9. Sınıf Öğretici Metinler Dersi

Sıkılmadan Öğren: Öğretici Metinler Konu Anlatımı ve Türleri (9-12. Sınıf)

Öğretici Metinler Nedir? Neden Okuruz?

Merhaba gençler, bugün edebiyatın bilgi deposu olan öğretici metinleri, yani hayatımızdaki her türlü “bilgi verme” metnini masaya yatırıyoruz. Bu metinler öyle romanlar, şiirler gibi hayal dünyasına dalmaz; tam tersine, bize dünyayı, tarihi, bilimi ve insanı olanca gerçekliğiyle anlatır. Öğretici metinler, yazıldıkları dönemin zihniyetini, kültürünü ve bilimsel birikimini yansıtan, okuyucuyu aydınlatma ve bilgilendirme amacıyla kaleme alınmış yazı türlerinin genel adıdır. Bu metinlerde amaç, okura bir fikri veya gerçeği kanıtlarıyla birlikte açık, net ve yalın bir dille aktarmaktır.

Peki, bu metinler hayatımızın neresinde? Aslında her yerdeler! Okuduğumuz bir gazete köşe yazısı, biyografi kitabı, hatta bir bilimsel makale… Hepsi bu ailenin üyeleri.

Öğretici Metinlerin Temel Özellikleri Nelerdir?

Öğretici metinleri, hayal gücüne dayanan sanatsal metinlerden ayıran çok net çizgiler var. Gelin, bu çizgileri birlikte inceleyelim:

  • Amaç Bilgi Vermek: Temel görevleri okuyucuya bir şeyler öğretmek, bir konuda aydınlatmak veya bir düşünceyi kanıtlamaktır.
  • Gerçeklik Ön Planda: Kurmaca (uydurma) ögeler yoktur. Ele alınan konular, günlük hayatın gerçeklerinden, bilimsel verilerden ya da tarihi olaylardan beslenir.
  • Dilin Göndergesel İşlevi: Dil, genellikle ilk (temel) anlamıyla kullanılır. Mecazlar, sanatlı söyleyişler ve çağrışım uyandıran ifadelerden kaçınılır. Açık ve anlaşılır olmak esastır.
  • Nesnellik (Tarafsızlık): Özellikle bilimsel ve tarihî metinlerde yazarın kişisel yorumu değil, kanıtlanabilir veriler önemlidir. (Bazı türlerde, mesela denemede, öznellik olabilir.)
  • Yapı (Plan): Genellikle net bir giriş, gelişme ve sonuç planına sahiptirler.
  • Yoruma Kapalı: Her okuyan, metinden aynı anlamı çıkarmalıdır. “Şair burada ne demek istemiş?” diye kafa yormayız. Yazar ne demek istiyorsa, onu söyler.

Öğretici Metinler ve Sanatsal Metinler Arasındaki Farklar (Tablo)

Sınavlarda en çok karıştırılan kısım burası. Öğretici metinler ve Sanatsal (Edebî) Metinler arasındaki farkı bu tabloyla beynimize kazıyalım:

ÖzellikÖğretici Metinler (Makale, Tarih, Biyografi)Sanatsal Metinler (Roman, Şiir, Hikaye)
Temel AmaçBilgi vermek, öğretmek, kanıtlamak, ikna etmek.Estetik zevk vermek, okuyucuda duygu uyandırmak.
Gerçeklik DurumuGerçekler (nesnel veriler, kanıtlar) esas alınır.Kurmaca (hayal ürünü) veya değiştirilmiş gerçeklik kullanılır.
Dil ve ÜslupSade, açık, anlaşılır. Göndergesel işlevde kullanılır. Üslup kaygısı düşüktür.Sanatlı, mecazlı, imgelerle dolu. Şiirsel işlevde kullanılır. Üslup önemlidir.
Yoruma AçıklıkYoruma kapalıdır, herkes aynı şeyi anlar.Çok anlamlıdır, okurun yorumuna açıktır.
Anlatım BiçimiAçıklayıcı ve tartışmacı anlatım kullanılır.Öyküleyici ve betimleyici anlatım kullanılır.

Öğretici Metinlerin Büyük Ailesi: Sınıflandırma

Öğretici metinler, konularına göre dört ana başlıkta incelenir. Bunları birer büyük kütüphane rafı gibi düşünebiliriz:

1. Bilimsel ve Felsefi Metinler

Bu metinler, evreni, bilgiyi ve insanı anlamaya çalışan ciddi yazılardır. Duygusallığa yer yoktur, her şey kanıta ve akla dayalıdır.

  • Bilimsel Metinler: Bir araştırmanın sonuçlarını, bulgularını veya bilimsel bir gerçeği kesin ve açık bir dille aktarır. Yazarı alanında uzmandır ve dili terimlerle doludur. (Örn: Bir fizik makalesi, tıbbi rapor.)
  • Felsefi Metinler: Varlık, bilgi, değer gibi temel konuları sorgular, irdeler. Kavramlar ve soyut düşünceler ön plandadır. Amaç, kesin bir sonuca varmaktan çok, okuru düşündürmektir.
  • Tarihî Metinler: Geçmişteki olayları zaman ve yer belirterek, belgelere dayalı ve nesnel bir bakış açısıyla anlatır. Yorumdan çok, verilerin aktarılması esastır.

2. Gazete Çevresinde Gelişen Metinler

Bunlar, matbaanın ve gazetenin hayatımıza girmesiyle gelişen, güncel konuları işleyen türlerdir. Çoğu, belli bir okuyucu kitlesini hedef alır.

Makale: Kanıtın Gücü

Makale, bir düşünceyi kanıtlamak, bir tezi savunmak veya bilimsel bir gerçeği açıklamak amacıyla yazılır. Makale yazarı iddialıdır; sunduğu bilgileri örnekler, karşılaştırmalar ve tanık göstermelerle destekler. Dili ciddidir ve nesnellik esastır.

Unutma: Makalenin en belirgin özelliği kanıtlama zorunluluğu taşımasıdır.

Deneme: Kendinle Sohbet

Deneme, yazarın herhangi bir konu üzerindeki kişisel duygu ve düşüncelerini, kanıtlama amacı gütmeden, kendi kendisiyle konuşuyormuş gibi içten bir üslupla yazdığı türdür. Denemede öznellik (kişisellik) ön plandadır. Yazar, “Benim fikrim bu,” der ve okurun kabul etmesini beklemez. Montaigne bu türün babasıdır, bizde ise Nurullah Ataç akla gelir.

Fıkra (Köşe Yazısı): Günün Nabzı

Gazetelerin belirli köşelerinde günübirlik, güncel siyasi, sosyal veya kültürel olayların yazarın kişisel bakış açısıyla (kanıtlamadan) ele alındığı kısa yazılardır. Konu derinlemesine işlenmez, sadece can alıcı noktasına değinilir. Ertesi gün unutulsa da olur, çünkü amacı anlık düşündürmektir.

Sohbet (Söyleşi): Karşılıklı Çay Keyfi

Yazarın, sanki karşısında biri varmış gibi samimi ve senli-benli bir dille, günlük konuları ele aldığı yazılardır. Yazar sık sık okura sorular sorar (“Sizce de öyle değil mi?”) ve cevapları yine kendisi verir. Amaç, okuru yormadan, tatlı bir dille düşündürmektir. Kanıtlama amacı yoktur.

Eleştiri (Tenkit): Terazideki Eser

Bir sanat, edebiyat veya düşünce eserinin (roman, film, tablo vb.) değerli ve değersiz yönlerini, olumlu ve olumsuz yanlarını ortaya koyan yazılardır. Eleştirmen, eseri inceleyerek okuyucuya yol gösterir. Eleştiri, bilimsel (nesnel) ve izlenimsel (öznel) olmak üzere ikiye ayrılır.

Röportaj: Yerinde İnceleme

Bir yerin, olayın, kurumun veya kişinin yerinde gezilip görülerek, farklı kişilerle konuşularak, fotoğraf ve belgelerle desteklenerek kaleme alındığı, yazarın kişisel yorumunu da kattığı metinlerdir. Röportaj, haberin yazarın gözüyle zenginleştirilmiş halidir.

3. Kişisel Hayatı Konu Alan Metinler

Bu metinler, yazarın kendi yaşamından veya çevresindeki önemli kişilerin hayatından beslenir. İnsan deneyimlerini kayda geçirme isteğiyle ortaya çıkmıştır.

Anı (Hatıra): Geçmişe Yolculuk

Yaşanan olayların üzerinden belli bir zaman geçtikten sonra, olayları yaşayan kişi tarafından kaleme alınan yazılardır. Anılar, geçmişe ışık tutar ve yazıldığı dönemin sosyal, kültürel yapısı hakkında bilgi verir. Anı yazarı, olayları genellikle kronolojik sırayla anlatır ve tarihe kaynaklık edebilir. (Örn: Atatürk’ün anıları, bir yazarın gençlik yılları.)

Günlük (Günce): Günü Gününe

Yaşanan olayların, duygu ve düşüncelerin günü gününe, tarih atılarak yazıldığı metinlerdir. Anıdan farkı, olayın sıcaklığı ve tazeliği içindeyken yazılmasıdır. Yazarın iç dünyasını en samimi şekilde yansıtır. Genellikle yayımlanmak amacıyla yazılmaz, bu yüzden çok daha içtendir.

Gezi Yazısı (Seyahatname): Keşif Defteri

Yazarın gezip gördüğü yerlerin (şehir, ülke, bölge) ilgi çekici yönlerini, insanlarını, gelenek ve göreneklerini kendi bakış açısıyla anlattığı yazılardır. Yazar, gözlemlerini aktarırken tarihî, coğrafi ve sosyal bilgileri de kullanır. Evliya Çelebi’nin Seyahatname’si bu türün en görkemli örneğidir.

Biyografi (Yaşam Öyküsü): Başkasının Hayatı

Sanat, bilim, siyaset gibi alanlarda tanınmış bir kişinin hayatının, başarılarının ve eserlerinin başka biri tarafından (üçüncü kişi ağzından) belgelere dayanılarak anlatıldığı metinlerdir. Yazar, tarafsız (objektif) olmak zorundadır.

  • Otobiyografi: Eğer kişi kendi hayatını kendisi anlatıyorsa (birinci kişi ağzından), buna otobiyografi denir.

Mektup: Duyguların Postacısı

Birbirinden ayrı yerlerde yaşayan insanların haberleşmek, bilgi veya duygu iletmek amacıyla yazdıkları metinlerdir. Mektuplar; özel, resmi, iş ve açık mektuplar olarak gruplanır. Edebî mektuplar ise sanatçıların birbirine yazdığı ve edebi değer taşıyan mektuplardır (Örn: Fuzuli’nin Şikâyetname’si).

Öğretici Metinleri Çözümleme Teknikleri

Bir öğretici metni okurken sadece harfleri görmeyiz, aynı zamanda yazarın yaşadığı dönemi, amacını ve kurduğu yapıyı da çözümleriz. Bu, adeta bir dedektiflik işidir.

Metin ve Zihniyet: Dönemin Aynası

Her metin, yazıldığı dönemin siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik ortamını yansıtır. Buna “zihniyet” diyoruz. Bir yazar, eserinde o dönemin tartışmalarına, modasına veya problemlerine kayıtsız kalamaz. Metni incelerken, yazarın hangi çağda yaşadığını ve o çağın hangi değerlerini metne taşıdığını anlamaya çalışırız.

Metin ve Yapı (Plan): İskeleti Görmek

Öğretici metinler, genellikle mantıksal bir sıra izler. Bu yapı, metnin giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinden oluşur. Yapı, düşüncenin tutarlı bir şekilde ilerlemesini sağlar. Bir metni incelerken, paragraflar arasındaki geçişlerin ne kadar sağlam olduğunu ve her birimin ana düşünceye ne kadar hizmet ettiğini kontrol ederiz.

Metin ve Ana Düşünce: Yazarın Mesajı

Ana düşünce (temel fikir), yazarın metnin tamamında okura iletmek istediği en kısa ve yoğun mesajdır. Öğretici metinlerde ana düşünce genellikle açıkça ifade edilir ve metnin yazılış amacını oluşturur. Yardımcı düşünceler ise ana düşünceyi destekleyen, açıklayan veya örnekleyen yan fikirlerdir. Ana düşünceyi bulmak için şu soruyu sorarız: “Yazar bu metni neden yazdı? Bize neyi kabul ettirmeye çalışıyor?”

Metin, Dil ve Anlatım: Sözcüklerin Seçimi

Öğretici metinlerde dilin yalın, duru ve anlaşılır olması şarttır. Ancak dilin kullanımı, metnin türüne ve hitap edilen kitleye göre değişir. Örneğin, bir bilimsel makalenin dili (terimli, resmi) ile bir denemenin dili (içten, kişisel) asla aynı değildir. Hedef kitlenin (çocuklar, üniversite öğrencileri, genel okur) kim olduğu, yazarın kelime seçimini ve cümle yapısını doğrudan etkiler.

Unutmayın, Türkçe derslerinde başarılı olmak için sadece tanımı ezberlemek yetmez. Bu metin türlerinin günlük hayatta karşımıza nerede çıktığını anlamak, işimizi çok kolaylaştıracaktır. Şimdi öğrendiklerimizi pekiştirme zamanı!

Benzer Dersler

Bir yanıt yazın