdaş ve yakın anlamlı cümleler nelerdir?
- Anlamca aynı doğrultuda olan cümleler nelerdir?
- Anlamca çelişen cümleler nasıl bulunur?
- Cümlede yansıtılan kavram, durum ya da duygu nasıl seçilir?
- Eleştiri anlatan cümlelere örnekler nasıl çözülür?
- Cümlede anlatım teknikleri soruları nasıl çözülür?
- Cümlede anlam ilişkilerinin detayları nelerdir?
- Anlamlarına göre cümlelerin alt başlıkları nelerdir?
- Cümle türleri nelerdir? Kısa cümle türleri kaça ayrılır?
- Cümle türlerine örnekler nelerdir?
- Yüklemlerine göre cümleler kaça ayrılır? Yüklemin yerine göre cümleler hangileridir?
- Ögelerin dizilişine göre cümle çeşitleri nelerdir? Ögelerin dizilişine göre cümle çeşitleri nasıl ayırt edilir?
- Anlamlarına göre cümleler kaça ayrılır? Anlamına göre cümleler nasıl anlaşılır? Anlamlarına göre cümleler nasıl ayırt edilir?
- Anlamlarına göre cümle çeşitleri için örnek test soruları nasıl olur?
- Yapılarına göre cümle türleri nelerdir? Yapılarına göre cümle türleri nasıl birbirinden ayırt edilir?
Cümlede Anlamın Oluşumu
9.Sınıf Cümle Bilgisi konusunu işlemeye öncelikle cümlede anlamın oluşumunu inceleyerek başlıyoruz.
Cümle, anlamlı kelime ve kelime gruplarının bir anlam ifade etmek üzere bir kurala uygun biçimde düzenlenmesiyle oluşur. Bu düzenleme, yüklem esas alınarak yapılır. Çünkü cümlenin temelini yüklem oluşturur. Diğer öğeler yüklemin anlamlarını açmak ve belirginleştirmek için vardır. Yüklemin bildirdiği anlam kişi, zaman, yer, nesne, durum, amaç gibi noktalardan zenginleştirilir. Şimdi bunu bir örnekle açıklayalım:
“Okudum.”, sadece yüklemden oluşan bir cümledir. Bu cümleye kişi (özne) eklediğimizde,
“Ben okudum.” zaman (zarf tümleci) eklediğimizde,
“Ben hafta sonu okudum.” yer (dolaylı tümleç) eklediğimizde,
“Sen hafta sonu yazlıkta okudum.” yapılan işten etkilenen varlık (nesne) eklediğimizde,
“Ben hafta sonu yazlıkta roman okudum.” durum (zarf tümleci) eklediğimizde
“Sen hafta sonu yazlıkta zevkle roman okudum.” amaç (ilgeç tümleci) eklediğimizde,
“Sen hafta sonu yazlıkta, özet çıkarmak için zevkle roman okudum.” cümlesi elde edilir.
Yukarıdaki örnekte görüldüğü üzere cümleler, kelime ve kelime gruplarından tam bir yargı bildirmesiyle yönüyle ayrılır. Cümledeki dil birlikleri arasında “bağlaşıklık” ve “bağdaşıklığın” oluşturduğu “bağdaştırma” ile sağlanan anlam ilişkisi vardır. Yani cümlede anlam, cümleyi meydana getiren kelime ve kelime gruplarının anlamlarının toplamı değildir. İletişimde, gönderici durumundaki kişi ile alıcı durumundaki kişi ve kişiler arasındaki ilişkinin cümlede anlamın oluşmasında rolü vardır. Cümlenin bu özelliği “bağlam”la ilgilidir. Belli bir bağlamı olmayan cümle, anlam bakımından soyuttur. Aynı cümle farklı bağlamlarda söylendiğinde farklı anlamlar kazanabilir.
Bağdaşıklık: Dil öğelerinin (ek, kelime ve kelime grupları) aralarında oluşturdukları anlam bağıntılarına bağdaşıklık denir.
Bağdaştırma: Kelimelerin yeni bir anlam ifade etmek için yan yana gelerek oluşturdukları söz gruplarına bağdaştırma denir.
Bağlaşıklık: Bir metinde dil öğelerinin (ek, kelime ve kelime grupları) dil bilgisi kurallarına uyularak yan yana getirilmesine (cümle oluşturulmasına) bağlaşıklık (dil bilgisi bağıntısı) adı verilir.
Bağlam: Bir dil birimini çevreleyen, ondan önce ve sonra gelen, birçok durumda söz konusu birimi etkileyen birim veya birimler bütünüdür. Anlamlı en küçük dilbilimi olan kelimeler, bir bağlamda anlam ve değer kazanır. Bunu şöyle açıklayabiliriz:
Bir öğretmenin derste tahtaya “el” kelimesini yazdığını varsayalım. Acaba bu kelimenin gerçek anlamda mı yoksa mecaz anlamda mı; “kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü” mü yoksa “yakınların dışında kalan kimse, yabancı” karşılığında mı kullanıldığını söyleyebilir miyiz? Elbette bunların hiçbirini söylemeyiz çünkü bu kelime bir bağlamdan (ortamdan) yoksundur. Kelimenin hangi anlamı yüklendiğini biz ancak bir bağlamla anlayabiliriz. Bu, bütün dil göstergeleri için geçerlidir.
Fakat aynı öğretmen tahtaya aşağıdaki cümleleri yazdığında, yani “el” sözcüğü bir bağlam içinde yer aldığında, “el” kelimesinin hangi anlamlara geldiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Çocuğun eli kanıyordu.
Dedem, elindeki bütün parayı bu eve yatırmış.
Gün gelir, sevdiklerin bile el olur sana.
Yukarıdaki cümlelerde “el” kelimesi; sırasıyla “kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü”, “sahiplik, mülkiyet”, “yakınların dışında kalan kimse, yabancı” anlamlarında kullanılmıştır.
Bütün bu kavram ve örnekler bize, cümlede anlamın oluşurken dil birliklerinin dil bilgisi öğeleriyle birleştiğini anlam değerleri bakımından birbirini tamamladığını ve cümlede anlamın oluşumunda yüklemin ve özne-yüklem ilişkisinin çok önemli olduğunu göstermektedir. Bundan dolayıdır ki cümle türleriyle ilgili sınıflandırma yapılırken cümlenin yüklemi esas alınır.
Bildirdikleri Kiplere Göre Cümleler
Haber Cümleleri
Haber verme, bilgi aktarma amacıyla ortaya konmuş cümlelerdir. Bu cümleler, bir eylemin gerçekleştiğini, gerçekleşmekte olduğunu, gerçekleşeceğini bildiren cümlelerdir. İnsan birine bir düşünce ve duygu açıklayacağı zaman bu tür cümleleri kullanır. Ders kitapları, öğretici metinler, gazete yazıları, haber dergileri, televizyon haber bültenlerindeki metinler hep haber cümleleriyle yazılır. Kısacası haber cümleleri, bilgi vermek veya bir konuda bilgi sahibi olunduğunu belirtmek için söylenir. Bu yüzden haber cümlelerinde dilin daha çok göndergesel işlevde kullanılması söz konusudur. Ayrıca haber cümlelerinde verilen bilgilerin doğru ve yanlış olabileceği de unutulmamalıdır. Haber cümleleri, dinleyicinin bilmediği bir hususu öğretir veya dinleyenin bildiğinden söyleyenin de haberdar olduğunu ortaya koyar. Haber cümleleri oluşturulurken haber kiplerinden yararlanılır.
Haber (Bildirme) Kipleri
Zaman anlamı taşıyan kiplerdir. Bu kiplerle çekimlenen fiillerin gerçekleşme zamanı bellidir.
Geniş Zaman (-r, -ar, -er, -ır, -ir)
Fiilin herhangi bir zamanda yapılabildiğini gösterir.
1.tekil (ben) gezerim
2.tekil (sen) gezersin
3.tekil (o) gezer
1.çoğul (biz) gezeriz
2.çoğul (siz) gezersiniz
3.çoğul (onlar) gezerler
Şimdiki Zaman (-yor)
Eylemin söylendiği anda yapılmakta olduğunu bildirir. Eylemin yapılışı ile anlatımı aynı anda gerçekleşmektedir.
1.tekil (ben) geziyorum
2.tekil (sen) geziyorsun
3.tekil (o) geziyor
1.çoğul (biz) geziyoruz
2.çoğul (siz) geziyorsunuz
3.çoğul (onlar) geziyorlar
Gelecek Zaman (-ecek, -acak)
Eylemin gelecek zamanda yapılacağını bildirir. Anlatım önce, eylem sonra gerçekleşir.
1.tekil (ben) gezeceğim
2.tekil (sen) gezeceksin
3.tekil (o) gezecek
1.çoğul (biz) gezeceğiz
2.çoğul (siz) gezeceksiniz
3.çoğul (onlar) gezecekler
Di’li Geçmiş Zaman (-di, -dı, -du, -dü, -ti, -tı, -tu, tü):
Fiilin söylenme anından önce yapıldığını bildirir. Anlatan kişinin, eylemin yapılışını gördüğünü veya bildiğini ifade eder. “Görülen geçmiş zaman” ve “belirli geçmiş zaman” diye de adlandırılır.
1.tekil (ben) gezdim
2.tekil (sen) gezdin
3.tekil (o) gezdi
1.çoğul (biz) gezdik
2.çoğul (siz) gezdiniz
3.çoğul (onlar) gezdiler
Miş’li Geçmiş Zaman (-miş, -mış, -muş, -müş)
Eylemin söylenme anından önce yapıldığını bildirir. Anlatan kişinin, eylemin yapılışını başkasından duyduğunu, öğrendiğini ifade eder. “Öğrenilen geçmiş zaman” ve “belirsiz geçmiş zaman” diye de adlandırılır.
KİŞİ FİİL ÇEKİMİ
1.tekil (ben) gezmişim
2.tekil (sen) gezmişsin
3.tekil (o) gezmiş
1.çoğul (biz) gezmişiz
2.çoğul (siz) gezmişsiniz
3.çoğul (onlar) gezmişler
Haber cümlelerinin yüklemi, haber kiplerinden biriyle çekimlenmiş bir fiildir.
Bayramlarda büyüklerimi mutlaka ziyaret ederim.
Yolcular, iskele meydanında vapuru bekliyor.
Erken kalkabilmek için erkenden yatacağım.
Fırtınadan dolayı gemi limana çok zor yanaşmış.
Akşamüstü herkes siren sesiyle dışarı koştu.
İsim cümleleri (yüklemi isim soylu sözcük olan) de haber kipindeki cümleler gibi bilgi vermek üzere düzenlenebilir.
Kardeşim çok hasta.
Yarın önemli bir sınavım var.
Evimiz buraya çok uzaktı.
Hava oldukça serinmiş.
En sevdiğim edebi tür şiirdir.
Haber cümlelerinde kelime ve kelime grupları yalnızca göndergesel işlevde kullanıldığında cümlenin anlamı nesnel bir nitelik taşır.
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u 1453 yılında fethetmiş.
Tanzimat sanatçısı Şinasi’nin kaleme aldığı “Şair Evlenmesi” adlı yapıt, Türk edebiyatında ilk tiyatro örneğidir.
Cahit Sıtkı’nın şiirlerinde ölüm korkusu geniş bir yer tutar.
Haber cümlelerinde göndergesel işlevin heyecana bağlı işlevle zenginleştirilmesi, nesnel olanın kişisel değerlerle (öznel) anlatılmasını sağlar.
Reşat Nuri, Anadolu gezilerindeki izlenimlerini anlatırken okuru, canlı ve sade söyleyişiyle sarıp sarmalar.
Kar ve buzulun eksik olmadığı kutuplarda, iliklere işleyen dondurucu soğuk, krallığını ilan etmiştir.
Dilek-İstek Cümleleri
İstenilen, tasarlanan bir eylemi, eylemler hakkında bir niyet ve duyguyu ifade eden cümlelere dilek-istek cümleleri denir. Bunlar, doğru ve yanlış olmalarına imkân bulunmayan cümlelerdir. Çünkü bu cümleler dilek bildirir. Bir şeyin gerçekleşmesini dilemenin doğrusu yanlışı olmaz. Bu cümleler, gerçekleşmesi mümkün olsun veya olmasın bir husus için duyulan özlemi ifade eder. Dilek-istek cümlelerinin yüklemleri “istek, gereklilik, dilek-şart ve emir” kipleriyle çekimlenir.
Dilek (Tasarlama) Kipleri
Zaman anlamı taşımayan kiplerdir. Bu kiplerle çekimlenen fiiller, bir tasarı halinde olduğundan, zaman kavramı taşımaz.
İstek Kipi (-e, -a):
Cümleye istek, dilek, temenni anlamı katar.
1.tekil (ben) gezeyim
2.tekil (sen) gezesin
3.tekil (o) geze
1.çoğul (biz) gezelim
2.çoğul (siz) gezesiniz
3.çoğul (onlar) gezeler
Dilek-Koşul Kipi (-se, -sa)
Cümleye şart veya dilek anlamı katar.
1.tekil (ben) yüzsem
2.tekil (sen) yüzsen
3.tekil (o) yüzse
1.çoğul (biz) yüzsek
2.çoğul (siz) yüzseniz
3.çoğul (onlar) yüzseler
Gereklilik Kipi (-meli, -malı)
Eylemin yapılmasının gerekli, zorunlu olduğunu ifade eder.
1.tekil (ben) yüzmeliyim
2.tekil (sen) yüzmelisin
3.tekil (o) yüzmeli
1.çoğul (biz) yüzmeliyiz
2.çoğul (siz) yüzmelisiniz
3.çoğul (onlar) yüzmeliler
Emir Kipi (-)
Eylemin yapılması gerektiğini buyruk şeklinde bildirir.
1.tekil (ben)
2.tekil (sen) gez
3.tekil (o) gezsin
1.çoğul (biz)
2.çoğul (siz) gezin/geziniz
3.çoğul (onlar) gezsinler
İstek Cümleleri
Gerçekleşmesi mümkün olan veya olmayan bir dileği, arzuyu bildiren cümlelerdir. İstek cümlesi istek ve dilek-şart kipleriyle yapılır; bu kiplerle birlikte “bari, n’olaydı, keşke” kelimeleri de kullanılabilir.
Bir masal da ben anlatayım.
Akşam çocuklarla sinemaya gidelim.
Keşke sen de bizimle pikniğe gelsen.
Bari şuracıkta biraz dinlensek.
Emir Cümleleri
Eylemin bildirdiği yargının yapılmasını emir yoluyla bildiren cümlelerdir.
Burayı hemen boşaltın.
Gelirken fotoğraf makineni de getir.
Bu bavulları hemen odalarınıza çıkarınız.
Bu konuyu akşam babanla konuş.
Çabuk buraya gel.
Gereklilik Cümleleri
Eylemin mutlaka yapılması gerektiğini ifade eden cümlelerdir.
Bu ödevi yarına kadar bitirmeliyim.
Burayı hep beraber temizlemelisiniz.
Onlar da üzerine düşeni yapmalılar.
Antrenmanlarda daha sıkı çalışmalıyız.
Şart Cümleleri
Eylemin bildirdiği yargının gerçekleşmesinin bir şarta bağlandığı cümlelerdir.
Sınavı kazanırsan seni arkadaşlarınla tatile gönderirim.
Derslerine programlı bir şekilde çalıştın mı sınavı kazanırsın.
Kitaplıktan, okumak istediğin kitapları geri getirmek üzere alabilirsin.
Ben her zorluğa razıyım yeter ki sen bana destek ol.
Bu işin sırrını sana söylerim ancak kimseye söylemeyeceksin.
Haber ve Dilek Kiplerinde Soru
Soru Cümleleri
Kişinin bilmediği bir şeyi öğrenmek, bildiği bir şeyin doğruluğunu teyit ve itiraf ettirmek üzere ortaya koyduğu cümlelerdir. Soru cümleleri “ne, kim, nasıl, hangi, kaç” gibi soru kelimeleri ile cümlede öğelerin ve onları tamamlayan kelimelerin sonuna “mi” getirilerek ya da bunların hiçbirini kullanmadan vurgu yardımıyla oluşturulabilir. Soru cümlelerinin sonuna soru işareti (?) konur. Art arda gelen soru cümlelerinde soru işareti (?), son cümlenin sonuna konur. Şimdi değişik yöntemlerle oluşturulmuş cümleleri inceleyerek soru anlamının nasıl sağlandığını öğrenelim:
Soru sözcükleriyle:
Misafirleriniz ne gün gelecekmiş? (soru sıfatı)
Bunları sana kim söyledi? (soru zamiri)
Buraya nasıl geldiniz? (soru zarfı)
Oraya hangi yoldan gitmeliyiz? (soru sıfatı)
Orada kaç gün kalacaksın? (soru sıfatı)
Hanginiz benimle gelecek? (soru zamiri)
Sınav ne zaman bitecekmiş? (soru zarfı)
“mi” ile:
Benimle görüşmek isteyen sen miydin?
Dün akşam vapura yetişebildin mi?
Çayımızı salonda mı balkonda mı yoksa bahçede mi içelim?
Vurgu yardımıyla:
Annenler iyidir?
Yoldan geldin, yemek yersin?
Bugün fabrikada çok yoruldun?
Gerçek Soru Cümleleri
Mutlaka cevap bekleyen soru cümlelerine “gerçek soru cümleleri” denir. Gerçek soru cümlelerinde eylemin gerçekleşip gerçekleşmediği, anlaşılmayan bir hususun bulunup bulunmadığı sorulur. Özne, nesne, yer tamlayıcısı, zarf durumundaki varlık ve kavramları öğrenmek için düzenlenen soru cümleleriyle anlaşılmayan bir hususu tekrarlatmak için düzenlenen cümleler de gerçek soru cümleleridir.
Sana gönderdiğim mektubu aldın mı? (Aldım. / Almadım.)
Sizin oralarda da hava soğuk mu? (Soğuk. / Soğuk değil.)
Az önce içeri kim girdi? (Mustafa Bey.)
Bana ne getirdin yurt dışından? (Saat.)
Nereden geliyorsunuz? (Bandırma’dan.)
Uçağınız ne zaman kalkacak? (Birazdan.)
Buraya neyle geleceksiniz? (Feribotla.)
Bu cümleler, mutlaka cevap gerektirdiğinden -cevaplar ayraç içinde belirtilmiştir- gerçek soru cümleleridir.
Sözde Soru Cümleleri
Cevap gerektirmeyen, bir şey sormayı amaçlamayan soru biçimindeki cümlelere “sözde soru cümleleri” denir. Sözde soru cümlelerinde cevap beklenmez; dikkat çekmek, dinleyen kişiyi uyarmak, sözü daha güzel ifade etmek amaçlanır. Rica, abartma, sitem, heyecan, şaşırma, hayret, merak vb. durumları ifade etmek için de soru cümlesi kullanılabilir.
Çocuğa bir bardak su verir misiniz? (rica)
Dünkü tartışmayı ben mi başlatmışım? (inkâr etme)
Tam inecekken trenin kapısı kapanmasın mı? (şaşırma)
İnsan, dostlarına bu kadar vefasız olur mu? (sitem)
Ben de sizinle gelsem mi? (kararsızlık)
Bu kadarcık parayla bir şey alınır mı? (azımsama)
Cümle Çeşitleri
9.Sınıf Cümle Bilgisi konusuna cümle çeşitleri alt başlığı ile devam ediyoruz.
Yükleminin Türüne Göre Cümleler
Fiil Cümlesi
Yüklemi çekimli eylem olan cümlelerdir.
Yarınki programın iptal olduğunu onlara söyledim.
Çocuklar, öğretmenlerini yolcu ediyordu.
Dedem, çok yaşlanmıştı.
Bazı öğrenciler dünkü gezide hastalandı.
İsim Cümlesi
Yüklemi isim soylu sözcük olan cümlelerdir.
Yanındaki küçük çocuk, kardeşiymiş.
Seni ziyaret etmek isteyen bizdik.
Çocuğun elleri buz gibiydi.
Merdivenlerden güçlükle çıkan adam çok yaşlıydı.
Yarın okulda bilgi yarışması var.
Yükleminin Yerine Göre Cümleler
Kurallı (Düz) Cümle
Yüklemi cümlenin sonunda bulunan cümlelerdir.
Koca koca gemiler, açıklarda demirlemişti.
Çoğumuz bu filmi daha önce seyrettik.
Yeni masalar alınınca eskimişler depoya kaldırıldı.
Az ileride bir yakıt istasyonu vardı.
Kuralsız (Devrik) Cümle
Yüklemi cümlenin sonunda bulunmayan cümlelerdir. Daha çok, şiirlerde kullanılır.
Kalmadı mevsimlerin neşesi sen gittin gideli.
Güz yaklaşırken dolardı bahçesi solgun çiçeklerle bu şehrin.
Yalnızlığıyla baş başa ağlıyordu bir adam sahilin tenhasında.
Rüzgâr söylüyor şimdi o yerlerde bizim eski şarkımızı.
Yükleminin Anlamına Göre Cümleler
Olumlu Cümle:
Fiil cümlelerinde işin, oluşun yapıldığını veya olduğunu; isim cümlelerinde ise sözü edilen kavramın bulunduğunu, var olduğunu, sözü edilen nitelikte olduğunu bildiren cümlelerdir. Başka bir deyişle yüklemdeki yargının gerçekleştiğini, gerçekleşmekte olduğunu, gerçekleşeceğini ya da bir durumun var olduğunu bildiren cümlelerdir.
Çocuklar bahçede oynuyor.
Babam, yurt dışına gitti.
Teyzemler akşam yemeğine bize gelecek.
O, boş zamanlarında müzik dinler.
Yaz aylarında buralar sıcaktır.
Bu kentte gezilecek çok yer varmış.
Yaşlı adam çok sabırlıydı.
Olumsuz Cümle
Fiil cümlesinde işin, oluşun yapılmadığını, yapılmayacağını veya olmadığını; isim cümlesinde ise sözü edilen kavramın bulunmadığını, var olmadığını, sözü edilen nitelikte olmadığını bildiren cümlelerdir. Başka bir deyişle yüklemdeki yargının gerçekleşmediğini, gerçekleşmekte olmadığını, gerçekleşmeyeceğini ya da bir durumun var olmadığını bildiren cümlelerdir.
Fiil cümlelerinde olumsuzluk, -me / -ma (geniş zamanda -maz, -mez) ekiyle sağlanır.
Çocuklar bahçede oynamıyor.
Babam, yurt dışına gitmedi.
Teyzemler akşam yemeğine bize gelmeyecek.
O, boş zamanlarında müzik dinlemez.
İsim cümlelerinde olumsuzluk, değil / yok sözcükleriyle ya da -sız, (-siz, -suz, -süz) ekiyle sağlanır.
Yaz aylarında buralar sıcak değildir.
Bu kentte gezilecek çok yer yokmuş.
Yaşlı adam çok sabırsızdı.
Bazı cümleler, biçim bakımından olumlu anlamca olumsuz; bazı cümleler de biçim bakımından olumsuz anlamca olumlu olabilir:
Biçim Bakımından Olumlu Anlamca Olumsuz Cümleler:
Yükleminde olumsuzluk eklerinden biri (-me/-ma, -sız/-siz/-suz/-süz) veya olumsuzluk sözcüklerinden biri (değil, yok) olmadığı halde olumsuz yargı bildiren cümlelerdir.
O günden beri ne aradın ne sordun beni, ne bir haber yolladın, (aramadın, sormadın, haber yollamadın)
Senin gibi bir taş kalpli, nasıl sevebilir ki! (sevemez)
Bana bundan daha değerli hediye olur mu? (olmaz)
İnsanlara yanlışlarını kabul ettirmek kolay mı? (kolay değil)
Bu dondurucu havada sokağa çıkabilirsen çık. (çıkamazsın)
Sanki bu yangında sadece benim ihmalim var! (sadece benim ihmalim yok)
Biçim Bakımından Olumsuz Anlamca Olumlu Cümle:
Yükleminde olumsuzluk eki (-me/-ma, -sız/-siz/-suz/-süz) veya olumsuzluk sözcüğü (değil, yok) bulunduğu halde olumlu yargı bildiren cümlelerdir.
Sizleri özlemez olur muyum hiç? (özlerim)
Böyle güzel bir yerde kim tatil yapmak istemez ki? (herkes ister)
Sanki bilmiyorum hakkımda neler konuştuğunu, (biliyorum)
Gönlümde sizin yanınıza gelme arzusu yok değil. (var)
Metinde Kazandıkları Anlamlara Göre Cümleler
Sözcüklerin bir araya gelerek bir duyguyu, düşünceyi, eylemi anlatmasıyla cümleler oluşur. Yani cümleler bir duyguyu, düşünceyi, isteği, durumu, olayı anlatan; yargı değeri taşıyan; metinde tamamlanan bir anlam birimidir. Dolayısıyla her cümlenin bir anlamı ve iletisi vardır. Cümleler, daha çok, metin içinde anlam ve değer kazandığından, yalnız başına cümlenin anlamından söz etmek yanılmaya sebep olabilir. Bununla birlikte cümle düzeyinde yapı-anlam kaynaşmasının varlığından da söz edilebilir. Şimdi anlamları bakımından cümleleri örneklerle inceleyelim.
Anlam İlişkilerine Göre Cümleler
Eş Anlamlı Cümleler
Anlam yönünden birbirine uyan, değişik sözcükler kullanılmasına rağmen aynı düşünceyi, aynı yargıyı aktaran cümlelere eş anlamlı cümleler denir. Bunlar aynı düşüncenin farklı şekillerde ifade edildiği cümlelerdir. Bu cümleler hangi sözcüklerle ve nasıl kurulursa kurulsun, anlatılmak istenen düşünce aynıdır.
Duygu ve düşüncelerini birkaç sözcük ile söyleyebilmek, ancak kabiliyetli insanlarda görülür.
Bu cümlede, anlatmak istediklerini az sözcükle ifade etmenin yetenekli insanların özelliği olduğu anlatılmaktadır. Dolayısıyla bu cümlede anlatılmak istenen düşünceyi, farklı bir şekilde şöyle de söyleyebiliriz:
Az sözle çok şey anlatabilmek ancak yetenekli insanların özelliğidir.
Bir şiirin güzelliği, oluşturulurken şairin dışarıda bıraktığı kelimelerin sayısı ile doğru orantılıdır.
Bu cümlede, şiirin güzelliğinin şairin şiirde kullanmadığı kelimelerin sayısıyla doğrudan ilişkili olduğu anlatılmaktadır. Dolayısıyla bu cümlede anlatılmak istenen düşünceyi, farklı bir şekilde şöyle de söyleyebiliriz:
Bir şiir kaleme alınırken kullanılan kelimelerin azlığı, o şiirin güzel olduğunun göstergesidir.
Çağdaş şiirimizin yurdumuzun, bizim insanımızın sesini yansıtmadığı sürece gelişme göstermesi olanaksızdır.
Bu cümlede, modern şiirimizin sanatsal gelişmesinin ulusal değerlerimizi yansıtmasına bağlı olduğu anlatılmaktadır. Dolayısıyla bu cümlede anlatılmak istenen düşünceyi, farklı bir şekilde şöyle de söyleyebiliriz:
Modern şiirimizin sanatsal yönden gelişebilmesi, her şeyden önce ulusal değerlerimizi yansıtabilmesiyle mümkün olacaktır.
Yakın Anlamlı Cümleler
Eş anlamlı cümlelerde, biri diğerinin yerini tutabilecek aynı anlama gelen cümleler söz konusudur. Yakın anlamlı cümlelerde ise aynı özü, aynı ruhu taşıma söz konusudur. Cümlelerin ilettiği yargılar, anlamca birbirinin özdeşi olmasa da yakın anlamlılık özelliği taşıyabilir. Yakın anlamlı cümleleri belirlemek, cümleleri doğru yorumlamaya ve cümleden iletilen mesajı kavramaya bağlıdır.
Sanatçı, yapıtını oluştururken gözlem gücünden yararlanır; ancak yaşamdan seçtiği kesitleri, olduğu gibi değil, yeniden kurgulayarak anlatır.
Bu cümlede, sanatçının, gerçekleri değiştirip, yeniden tasarlayarak anlatması gerektiği dile getirilmektedir. Dolayısıyla bu cümlenin yakın anlamlısını şu şekilde söyleyebiliriz:
Sanatçının amacı, çevresine ayna tutmak değil, aynaya yansıyanları yeniden biçimlendirmektir.
Halk şiiri doğal ve içtenlikli bir anlatım üzerine temellenir.
Bu cümlede, halk şiirinin doğal ve içten bir anlatımla oluşturulduğu anlatılmaktadır. Dolayısıyla bu cümlenin yakın anlamlısını şöyle söyleyebiliriz:
Halk şairi, sözünü şiire dönüştürürken içinden geldiği gibi söyler.
Yazarın roman diye okura sunduğu, kendi ruh evreninin fotoğrafından başka bir şey değildir.
Bu cümlede, romanların, yazarların ruh evreninin fotoğrafı yani iç dünyalarının anlatılması olduğu dile getirilmektedir. Dolayısıyla bu cümlenin yakın anlamlısını şöyle söyleyebiliriz:
Romanda anlatılanlar, yazarının iç dünyasının yansımalarıdır.
Karşıt Anlamlı Cümleler
Birbirlerine zıt durumları ifade eden cümlelerdir. Karşıt anlamlı cümleler birbiriyle çelişen bir nitelik sergiler.
Romancı, çevresinde gözlemlediklerini yorumlayarak romanını kurar. Roman yazarı, gördüklerini onlara bir şey katmadan romanına aktarır.
İlk cümlede “romancının, gözlemlediklerini yorumlayarak, yani ona düş gücünü katarak romanına aktardığı” anlamı vardır. İkinci cümlede ise “roman yazarının, gözlemlerini romanına olduğu gibi, yani yorumlamadan aktardığı” anlamı söz konusudur. Görüldüğü gibi, bu iki cümle anlamca birbirinin tam tersidir. Dolayısıyla bu cümleler karşıt anlamlı cümlelerdir.
Yazarlar, yapıtlarını oluştururken okuru görmezden gelemez.
Yazarlar, yapıtlarını kaleme alırken kimseyi dikkate almaz.
İlk cümlede yazarların yapıtlarını hazırlarken “okuru dikkate alması gerektiği”, ikinci cümlede ise “kimseyi dikkate almadığı” anlamı vardır. Dolayısıyla bu cümleler karşıt anlamlı cümlelerdir.
Bildirdiği Duygu, Düşünce, Kavramlara Göre Cümleler
Neden-Sonuç Bildiren Cümleler
Bir eylemin hangi nedenden (gerekçe) dolayı gerçekleştiğini veya gerçekleşmediğini bildiren cümlelerde yargı- gerekçe ilişkisi vardır. Bazen cümle içinde bazen de iki cümle arasında ne- den-sonuç ilgisi kurulabilir.
Bazı genç yazarlar, şöhret peşinde koştukları için, nitelikli yapıtlar ortaya koyamıyor.
Neden-sonuç bildiren bu cümlede yükleme “Bazı genç yazarlar, neden nitelikli yapıtlar ortaya koyamıyor?” diye sorduğumuzda, “Şöhret peşinde koştukları için.” cevabını alırız. Dolayısıyla bu cümlede “şöhret peşinde koşmak” neden, “nitelikli yapıtlar ortaya koyamamak” da sonuçtur.
Neden-sonuç ilgisi bulunan aşağıdaki cümlelerde “neden” bildiren bölümlerin altı çizilmiştir.
Şiddetli tipi yüzünden tüm uçuşlar iptal edildi.
Yol yapım çalışmalarından dolayı trafikte uzun kuyruklar oluştu.
Doğum gününde aramadım diye arkadaşım bana darılmış.
Elektrikler kesildiğinden konser yarıda kaldı.
Dilekçeniz işleme konmadı çünkü imzasızdı.
Amaç-Sonuç Bildiren Cümleler
Ulaşılmak istenen bir hedefin, gayenin ortaya konduğu cümlelerdir. Başka bir deyişle bir eylemin yapılışının bir amaca bağlandığı cümlelerdir. Genelde “-mek için, -mak için” kalıbıyla birlikte kullanılır. Cümlede amacıyla anlamı vardır.
İnsanlara şiiri sevdirmek için, şiir geceleri düzenliyoruz.
Amaç-sonuç bildiren bu cümlede “insanlara şiiri sevdirmek” amaç, “şiir geceleri düzenlemek” ise bunun sonucudur.
Amaç-sonuç ilgisi bulunan aşağıdaki cümlelerde “amaç” bildiren bölümlerin altı çizilmiştir.
Okurlarımı bilgilendirmek adına yapıtlarımın ön sözünde yapıtın oluşum süreciyle ilgili bilgiler ortaya koyuyorum.
Çocuklara kitap okuma alışkanlığı kazandıralım diye yayınevi olarak çocukların dünyasına seslenen kitaplar hazırlıyoruz.
Kilometrelerce yoldan ta buralara kadar sizleri görmeye geldim.
Yoksullara yardım etmek amacıyla bir dernek kurmuşlar.
Şart Bildiren Cümleler
Bir yargının ya da eylemin gerçekleşmesinin başka bir durumun gerçekleşmesine bağlı olduğu cümlelerdir. Bu tür cümlelerde yargı, bir koşula bağlıdır.
Havalar böyle soğuk giderse meyve ağaçlarının çiçekleri yanar.
Şart bildiren bu cümlede, “meyve ağaçlarının çiçeklerinin yanması” eyleminin gerçekleşmesi, “havaların soğuk gitmesi” şartına bağlanmıştır.
Aşağıdaki cümlelerde altı çizili bölümler şart bildirmektedir.
Vaktinde geri vermek üzere sana borç verebilirim.
Size geleceğim ancak sen de bana şehrin her yerini gezdireceksin.
Roman okudukça düş dünyanızın genişlediğini göreceksiniz.
Tümdengelim-Tümevarım Bildiren Cümleler
Genelden özele, yani bütünden parçaya inmek amacıyla kurulan cümleler tümdengelim bildirir. Tümdengelim genel anlamdaki özellikleri parçalarda görme ve bulma gayretidir. Özelden genele, yani parçadan bütüne varmak amacıyla kurulan cümleler tümevarım bildirir. Tümevarım cümleleri genelleme niteliği taşır.
19. yüzyıl ortalarında Türk yazarları aile problemi üzerinde durmuşlardır. Recaizade Mahmut Ekrem de bu romancılardan biridir. Onun “Araba Sevdası” adlı romanında tema, değişen ve çözülen ailedir.
Yukarıdaki örnekte, birinci cümlede “Türk yazarları” ifadesiyle genel bir durumdan söz edilmiş, ikinci cümlede ise “Türk yazarlarının içinde yer alan bir yazara geçilerek tümdengelim anlatış biçimi sergilenmiştir.
Kadın erkek, yaşlı genç, çoluk çocuk salonda bulunan tüm konuklar sanatçıyı hayranlıkla dinliyordu.
Bu cümlede “konuklar”ı oluşturan parçalar sıralanmış, ardından da “tüm konuklar” denerek tümevarım anlatış biçimi sergilenmiştir.
Tanım Bildiren Cümleler
Bir kavramın veya varlığın ne olduğunu bildiren cümlelerdir. “Bu nedir?” sorusunun cevabıdır. Bu cümlelerde bir şeyin ne olduğu açıklandığından, açıklama ve bilgi verme esastır.
Erguvan, baklagillerden, eflatunla kırmızı arası renkte çiçek açan, güzel bir süs ağacıdır.
Bu cümlede, “erguvan”ın ne olduğu söylenerek tanım yapılmıştır.
Aşağıdaki cümleler tanım bildirmektedir.
Karanın deniz, göl, ırmak boyunca uzanan bölümüne sahil denir.
Kıtaları birbirinden ayıran büyük denize okyanus adı verilir.
Şiir; dilin anlam, ses ve ritim öğelerini belli düzen içinde kullanarak bir olayı ya da bir duygusal ve düşünsel deneyimi yoğunlaşmış ve sıradanlıktan uzaklaşmış bir biçimde ifade etme sanatıdır.
Karşılaştırma Bildiren Cümleler
Varlık, kavram ya da durumların değişik yönlerden kıyaslanarak karşılaştırıldığı cümlelerdir. Bu cümlelerde karşılaştırılan şeylerin benzerliği de farklılığı da vurgulanabilir. Bu cümlelerde karşılaştırma, “gibi, kadar, daha, en, ise, oysa, göre vb.” sözcüklerle sağlanır.
Gözlerimi bir an olsun ayıramadığım kar manzarası şimdiye kadar gördüklerimden daha güzeldi.
Bu cümlede sözü edilen “kar manzarası” ile “şimdiye kadar görülen manzaralar”, arasında “güzellik” yönüyle karşılaştırma yapılmıştır.
Aşağıdaki cümlelerde karşılaştırma yapılmıştır.
Arkadaşım, çiçeklerden en çok, bahar müjdecisi olarak bilinen kardeleni severdi.
Bazı eleştirmenler, yaşlı şairin son kitabındaki şiirlerin, öteki kitaplarındaki şiirler kadar nitelikli olmadığını yazılarında dile getirdi.
Divan şairleri, halk şairlerine göre çok ağır bir dil kullanmıştır.
Betimleme Bildiren Cümleler
Bir varlığı, durumu, kişiyi sözle veya yazıyla niteliklerini ortaya koyarak anlatmayı, göz önünde canlandırmayı amaçlayan cümlelerdir. Bu cümlelerde anlatılan şeyin, sözcüklerle resmedilmesi söz konusudur. Bu yüzden niteleme sıfatlarından sıkça yararlanılır.
Akşam güneşin altında göz kamaştırıcı pırıltılarla yanan deniz, ta uzaklarda açıklı koyulu gölgelere bürünen Midilli Adası’na kadar uzanıyordu.
Bu cümlede “deniz” ve “Midilli Adası” niteleme sıfatları yardımıyla okurun gözünde canlandırılmaya çalışılarak betimlenmiştir.
Aşağıdaki cümlelerde betimleme yapılmıştır.
Eylül sabahının bu kapanık ve serin gününde bahçenin bütün ağaçları durgun ve karanlık; havuzların suları, kapkara bulutlu gökyüzünün yansımalarıyla kirli bir katran çukurunu andırıyordu.
Rengârenk çiçekler toplayan küçük kızın, kına renginde çalı gibi sert, karmakarışık saçları, balmumu gibi renksiz yüzünde yine o renkte çilleri, daracık alnı ile bir hizada gece karası gözleri vardı.
Yemyeşil dağlar arasında kalan bu şehir, akşamları morararak susar; serin rüzgârlarla dağılan ezan seslerinden sonra belde, derin bir sessizliğe dalar, karanlık basınca yamaçtaki evlerde cılız gaz lambalarının titrek ışıkları görülür.
Nesnel-Öznel Anlatımlı Cümleler
Kişisel görüş içermeyen, herkesçe kabul edilecek ve kanıtlanabilir yargılar içeren cümleler nesnel; kişisel görüş içeren, dolayısıyla herkesçe kabul edilmeyip kişiye göre değişen, yani kanıtlanamayan yargılar içeren cümleler özneldir.
Sonbaharda bazı ağaçların yaprakları dökülür.
İnsanların iyice duygusallaştığı, hüzünler mevsimi sonbaharda bazı ağaçların yaprakları dökülür.
Roman, edebiyatımıza Batı edebiyatından gelen edebî türlerdendir.
Roman, edebiyatımıza Batı edebiyatından gelen, kurgusuyla okuru büyüleyen edebî türlerdendir.
Yukarıdaki cümlelerin birincileri, kanıtlanabilir yargılar içerdiğinden, nesnel cümlelerdir. İkinci cümlelerdeki altı çizili sözlerde kişisel görüşler ortaya konduğundan; yani bu cümleler, kanıtlanamaz yargılar içerdiğinden, öznel cümlelerdir.
Doğrudan-Dolaylı Anlatım Cümleleri
Başkasına ait bir sözü hiçbir değişiklik yapmadan aktaran cümlelere doğrudan anlatım; başkasına ait bir sözü, kişinin kendi söyleyişine göre değiştirerek yani bazı biçimsel değişiklikler yaparak aktaran cümlelere de dolaylı anlatım cümleleri denir. Doğrudan ve dolaylı anlatım cümlelerinde aktarılan sözde hiçbir anlamsal değişiklik meydana gelmez.
Şair: “Her güzel şey şiirin konusu olabilir.” dedi.
Şair, her güzel şeyin şiirin konusu olabileceğini söyledi.
Yukarıdaki cümlelerin birincisinde şairin sözünde hiçbir değişiklik yapılmayıp cümle aynen aktarıldığından, bu cümle, doğrudan anlatımlı bir cümledir. İkincisinde ise şairin sözünde bazı biçimsel değişiklikler yapıldığından; yani şairin sözünü aktaran kişi, sözü kendi ağzından aktardığından, bu cümle dolaylı anlatımlı bir cümledir.
Bu alt konu ile 9.Sınıf Cümle Bilgisi konusun bir konusunu daha bitirmiş olduk. Şimdilik kısa bir ara verip aşağıdaki son alt başlığımız ile 9.Sınıf Cümle Bilgisi konusunu tamamlayabilirsiniz.
Cümlede Kavramlar (Pekiştirme)
9.Sınıf Cümle Bilgisi konusunun diğer alt başlıklarından birisi de cümlede pekiştirme konusudur. Cümlede pekiştirmeyi aşağıda belirtilen başlıklarda inceleyelim.
Varsayım
Gerçekleşmeyen bir durumu veya olayı gerçekleşmiş gibi kabul etmektir. Bu cümlelerde, “farz edelim, diyelim ki, tut ki, kabul edelim, düşünelim” gibi ifadeler bulunur.
Aşağıdaki cümleler varsayım bildirmektedir.
Diyelim ki aradığın kitabı buldun.
O çok zor dediğin sınavı kazandığını düşünelim.
Tut ki çalışmak için yurt dışına gidiyorsun.
Farz edelim ki konser iptal edildi.
Tahmin (Sezgi) – Olasılık (İhtimal)
Bazı sezgi ve bilgilere dayanarak herhangi bir durum, olay ya da eylemin nasıl gerçekleşeceği hakkında kesin olmayacak şekilde fikir yürütmektir. Kişisel sezgiler, “bence, bana göre, sanırım, belki, zannediyorum” gibi ifadelerle belirtilir.
Aşağıdaki cümleler tahmin-olasılık bildirmektedir.
Geç oldu, bence dedemler şimdi çoktan uyumuştur.
Havalar iyice ısındı, belki de bizim oralarda çiçekler çoktan açmıştır. Gençler edebiyatla eskisi kadar ilgilenmiyor sanırım.
Adalar vapuru şu sıralarda kalkmış olmalı.
Çıkarım
Herhangi bir kişi, olay, durum, kavram veya varlıkla ilgili var olan bilgilere dayanarak bir tespit ortaya koymaktır.
Aşağıdaki cümleler çıkarım bildirmektedir.
Bunca yıllık deneyimi olan şairin çok az sayıda şiir yazması, onun, şiire ne kadar önem verdiğini ortaya koymaktadır.
Kitap fuarlarının sayısının ve bu fuarlara olan ilginin her geçen yıl daha da artması, ülkemizde kitap okuma oranının arttığının en iyi kanıtıdır.
Kesinlik
Bir olay, durum, kavram veya varlıkla ilgili verilen bilginin kesin olması ve kanıtlanabilir nitelik taşımasıdır.
Aşağıdaki cümleler kesinlik bildirmektedir.
Mezuniyet gecesi, 25 Haziran 2019’da yapıldı.
81 nolu otobüs hattı Yeşilköy-Eminönü arası çalışır.
Konser sona ermiştir, herkese iyi geceler dileriz.
Konser sona ermiştir, boşuna yorulmayalım oraya kadar. (İhtimal)
Yorum
Bir olay veya durumun duyguların da yardımıyla anlatılmasıdır. Bu cümlelerde öznellik, kişisellik vardır.
Aşağıdaki cümlelerdeki altı çizili sözler yorum bildirmektedir.
Öykülerde, okuru hayal dünyalarına yelken açtıran bir anlatım vardı.
Ünlü sanatçı dünkü konserde, dinleyeni yüreğinden yakalayan şarkılar seslendirdi.
Kar taneleri, yeryüzünü barışa boyamak için yağıyordu âdeta.
Beğenme (Takdir Etme)
Herhangi bir şeyin iyi ya da güzel olduğunu ve beğenildiğini dile getirmektir.
Aşağıdaki cümlelerdeki altı çizili sözler beğenme bildirmektedir.
Ünlü bir eleştirmen, Dostoyevski’nin “İnsancıklar” romanını okuyunca, bir aşk ancak bu kadar güzel resmedilebilir, demiş.
Deniz kenarında oturup güneşin ufukta batışını görmeliydin, öyle harika bir manzaraydı ki!
Hayıflanma (Üzülme), Yakınma
Hayıflanma, bir olay ya da durum karşısında üzülmektir. Yakınma, bir kişinin bir durum ya da olayı sızlanarak, şikâyet ederek anlatmasıdır.
Aşağıdaki cümleler hayıflanma ve yakınma bildirmektedir.
Şu dünyada bir gün olsun gülmedim, yazık! (Hayıflanma)
Ah yine sonbahar gelmiş, yazdan bir şey anlamadan! (Hayıflanma)
Verdiği sözleri bir de yerine getirmesini öğrense! (Yakınma)
Ondan yardım istesek de bize yardım etmez ki! (Yakınma)
Öneri
Bir sorunu çözmek amacıyla ya da herhangi bir durumla ilgili olarak tavsiye niteliğinde görüş bildirmektir.
Aşağıdaki cümlelerdeki altı çizili sözler öneri bildirmektedir.
Moraliniz ne kadar bozuk olursa olsun, gülümsemeye gayret edin.
Romanlarınızda sadece kendi yaşamınızı anlatmayın ki romanlarınız kuru bir yaşam öyküsüne dönmesin.
Çevrenizdeki yoksul insanlara yardım etmeniz çok iyi olur.
Ön Yargı
Bir kişi, olay veya durumla ilgili olarak önceden edinilmiş, genellikle olumsuz düşüncelerdir. Ön yargı niteliği taşıyan cümlelerde ‘‘biliyorum” havası hâkimdir.
Aşağıdaki cümleler ön yargı bildirmektedir.
Genç sanatçının bu ikinci romanı da okurlar ve eleştirmenler tarafından benimsenmeyecek, göreceksiniz.
Ne kadar uğraşsan da bu işi başaramayacaksın, adım gibi eminim.
Eşitlik
İki ya da daha çok şeyin birbirine eşit olması durumudur.
Aşağıdaki cümleler eşitlik bildirmektedir.
Babam, ikimiz arasında hiçbir ayrım gözetmezdi.
Üzüm salkımını tam ortadan bölerek iki kardeşe ikram etti.
Kanıksama
Bir durumun çok tekrarlanması sebebiyle etkilenmez olma, sözü edilen duruma alışma durumudur.
Aşağıdaki cümleler kanıksama bildirmektedir.
Arkadaşımın haksız eleştirilerine artık aldırmıyorum.
Sabahları işe giderken akşam eve dönerken saatlerce trafikte beklemek beni etkilemiyor artık.
Uyarma
Herhangi bir konu, sorun üzerine ilgi çekme; ikaz, ihtar, tembihte bulunmaktır.
Aşağıdaki cümleler uyarma bildirmektedir.
Arkadaşlar, sınav başladı, biraz sessiz olabilir misiniz?
Bu yollarda gizli buzlanma olduğundan, zincirsiz trafiğe çıkmayın.
Tasarı
Herhangi bir konuyla ilgili olarak, ileriye dönük yapılması düşünülen plan ve projelerdir.
Aşağıdaki cümleler tasarı bildirmektedir.
Yeni yetenekleri edebiyat dünyasına kazandırmak için, sadece gençlere sayfalarını açan bir dergi çıkarmayı düşünüyoruz.
İleriki yıllarda, dili okurlarca çok ağır bulunan bazı romanlarımı sadeleştirmeyi planlıyorum.
Eleştiri
Bir insanı, bir eseri, bir konuyu doğru ve yanlış yanlarını bulup göstermek amacıyla incelemek, tenkit etmektir.
Aşağıdaki cümleler eleştiri bildirmektedir.
Usta şair, son şiir kitabındaki şiirlerinde kendini tekrar etmiş.
Çevrendekilere bu şekilde kırıcı sözler söylemen hoş değil.
Yetkin sanatçı, romanlarında hiçbir zaman okurlarını yönlendirmiyor.
Sevgili öğrencilerim; 9.Sınıf Cümle Bilgisi konu anlatımı şimdilik bu kadar. 9.Sınıf Cümle Bilgisi konusu hakkında tüm yanlış ve eksiklikleri lütfen iletişim formu ile bize bildirin. Şimdiden iyi çalışmalar. Bu konu ile ilgili test mi çözmek istiyorsunuz. Neden Türkçeci Mobil Uygulamasını denemiyorsunuz?
Türkçeci mobil uygulaması hakkında daha geniş bilgi için buraya tıklayabilirsiniz.