9. Sınıf Dil ve Anlatım Dersleri

9. Sınıf Paragraf Bilgisi Konu Anlatımı

Bu ders anlatımımızda 9.Sınıf Paragraf Bilgisi konusuna yer vereceğiz. Bu konu ile ilgili olarak dikkat etmeniz gereken bir husus şudur ki; aşağıda yer alan kavram bağlamı sizin mevcut ders müfredatından farklı olsa da ancak sitemizin anlatımımız daha kapsayıcı olacaktır. Bu konuyu tamamen kavrayabilmek için bol bol kitap okumanızı ve konu hakkında bol bol test çözmeni bu konuyu anlamanızı kolaylaştıracaktır. Sitemizde sizler için özel olarak hazırlanmış ders notlarımız ile konu anlamanızı güçlendirecek ve parçada anlam ile ilgili çıkmış sorular hakkında fikir edinebileceksiniz. Ayrıca Türkçeci Mobil uygulamamızda tüm konular için hazırlanmış özel testler yer almaktadır. Uygulamamız hakkında geniş bilgi bu adrestedir.

9.Sınıf Paragraf Bilgisi konusunun sonunda aşağıdaki kazanımları elde edecek ve aşağıda yer alan soruların cevaplarına ulaşmanızı hedeflemekteyiz.

  • Paragrafın yapısı nedir? Paragrafın yapısı nasıl çözülür? Paragrafın yapısını çözme teknikleri nelerdir?
  • Paragrafın bölümü nedir? Paragrafın bölümleri nasıl bulunur? Paragraf kaç bölümden oluşur?
  • Paragrafın giriş bölümü, gelişme bölümü ve sonuç bölümü için örnekler nelerdir?
  • Paragrafın bölümünün bulunması hakkında çözümlü çıkmış sorular ile nasıl çalışılır?
  • Paragrafın anlatımı nedir? Paragrafta kullanılan anlatım teknikleri nelerdir?
  • Parça anlatımında kullanılan kavramlar nelerdir?
  • Paragrafın konusu nasıl bulunur? Paragrafın ana konusunu bulmak için hangi sorular sorulur?
  • Paragrafta konu ve ana düşünce nasıl bulunur?
  • Parçanın başlığı nedir? Parçaya uygun başlık bulma soru örnekleri nelerdir? Parçaya başlık bulma soruları nasıl çözülür?
  • Parçayı karşılayan soru nasıl bulunur? Parçanın yardımcı ve ana düşüncesi ile ilgili sorular nasıl çözülür?
  • Paragrafta anlatım yöntem ve teknikleri nelerdir?
  • Paragrafta anlatım biçimleri nelerdir?
  • Paragrafta anlatım test sorularını çözmenin pratik yolları nelerdir?
  • Paragrafta anlatım nitelikleri nelerdir?
  • Paragrafta düşünceyi geliştirme yolları nelerdir?
  • Sayısal verilerden yararlanma nedir?
  • Tanımlama örnekleri nelerdir?
  • Örnekleme cümleleri nasıl ayırt edilir?
  • Tanık gösterme ne amaçla kullanılır?

Buyurun o zaman cevaplarımızı aramaya başlayalım. 9.Sınıf Paragraf Bilgisi dersi uzun bir ders olacak, dikkatle ilerlemeniz gerekecektir. Aşağıda yer alan alt konu başlıklarını tıklayarak alt konular arasında geçiş yapabilirsiniz.

Anlatım Birimi Olarak Paragraf

9.Sınıf Paragraf Bilgisi konusuna öncelikle paragraf ne demektir, tanımı ile başlayalım. Bir düşünceyi ana düşünce etrafında destekleyen cümleler topluluğuna paragraf denir. Paragrafı oluşturan cümleler, birbirleriyle bir zincirin halkaları gibi sımsıkı bağlantılıdır; bu bağlantı paragrafta anlam bütünlüğünü oluşturur. Paragraf tek bir cümleden oluşabileceği gibi birden fazla cümlelerden de oluşabilir. Bir düşünce bir cümleyle anlatılabileceği gibi, birden fazla cümleyle de anlatılabilir. Gereksiz cümlelerle doldurulan paragraf, yazının etki gücünü azaltır.

Paragraf bir yazıda düşünce birimidir. Sözcükte sesler, cümlede sözcükler, paragrafta cümleler ve metinde de paragraflar dil birliği birimidir. Metinde sözcükler belli kurallara göre birleşerek cümleleri oluşturur. Cümleler de bir duygu, düşünce ya da durumu belli bir anlam bağlamında, dil kurallarına uyarak bir düzen içinde anlatarak paragrafı oluşturur.

Yazar, iletmek istediği duygu ya da düşünceyi paragraflar halinde bir metne dönüştürür. Bu metinde paragraflar konuyu ya da konunun farklı bir yönünü işler. Paragraf, okumayı ve anlamayı kolaylaştırır. Paragraflara ayrılmamış bir metni okumak ve anlamak, paragraflara ayrılmış bir metni okumak ve anlamaktan çok daha zordur.

Paragrafın Oluşumu

Dilin anlamlı en küçük birimi sözcüklerdir. Sözcükler belli bir anlam bağlamında bir araya gelerek yargı bildiren cümleleri, cümleler de aynı anlam etrafında bir zincirin halkaları gibi bir araya gelerek paragrafları oluşturur. Buna göre paragraf, bir düşünce etrafında kümelenen en küçük anlatım birimidir. Sözcük ve cümleler bu anlatım birimi içinde değer kazanarak bir duygu, düşünce, olay ya da durumu anlatır.

Örneğin “buluşup, bu akşam, sohbet ettiler, çay bahçesinde, deniz kenarındaki, eski dostlar” gibi sözcük ve sözcük grupları tek başına anlamlıdır fakat bunlar bu halleriyle bir duygu ya da düşünceyi anlatacak durumda değildir. Bu sözler kişi, zaman, mekân gibi unsurlara bağlanarak bir araya getirildiğinde bir yargı ifade edecek duruma gelir: “Bu akşam, eski dostlar, deniz kenarındaki çay bahçesinde buluşup sohbet ettiler.” Böylece yukarıda tek başlarına anlamı olan sözcük ve sözcük grupları, yargı bildiren ve anlamı olan bir cümle oluşturur. İşte, paragraf da yargı bildiren cümlelerin belli bir anlam etrafında bir araya gelmesiyle oluşur.

Paragrafta Anlamın Bağlamla İlişkisi

Paragraf yapı, anlam ve anlatım bakımından bir bütündür. Bu bütünün temelinde cümleler vardır. Duygu, düşünce, olay ya da dileği tam olarak anlatan cümleler tek başına bir ileti taşır. Tek başına anlamlı olan bu birlikler bir araya gelerek paragrafları oluşturur. Önemli olan, cümlelerin aynı duygu ve düşünce etrafında örgülenmesi, aynı olay ya da durumu anlatacak şekilde bir birlik oluşturmasıdır. Aralarında anlam bakımından ilgi bulunmayan cümlelerin bir araya getirilmesi paragraf oluşturmaya yetmez. Paragrafı oluşturan cümleler mutlaka dil ve anlatım ilişkileri çerçevesinde bir araya gelmeli, bağlayıcı sözlerle bağlanarak paragraftaki anlamı oluşturmalıdır. Cümlelerin, bir duygu, düşünce ya da durumu belli bir “anlam bağlamında”, dil kurallarına uyarak bir düzen içinde anlatması sonucu paragraf oluşur.

Şimdi düşünce anlatımına dayalı aşağıdaki paragrafta cümlelerin birbirine anlamca ve yapıca nasıl bağlandığını ve bir bütün oluşturduğunu görelim:

(I) Sanatçılar, genellikle toplumsal yaşamdan kopuk kişiler olarak algılanır. (II) İnsanlarda böyle bir düşüncenin oluşmasında sanırım, tanınmış sanatçıların fildişi kulelerde yaşam sürmesi etkili olmaktadır. (III) Böylece insanlar, bunu bütün sanatçılar için geçerli bir durum olarak algılamaktadırlar. (IV) Dolayısıyla bu yanlış algılamanın ortadan kaldırılması için, insanların, yaşadığı toplumla ve okuruyla sağlam bir iletişim kuran sanatçıların varlığından haberdar edilmesi kaçınılmazdır.

Bu paragrafta,

I. cümlede, “sanatçıların, genellikle toplumsal yaşamdan kopuk kişiler olarak algılandığı” düşüncesi dile getiriliyor.

II. cümlede, “böyle bir düşüncenin oluşmasında” sözüyle I. cümledeki düşünce açıklanarak cümleler arasında bağlantı kuruluyor.

III. cümlede, “böylece” bağlacı ve “insanlar, bunu bütün sanatçılar için geçerli bir durum olarak algılamaktadırlar” yargısı II. cümleyi açıklıyor.

IV. cümlede, “dolayısıyla” bağlacı ve “bu yanlış algılamanın ortadan kaldırılması için” sözüyle III. cümledeki algılamanın yanlış olduğu ve bunun nasıl giderilmesi gerektiği anlatılarak cümleler arasında anlamca ve yapıca bağlantı kuruluyor.

Şimdi olay anlatımına dayalı aşağıdaki paragrafta cümlelerin birbirine anlamca ve yapıca nasıl bağlandığını ve bir bütün oluşturduğunu görelim:

(I) Güneye doğru indiğimizde göz alabildiğine uzanan yemyeşil bir ovayla karşılaştık. (II) Ova, güneşli ve dalgasız bir denizden daha düzdü. (III) Yolda gelirken gördüğümüz, çılgınca esen rüzgârların oluşturduğu tepecikler burada yoktu. (IV) Uzaklarda, bir insan boyu yüksekte, kubbeleştirilmiş, küçük küçük toprak yığınları vardı. (V) Merakla bu yığınlara yaklaştık. (VI) Bunların, bizim evlerimizdekinden çok daha küçük pencerelerinden bakınca içinde yaşayan insanları gördük.

Bu paragrafta,

I. cümlede, gezi sırasında karşılaşılan bir ovadan söz edilmiştir.

II. cümlede, bu ovanın nasıl olduğu üzerinde durulmuştur.

III. cümlede, ova, daha önce görülen yerlerle karşılaştırılarak burada küçük tepelerin olmadığından söz edilmiştir.

IV. cümlede, uzaklardaki toprak yığınlarından söz edilmiştir.

V. cümlede, bir önceki cümlede sözü edilen yığınlara merakla yaklaşıldığı anlatılmıştır.

VI. cümlede, toprak yığınların, içinde insan yaşayan, küçük pencereleri olan barınaklar olduğu söylenmiştir.

Görüldüğü gibi, paragrafta her cümle birbirine anlamca ve yapıca sıkı sıkıya bağlıdır. Paragrafta cümleler dil bağlantıları (Bağlayıcı özellik taşıyan “burada”, “bu yığınların”, “bunların” sözcükleriyle önceki cümlelerle bağlantı sağlanmıştır.) açısından da birbiri ile uyum içindedir. Paragrafın bütün cümlelerinde yüklemler geçmiş zamanlıdır.

9. Sınıf Paragraf Bilgisi Konu Anlatımı

Paragrafta Yapı

9.Sınıf Paragraf Bilgisi konusunun önemli alt başlıklarından birisi de Paragrafta Yapıdır. Bu başlık altında incelenen konulardan da sınavlarda sorular karşınıza çıkmaktadır. Paragraftaki cümleler veya ifade kalıpları arasındaki ilişki paragrafın yapısını belirler. Bundan dolayı paragrafın anlamının paragraftaki cümlelerin anlamının toplamı olmadığı, paragrafın şekil ve anlam kaynaşmasından oluşan organik bir birlik olduğu unutulmamalıdır. Yani paragrafın yapısını belirleyen temel öge, cümleler ve bu cümlelerin belli bir plan içinde bir araya getirilmesidir. Ancak bu yapıda önemli olan, cümlelerin sayısından çok, aynı anlamı ifade etmesi, aynı düşünceyi işlemesidir.

Anlatma birimi olan paragraf, yer aldığı metne göre boyut kazanır. Anlatıcının anlattığı konu, yer ve objeyle ilişkisi, paragrafın uzun veya kısa olmasını belirleyen öğelerden biridir. İletişim biçimi, yeri, iletinin niteliği, alıcının, göndericinin durumu ve ileti kanalının paragrafın boyutunu birlikte belirler. Paragrafta her cümle kendinden önceki cümlenin devamı, kendinden sonraki cümlenin hazırlayıcısıdır. Bu durum, cümleler arasındaki dil ve anlatım ilişkisini ortaya koymaktadır. Çünkü bu ilişki olmadan cümleler arasında anlam birliği sağlanamaz. Her cümle, kendi içinde taşıdığı ve paragrafta yüklendiği anlam ve görev ile anlatılmak isteneni belirginleştirir. 9.Sınıf Paragraf Bilgisi konusunda çok fazla alt başlık var. Dikkatlice not alarak devam etmelisiniz. 

İyi Bir Paragrafta Bulunması Gereken Özellikler

– İyi düzenlenmiş bir paragraftan herhangi bir cümle çıkarılamaz.

– Dil, doğru ve güzel kullanılarak cümleler arasındaki dil ve anlam kaynaşması sağlanır. Bir pararafta dil ve düşünce bağlantısı iyi kurulmamışsa anlatımın, dolayısı ile düşüncenin akışı bozulur.

– Söylenmesi gerekenden az veya çok cümleye yer verilmez çünkü bu durum paragrafın yapısında düzensizliğe sebep olur.

– Cümleler belli bir düzende sıralanır, bir bütünlük oluşturur; bu bütünlük dil i ve düşünce bağlayıcıları ile oluşturulur.

– Paragrafta anlatılmak istenenin (ileti) doğru anlaşılabilmesi için, “duruluk, açıklık, özlülük, akıcılık, yalınlık, tutarlılık, doğallık” gibi temel anlatım ilkelerine uyulması gerekir.

Duruluk: Paragrafta gereksiz ifadelere yer verilmemesidir. Başka bir deyişle düşüncelerin olabildiğince az sözcükle anlatılarak cümlelerin gereksiz yere uzatılmamasıdır. Duru bir anlatımdan tek sözcük çıkarılamayacağı gibi, tek sözcük de eklenemez. Duru bir anlatımda süs ve özentiden kaçınılır, bağlayıcı ögeler titiz bir şekilde kullanılır.

Açıklık: Paragrafta anlatılanların kuşkuya, belirsizliğe yer vermeyecek biçimde kolayca anlaşılır olmasıdır. Farklı yorumlara açık ve farklı anlama gelen I anlatım açık bir anlatım değildir. Düşüncelerin kolayca anlaşılabilmesi; o düşüncelerin iyi düzenlenmiş, anlatımının açık seçik olmasına bağlıdır. Anlatımda açıklık; sözcüklerin, deyimlerin uygun yerde ve anlamda, noktalama işaretlerinin eksiksiz ve yerli yerinde kullanılmasıyla sağlanır.

Özlülük: Paragrafta az sözle çok şey anlatmaya özen göstermektir. Gerekli i olduğu kadar sözcük kullanarak okuyucuyu düşündüren, onun söylenenlerden yola çıkarak çağrışımlara ulaşmasına olanak veren, derinliği ve anlam yoğunluğu olan anlatım, özlü bir anlatımdır.

Akıcılık: Paragrafın okuru sıkmadan, bir çırpıda ve istekli bir biçimde okunmasını sağlamaktır. Bunun için de okurken kulağa hoş gelmeyen ses ya da sözcükler kullanılmamalı, duygular tutarlı bir şekilde sıralanmalıdır.

Yalınlık: Paragrafı oluşturan cümleleri gereksiz süslemelerden, özentili ifadelerden ve basmakalıp söyleyişlerden uzak bir şekilde kurmaktır. Yalın anlatımda düşünceleri; dolambaçlı yollara sapmadan doğrudan ortaya koymak, sözcükleri zorlamasız kullanmak ve tekrara düşmemek önemlidir.

Tutarlılık: Paragrafta yer alan düşüncelerin çelişkiden uzak, birbiriyle uyumlu bir şekilde anlatılmasıdır. Tutarlı bir anlatımda paragrafı oluşturan cümleler birbirini desteklemeli, düşünceyi anlaşılır duruma getirmelidir.

Doğallık: Paragrafta duygu ya da düşünceyi içten geldiği ya da olduğu gibi anlatmaktır. Doğal anlatımda, gerçeklik duygusu zedelenmemeye çalışılır, yapaylıktan uzak durulur.

Özgünlük: Paragrafta anlatılan duygunun, düşüncenin, kavramın ya da bir I gerçeğin anlatımının, anlatana özgü nitelikler taşımasıdır. Özgünlük, paragrafın içeriğinde ya da biçiminde olabileceği gibi her ikisinde de olabilir.

Paragrafın Bölümleri

Giriş Bölümü

Paragrafın başlangıcında yer alan giriş bölümü bir veya birkaç cümleden oluşabilir. Bu bölümde paragrafta işlenecek konu belirtilir. Aynı zamanda paragrafa başlangıç ifade eden bu bölüm, bağımsız cümle özelliği gösterir. Kendisinden sonraki cümleler, hem dil hem de düşünce bakımından bu cümleyle ilgilidir. Genel bir yargı özelliği taşıyan giriş bölümü genellikle bir cümleden oluşur. Giriş cümlelerinde bu cümleyi önceki cümleye bağlayan “şöyle ki, halbuki, kısacası, ama, fakat, oysa, bundan dolayı, yine de, bu nedenle, ne var ki, bunun için vb.” bağlayıcı öğeler bulunmaz.

Bir roman veya öyküde anlatılanlardan yola çıkılarak o yapıtların yazarlarının kişiliğiyle ilgili yorum yapmak doğru değildir.

Hiçbir yazar, kendinden öncekilerin söylediği şeylerin aynısını ortaya koymak amacıyla eline kalemi almaz.

Toplumun dünya görüşü, dilinin gelişmesinde etkili olduğu gibi, dünya görüşünün belirlenmesinde de dil bir etkendir.

Bu cümleler incelendiğinde, cümlelerin dil ve düşünce yönüyle kendilerinden önce herhangi bir cümleye bağlı olmadığını görüyoruz. Dolayısıyla bu cümleler bir paragrafın “giriş cümlesi” olabilir.

Gelişme Bölümü

Gelişme bölümünde, girişte verilen duygu ya da düşünce, anlatım tekniklerinden ve düşünceyi geliştirme yollarından da yararlanılarak açıklanır ve daha anlaşılır duruma getirilir. Bu bölümü oluşturan cümleler, anlam, dil ve anlatım bakımından hem kendinden önceki hem de kendinden sonraki cümlelerle ilgilidir.

Sonuç Bölümü

Paragrafta anlatılan düşünce ile ilgili son sözün söylendiği bölümdür. Bu bölümde ana düşünce verilebilir ya da parçada işlenen düşünceler özetlenebilir. Bu bölümde, düşünceler özetlendiği ve bir sonuca gidilme amaçlandığından; “dolayısıyla, çünkü, bu yüzden, öyleyse, sonuç olarak, kısacası, demek ki, yani, böylece, özetle” gibi hükme bağlama niteliği taşıyan bağlayıcı sözlerden yararlanılır.

Bu yüzden, sanatçının, yapıtını oluştururken hiçbir etki altında kalmaması çok önemlidir.

Çünkü şiir eskimez, durur bir yerde, okurunu bekler; bekler ve bir gün bulur onu.

İşte böyle bir yaklaşım, kültürü daha anlamlı ve yararlı kılar.

Yukarıdaki cümleleri incelediğimizde, bu cümlelerin “bu yüzden, çünkü, işte” sözleriyle, dil ve düşünce bakımından önceki cümlelere bağlı olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla bu cümleler bir paragrafın “sonuç cümlesi” olabilir.

Paragrafa Cümle Yerleştirme

Paragrafın giriş ve sonuç cümleleri dışındaki cümleler, gelişme bölümünü oluşturur. Paragrafta, bu bölümdeki cümleler, çeşitli yollarla, kendilerinden önceki ve sonraki cümlelere anlamca bağlanmıştır. Bu tarz sorularda, anlamca birbirine bağlı gelişme cümlelerinden biri alınıp seçeneklere yerleştirilir. Cevap olan bu seçenek bulunup parçadaki boşluğa yerleştirildiğinde, kendinden önceki ve sonraki sözlerle ya da cümlelerle anlamca bağlantı kurulur. Böylece paragrafta bir bütünlük sağlanmış olur.

ÖRNEK

Yazdıklarımın herkesçe okunmasını istiyorum. Beni okuyanların, kitaplarımda kendinden bir parça bulabilmesini, yüreğine seslenen bir şeyler yakalayabilmesini istiyorum. Çünkü önemli olan, okurun, kitapla ve yazarla sıcak bir bağ kurabilmesidir. Bu nedenle olabildiğince duru bir dil, yalın bir anlatım yeğliyorum. Kimi zaman kısa cümlelerim yadırganıyor ama ben bunu bilinçli olarak yapıyorum. -— ancak benim seçimim yalınlıktan yana. Bu sadelik içinde okurun yüreğine ve beynine ulaşabiliyor- sam ne mutlu bana.

Bu paragrafta yazar, okura ulaşabilmek için yalın bir anlatımı tercih ettiğini söylüyor. Boş bırakılan yerden sonra ise – ancak benim seçimim yalınlıktan yana” sözüyle devam ediyor. Buradaki “ancak” sözcüğü, anlamca ters yargıları bağladığından, boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre “Ben de bilirim yarım sayfa süren tümceler kurmayı, süslü ve ağdalı bir dil kullanmayı” sözü getirildiğine paragraf anlamca tamamlanmış olur.

Paragrafta Düşüncenin Akışını Bozan Cümleyi Bulma

Paragrafta anlamca bağlantılı cümlelerin arasına ilgisiz bir cümlenin girmesiyle paragraf, anlam bütünlüğünü kaybeder. Araya giren bu cümle, paragrafta işlenen konunun farklı bir yönüyle ilgilidir. Dolayısıyla bu cümle, o konuyla ilgili başka bir paragrafta bulunmalıdır. Cümle, paragraftan çıkarıldığında, ondan önceki ve sonraki cümleler birbirine dil ve anlam olarak bağlanıp bir bütün halinde paragrafı oluşturmalıdır.

ÖRNEK

(I) Romanlar vardır, daha ilk sayfasında olay örgüsünün çekim alanı içine alır okurunu. (II) Kan basıncını yükselten heyecanlar yaratır okurda. (III) Kimi romanlar da vardır, dilsel örüntüsüyle okurun aklına olduğu kadar yüreğine de seslenme yolunu seçer. (IV) Romanda özgünlük, derinlik, çok yönlülük aranır. (V) Daha doğrusu, okurun, okuma eylemine tüm varlığıyla katılımını sağlar. (VI) En yüksek coşkuları, estetik tutkulara dönüştürür.

Paragrafın III. cümlesinde; kimi romanların, dilsel örüntüsüyle okurun aklına ve yüreğine seslendiği söylendikten sonra V. cümlede “daha doğrusu” denerek III. cümlede anlatılanlar açıklanıp geliştiriliyor. “Romanda özgünlük, derinlik, çok yönlülük aranır.” cümlesi parçanın anlam akışını bozmaktadır.

Parçayı İki Paragrafa Bölen Cümleyi Bulma

Bir yazıda, ele alınan konuyla ilgili birbirinden bağımsız değişik yönlere geçildikçe yeni bir paragrafa başlanır. Dolayısıyla, her paragraf, kendi başına ayrı bir konuyu ele alır. Bu tip sorularda, iki paragraf tek paragraf haline getirilmiştir. İkinci paragrafın numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlayacağı sorulduğu için, parçayı iki paragrafa bölecek olan cümle, daha çok, gelişme bölümünde aranmalıdır.

ÖRNEK

(I) Dünya ve Türk edebiyatında yazarlara ve öteki sanatçılara ait önemli mektuplar var. (II) Yazınsal değer taşıyan bu mektuplar, o yazarların gizli dünyalarını da açar bize. (III) Bunlar, okuyana her dönemde yeni yeni tatlar verir. (IV) Sanatçıların ya da yazarların birbirlerine yazdıkları mektuplar kitaplaşınca artık onların malı olmaktan çıkar. (V) Kişisellikten kurtulur, toplumsal işlev yüklenmeye başlar. (VI) İki sanatçının özel, gizli ürünleri olma niteliğini yitirir, kitlelerin ortak malı olur. (VII) Yığınlara seslenir, iletilerini yüksek sesle dile getirir.

Parçada, Türk ve dünya sanatçılarına ait mektuplardan, bunların okura kazandırdıklarından söz edilirken, IV. cümleden itibaren konu değişmiş, sanatçıların birbirlerine yazdıkları mektuplardan söz edilmeye başlanmıştır. Dolayısıyla IV. cümle parçayı iki paragrafa bölmektedir.

Paragrafın Hangi Soruya Karşılık Yazıldığını Bulma

Bu tip sorularda, paragrafta ne anlatıldığını iyi kavramak gerekir çünkü paragrafta anlatılan, seçeneklerdeki sorulardan birinin cevabıdır. Paragrafta ne anlatıldığı belirlendikten sonra, dil ve anlam yönüyle paragrafla uyum içinde olan soru cümlesi kolayca bulunabilir. Soru cümlesini belirlerken, bu cümlenin özellikle paragrafın ilk cümleleriyle dil ve düşünce yönünden uyum içinde olmasına dikkat edilmelidir.

ÖRNEK

Yazdığım şiirleri sesli olarak okurum ilk önce, kulağıma hoş geliyorsa değişiklik yapmam. Ama fazla ya da kulağı tırmalayan sözcükler varsa onları atarım, değiştiririm. Çünkü şiir gereksiz sözcüğü kaldırmaz. Ayrıca, yıllar sonra yeniden okuduğumda, beni ilk günkü gibi etkileyebilecek mi, diye düşünürüm. Öyle şiirler vardır ki her gün okusanız bıkmazsınız. Yazdığım şiirlerin de böyle olması için gayret ederim.

Parçada şair, şiirlerini yazarken onları yüksek sesle okuyup gereksiz sözcükleri belirlediğini ve onları attığını anlatıyor. Böylece, az sözcükle çok şey anlatarak şiirini yoğunlaştırdığını dile getiriyor. Ayrıca, şiirini yazarken onların gelecekte de etkileyici olup olamayacağını düşündüğünü söylüyor. Buna göre parça, “Şiirlerinizi yoğunlaştırmak, kalıcı kılmak için nelere dikkat edersiniz?” sorusuna karşılık olarak söylenmiştir.

Paragrafta Konu ve Ana Düşünce

Konu

9.Sınıf Paragraf Bilgisi dersine oldukça sık soru gelen bir başlık olan konu ve ana düşünce ile devam edelim. Paragrafta yazarın, üzerinde en çok durduğu kavram ya da kavramlardır. Bu kavramlar, bir durum, olay, sorun, duygu, düşünce, sezgi… ile ilgili olabilir. Yani konu olarak her şey paragrafa girebilir. Konu, paragrafa sorulan “Yazar ne anlatıyor?, Yazar neden söz ediyor?, Yazar neyin üzerinde duruyor?” sorularının cevabıdır. Bu sorulara vereceğimiz cevaplar bizi konunun saptanmasına götürür.

ÖRNEK 1

Bir çiçek, açtığı bahçeyle bir bütündür. Bunun gibi, sanatçının ortaya koyduğu yapıt da oluşturulduğu toplumdan ayrı düşünülemez. Yani sanatçı, yapıtını oluştururken içinde yaşadığı toplumdan yararlanır. Çiçeğin; bahçenin suyundan, toprağından beslendiği gibi… Sanatçının yapıtı da içinde bulunduğu toplumun sevinçlerinden, acılarından, bütün yaşantısından beslenir. Bu, sanatta olağan bir durumdur.

Bu paragrafta, sanatçının, yapıtını oluştururken içinde yaşadığı toplumdan yararlandığından söz edilmektedir. O halde paragrafın konusunu “Sanatçının, yapıtını oluştururken, içinde yaşadığı toplumdan bağımsız olmadığı” şeklinde söyleyebiliriz.

ÖRNEK 2

Roman, insana gerçeklerin arkasındaki gizleri anlatma olanağı veriyor. İnsan günlük yaşamının sıkıntıları içinde geriye dönüp baktığında birçok şeyin zihninden silinip gittiğini görüyor ya da genel bir dağınıklığın içinde buluyor kendini. Yaşamın belirli bir anını yakalamakta güçlük çekiyor. Roman bu dağınıklığı derleyip toparlıyor, insanın kaybolmasını engelli-yor. Ayrıca insanlar birbirlerine karşı açık olamıyorlar. Roman insanların birbirinden gizlemek gereğini duydukları gerçekleri, önce yazarın kendisine sonra da okura iletebiliyor.

Bu paragrafta, değişik örnekler verilerek romanın, insana ne gibi katkılarda bulunduğundan söz edilmektedir. O halde paragrafın konusunu “Romanların insanlara sağladığı yararlar” şeklinde söyleyebiliriz.

ÖRNEK 3

Şaşılacak bir durum karşısında şaşkınlığımızı, “Hayret!” ya da “Hayret doğrusu!” sözleriyle belirttiğimiz olur. Oysa son zamanlarda kimi kişiler bu ünlemi, “Hayret bir şey!” biçiminde söylüyorlar. Bu söyleyişteki eksiklik “Hayret edilecek bir şey!” biçiminde giderilebilir.

Bu paragrafta, insanların yaptığı bir söyleyiş yanlışından ve bunun düzeltilmesinden söz edilmektedir. O halde paragrafın konusunu “Bir dil yanlışı ve bunun nasıl giderilebileceği” şeklinde söyleyebiliriz.

Ana Düşünce

Ana düşünce, yazarın okuyucuya vermek istediği mesajdır. Paragrafta, okuyucuya söylenmek istenen, yazının akışına yön veren, yazının genelinde işlenip geliştirilen temel düşüncedir. Paragrafa sorulan “Yazarın vermek istediği mesaj nedir, yazar bunları niçin anlatıyor?” sorularının cevabıdır. Ana düşünce parçada doğrudan sorulabileceği gibi, “Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?”, “Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?”, “Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağıdakilerden hangisidir?” biçiminde de sorulabilir.

– Ana düşünce paragrafın bütününü kapsayıcı olmalıdır.

– Ana düşünce, paragrafın içinde -başta, sonda, ortada- bir cümle halinde bulunabileceği gibi, paragrafın bütününden de yorumla çıkarılabilir.

– Paragrafta “kısaca, böylece, demek ki, o halde, bana göre, kanımca, önemli olan, dolayısıyla” gibi ifadeler okuru, ana düşünceye götürür.

– Ana düşünceyi, yazarın konuyu ele alış ya da konuya yaklaşma biçimi olarak da tanımlayabiliriz.

– Konu birkaç sözcükle ifade edilebilirken ana düşünce genellikle cümle halinde bulunur.

ÖRNEK 1

Doğanın korunması, bizim için önemli bir nokta olmanın da ötesinde temel hedeftir. Bu nedenle konutlar, kenttekine benzer bir dokuda değil, tamamen çevredeki ormanla uyum sağlayacak biçimde yapıldı. Bir başka konu da bitkilendirme. Son zamanlarda bitkiyle haşır neşir olma eğilimi yaygınlaştı; elbette bu durum, biz çevre tasarımcılarını sevindiriyor. Ancak yabancı kökenli bitkiler yerine kestane, erguvan, kızılağaç, fıstık çamı tercih edilmeli; böyle bir tercih yörenin ruhuna da uygun olur.

Bu paragrafın ilk cümlesinde yazar, asıl anlatmak istediği düşünceyi verdikten sonra öteki cümlelerle bu ana düşünceyi açıklayıp geliştirmiştir.

ÖRNEK 2

Bir paragrafı anlayarak okumak, bir matematik problemini çözmeye benzer. Bir problemi çözmek için onu oluşturan öğeleri değerlerine göre kullanmak, aralarındaki bağlantıyı doğru kurmak bir zorunluluktur. Bunun gibi bir paragrafı anlamak için de onu oluşturan sözcüklerin anlamını doğru algılamak, birbirleriyle bağlantılarını bulmak gerekir. Ayrıca, yansıttıkları düşünceyi ve düşünsel düzeni görmek de bir gerekliliktir.

Bu paragrafta, bir paragrafı anlamak için, paragrafın sözcüklerini ve sözcüklerin birbiriyle bağlantısını, ayrıca bütün bunların yansıtmak istediği düşünceyi görmek gerektiği anlatılıyor. Dolayısıyla paragrafın ana düşüncesini “Okunanların anlaşılmasında sözcüklerin yeri ve bunlar arasındaki ilişki önemlidir.” şeklinde söyleyebiliriz.

ÖRNEK 3

Vaktiyle bir balıkçı günlerce denizde kalır. Döndüğünde mahalle halkına başından geçenleri öyle güzel anlatır ki herkes onun perikızları, denizkızlarıyla gerçekten içli dışlı olduğuna inanır; anlattıklarını büyük bir heyecanla dinler. Ancak, bir gün balıkçı denizin ortasında bir ada, adanın kıyısında da bu kez gerçek perikızlarıyla denizkızlarını görmez mi? O gün mahalleye asık bir suratla döner. “Hadi anlatsana, neler gördün?” diyenlere, yorgun ve isteksiz: “Hiç.” der, “Bugün hiçbir şey görmedim.”

Bu paragrafta, bir balıkçının düş gücüyle ürettiği öyküleri güzel bir şekilde anlatırken o öykülerindeki kahramanları gerçekten gördüğünde anlatamadığı anlatılıyor. Öyleyse paragrafta anlatılmak isteneni, “Gerçeği anlatmak, onun hayalini anlatmak kadar insana tat vermez.” şeklinde söyleyebiliriz.

ÖRNEK 4

Ben, herkesin alışkın olmadığı farklı bir evde büyüdüm. Babam ve ağabeyim profesyonelce olmasa da resimle ilgileniyorlardı. Dayım da odasında sürekli bir şeyler yazardı. Yani evin içinde resim, kitap, dergi hep vardı. Böyle bir havayı soluyunca insan kendiliğinden sanata ilgi duyuyor. Dolayısıyla birçok sanat dalına olan ilgim, eğitimimin evde başlamış olmasından kaynaklanıyor. Çünkü insan, evinde ne görüyorsa onu yapıyor. Ben de yaşama, yıllardır bir ressamın, yazarın gözüyle bakıyorum.

Bu paragrafta, yazar, çevresinin etkisiyle sanata ilgi duyduğunu ve iyi yetiştiğini anlatmaktadır. Dolayısıyla parçada anlatılmak isteneni, “İnsanın yetişmesinde, yakın çevre önemli bir etkendir.” şeklinde söyleyebiliriz.

ÖRNEK 5

Okumaya başladığımız her kurmaca metnin başında yazarla bir anlaşma imzalıyoruz aslında. Sen anlat, ne olursa olsun inanacağım. Patlayan adamlara da tepsilerin üstünde savrulan şehirlere de bir başka gezegendeki hayata da… Yeter ki düşlerini inandırıcı kıl, sahiciliğini kaybetme, benim inancımı da sarsma, diyoruz.

Bu paragrafta, okurun bir yapıtta anlatılanlara inanmasının, yazarın inandırıcılığını kaybetmemesine bağlı olduğu dile getirilmektedir. Dolayısıyla parçada anlatılmak isteneni, “Okurların anlatılanlara inanması, anlatılanların gerçeklik duygusu uyandırmasına bağlıdır.” şeklinde söyleyebiliriz.

ÖRNEK 6

“Yarın”ın olması için “dün”ün olması şart. Bunlar öyle birbirinden ayrılmaz şeyler ki yarın kavgası yapanın dünden haberi yoksa o kişi gölgesini yumrukluyor demektir.

Bu paragrafta, geçmiş hakkında bilgi sahibi olunmadan geleceği kurmaya çalışmanın, boşa çaba harcamak anlamına geleceği dile getirilmektedir. Dolayısıyla parçada anlatılmak isteneni, “Geleceğe yönelirken geçmişte yapılanlardan yararlanılmazsa bütün çabalar boşa gider.” şeklinde söyleyebiliriz.

Paragrafta Yardımcı Düşünce

Paragraf, bir ana düşünce etrafında kurulur. Bu ana düşünceyi geliştirmek, açıklamak, desteklemek amacıyla kurulan cümleler, yardımcı düşünceleri oluşturur. Bu tip sorularda, paragraftaki yardımcı düşünceler, paragrafın içinde bulunmayan, söylenmeyen, değinilmeyen bir düşünce veya bir özellik sorulmaktadır. Dolayısıyla, yardımcı düşünce soruları; olumsuz ifadelerle karşımıza çıkmaktadır. Sorular, buna dikkat edilerek çözülmelidir.

ÖRNEK 1

Karagöz oyunu, Osmanlı-Türk toplumunun, yüzyıllarca yaşamış sanat dallarından biridir. Tanzimattan bu yana, özellikle Cumhuriyet döneminde yerini, Batı’dan gelen sinema ve tiyatroya bırakmıştır. Bu sanat dalı, bugün bize çok uzak ve yabancı gelen İslam uygarlığı döneminde, halkın dilini, inançlarını yansıtan zengin bir kaynaktır. Geçmişi tanımak ve öğrenmek isteyenler bu kaynağı değişik açılardan değerlendirebilirler.

Karagöz oyununun anlatıldığı bu paragrafın yardımcı düşüncelerini şöyle sıralayabilriz:

– Toplumsal yaşamı yansıtan uzun bir geçmişi olduğuna

– Günümüzde yerini başka sanat dallarının aldığına

– Farklı yönlerden incelenmeye uygun bir kapsamı bulunduğuna

– Eski dönemler hakkında bilgi verdiğine

ÖRNEK 2

Babam yeni bir roman yazmaya başlamışsa gözü hiçbir şeyi görmezdi. O andan itibaren yeni dünyası o roman olurdu. Bizler de annemizin uyarısıyla evde çıt çıkarmadan otururduk. İki katlı ahşap evde, saatlerce, daktilo tuşlarının çıkardığı ses duyulurdu. Babam romanını bitirdikten sonra onu ev halkına okumayı alışkanlık haline getirmişti. İlk tepkileri bizlerden almayı çok severdi. Yapıt bittikten sonra son kontrollerini yapar, sabahın erken saatinde evden çıkardı. Romanı herhangi bir yayınevine satmış, para da almışsa, bu, ev halkı için sevinç kaynağı olurdu. Babam eli kolu dolu gelir, mutfağın yüzü gülerdi. Birikmiş üç beş aylık ev kirası yatırılırdı. Bu bolluk dönemi uzun sürmez, kısa bir süre sonra yeniden sağa sola borçlandırdı.

Bir romancıdan söz edilen bu paragrafın yardımcı düşüncelerini şöyle sıralayabiliriz:

– Çevresindekilerin değerlendirmelerine önem vermektedir.

– Roman yazma sürecinde her şeyle bağını koparmaktadır.

– Romanlardan kazandığı parayı ailesi için harcamaktadır.

– Sık sık ekonomik sıkıntı içine düşmektedir.

Paragrafta Düşünceyi Geliştirme Yolları

9.Sınıf Paragraf Bilgisi dersine düşünceyi geliştirme yolları ile devam ediyoruz. Paragrafta dile getirilen düşüncelerin doğruluğunu veya yanlışlığını göstermek için değişik yollar izlenir. Bunlara “düşünceyi geliştirme yolları” denir. Paragrafın konusunun özelliğine göre bu yollardan birine ya da birkaçına başvurulabilir. Böylece düşünce iddia olmaktan çıkar, bilgi seviyesine yükselir. Tanımlama, karşılaştırma, tanık gösterme ve örneklendirme başlıca düşünceyi geliştirme yollarıdır.

Tanımlama

Tanımlama, bir kavramı bütün öğeleri ile eksiksiz anlatmak, özel ve temel niteliklerini sayarak bir şeyi tanıtmak demektir. Böylece anlam, tanımda yoğunlaştırılır ve sınırlandırılır. Tanım, en kısa şekliyle “Nedir?” sorusuna verilen cevaptır. Bir düşünce ileri süren yazar da ele aldığı kavramın genel niteliklerini belirterek düşüncesini sınırlar. Paragrafta düşünceyi zenginleştirmek ve belirgin kılmak; bağlamdaki öğeleri ve bunların düşünceyle ilişkilerini ortaya koymak için tanımlara ihtiyaç vardır. Paragraflarda tanımdan hareketle yazının devamına ve gelişmesine yön verilir. Bu anlatım yolundan genellikle düşünce, tartışma, açıklama paragraflarında yararlanılır.

ÖRNEK

Hücre içerisinde besin maddelerinin oksijen gazı kullanılarak parçalanması ve enerji üretilmesine solunum denir. Solunum için besin ve oksijen gereklidir ve solunum sonucu ise hücrelerde su, karbondioksit gazı ve enerji açığa çıkar. Solunum sonucu üretilen enerji yaşamsal faaliyetlerde kullanılırken su ve karbondioksit gazı ise hücre dışına atılır. Hücre içerisindeki solunum olayı için gerekli olan oksijen gazının havadan (dışarıdan) alınarak kana verilmesini, kandaki karbondioksit gazının alınarak havaya (dışarıya) atılmasını sağlayan (organlardan oluşan) sisteme solunum sistemi denir.

Bu paragrafın ilk cümlesinde “solununum”unun, son cümlesinde de “solunum sitemi”nin ne olduğu anlatılarak tanımlama yapılmıştır.

Karşılaştırma

Aralarında benzerlik veya farklılık olan iki nesne, düşünce, hayal, kavram veya objenin belirgin özelliklerini dikkate alarak zihinde birlikte düşünülmesini sağlamaya karşılaştırma denir. Böylece yazar ele aldığı düşüncenin doğruluğunu veya yanlışlığını ortaya koyar. Paragrafta düşünce ve duygunun daha iyi anlatılması ve açıklanması amacıyla karşılaştırmalara başvurulabilir. Düşüncenin doğruluğunu kanıtlamada oldukça etkili olması nedeniyle karşılaştırmaya hem sözlü hem de yazılı anlatımda sık sık başvurulur. Genellikle “oysa, ise, daha, en, kadar” gibi ifadelerle karşılaştırma yapılır.

Şiir sanatı kadar, millet sanatı olan bir sanat yoktur. Resim, musiki, mimari ve edebî sanatlardan romanda da millî çizgiler ve karakterler görülür kaçınılmaz bir şekilde. Ama şiirde, millî damga, zorunludur. Evet, şiir evrensel olduğu ölçüde millî, millî olduğu ölçüde evrenseldir. Dil ve kelimeler, onu dolaysız millet malı yapar. Şair, milletine kafasıyla, gönlüyle ve ruhuyla yapışıktır. Alın yazısı, milletinin alın yazısıdır.

Bu paragrafta yazar, şiir ile diğer sanatları, ulusallık ve evrensellik bakımından karşılaştırmaktadır.

Tanık Gösterme

Tanık gösterme yönteminde yazar, paragrafta ele aldığı konunun uzmanı olarak bilinen bir kişiden alıntılar yapar veya kişinin düşüncesini özetleyerek dolaylı anlatım yoluyla ifade eder. Tanık gösterdiği kişinin, eserin düşüncesine katıldığını, onun kendisine destek olduğunu ifade eden cümleler kurar. Böylece paragrafta ileri sürdüğü düşünceye kesinlik kazandırmış olur.

ÖRNEK

Şiirde mânâ, kafiye ve vezin arıyorum ama hangi ölçüde? Şiiri yapan öğelerin başında mânâ gelir. Mânâyı açıklıktan ayırmak gerek. Ahmet Haşim’in “En güzel şiirler mânâlarını okuyucunun ruhundan alan şiirlerdir.” sözüne tereddütsüz katılıyorum.

Bu paragrafta yazar, şiirde anlam konusunda düşüncelerini açıklamaktadır. Anlam ve şiir ilişkisi konusunda kendisi gibi düşünen başka bir şairin sözlerine yer vererek okuyucuyu ikna etmeye çalışmaktadır.

Örneklendirme (Örnekleme)

Paragrafta ileri sürülen düşüncenin doğruluğunu veya yanlışlığını göstermek için örneklendirmeye de başvurulabilir. Örneklendirmenin herkesin bildiği, kabul edilebilir özellikte olması okuyucuyu ikna etmede önemli bir etkendir. Verilen örneklerle, soyut haldeki düşüncenin somut hale getirilmesi amaçlanır. Bu yolla, anlatılanlar görünür ve anlaşılır kılınarak okuyucunun zihninde daha iyi yer etmesi sağlanır.

ÖRNEK

Osmanlı tarihinin büyük adamlarından çoğu küçük ve silik şahsiyetler olarak hayata başlamış, azim ve iradeleri sayesinde parlamışlardır. Örneğin Osmanlı devrinin en büyük sadrazamlarından Köprülü Mehmet Paşa, köyünden İstanbul’a geldiği zaman okuma yazma bilmeyen bir delikanlı idi. Bu yüzden küçük bir kâtip olarak bile işe başlayamazdı. Saray mutfağına yamak olarak girdi. Oradan aşçılar arasına karıştı. Yüksek zekâsı ve yüksek azmi ile günün birinde sadrazam oldu.

Bu paragrafta yazar ilk cümlede ortaya attığı düşüncesini somut hale getirmek için örneklendirmeye başvurmuştur. 9.Sınıf Paragraf Bilgisi konusunun konu ve ana düşünce başlığı burada tamamlanmış oluyor. İhtiyacınız varsa biraz mola vererek çalışmaya devam edebilirsiniz.

Paragrafta Anlatım Teknikleri

9.Sınıf Paragraf Bilgisi konusuna Anlatım Teknikleri ile devam ediyoruz. Anlatım tekniği, yazarın, düşüncelerini ortaya koyma biçimidir. Yazının amacıyla anlatım tekniği arasında açık bir ilgi vardır. Yazıda okura bir izlenim kazandırma, okuru bir olay içinde yaşatma, okura bir şeyler öğretme, okurun düşünce ve kanılarını değiştirme amaçlarına bağlı olarak betimleme, öyküleme, açıklama, tartışma olmak üzere dört anlatım tekniği ortaya çıkmıştır.

Betimleme (Tasvir Etme)

Varlıkların niteleyici özellikleriyle anlatıldığı yazılardır. Yazarın, gördüklerini okuyucunun gözünde canlanacak biçimde anlatmasına dayanır.

  • Görme duyusu ağırlıklı olarak kullanılır, öteki duyulardan da yararlanılır.
  • Varlıkların renk ve şekil özellikleri verildiği için nitelik bildiren sözcükler sık kullanılır.
  • Varlıkların dış görünüşleri de iç dünyalarına ait özellikleri de anlatılabilir.
  • Durağanlık söz konusu olduğundan, paragrafı okuyanın gözünde bir tablo canlanır.
  • Kişisel duyguların katıldığı betimlemeye, öznel betimleme; görülenlerin değiştirmeden aktarıldığı betimlemeye, nesnel betimleme denir.

ÖRNEK

Anadolu’nun hüzünlü sonbaharlarından biriydi. Toprak yola serpilmiş gibi duran seyrek taş parçaları güneşin ilk ışıklarıyla parıldıyor, araba sarsıldıkça gözlerimin önünde kıvılcımlar gibi yanıp sönüyordu. Ara sıra daha fazla koşmak isteğiyle şahlanan gürbüz hayvanların yoldan kaldırdıkları tozlar, arabayı sararak boşlukta uçuşuyor, titreşiyor, sonra dalga dalga yere inerek gözden kayboluyordu.

Bu paragrafta yazar, betimleme tekniğinden yararlanarak bir yolculuk sırasındaki gözlemlerini anlatmıştır. Böylece yazar, gördüklerini okuyanın gözünde bir tablo gibi canlandırma amacını gerçekleştirmiştir.

Öyküleme (Hikâye Etme)

Belirli bir yer, zaman ve kişi ya da kişilere bağlı gelişen olayların anlatılmasında kullanılan anlatım tekniğidir.

  • Anlatılmak istenen olay, bir film sahnesi gibi, okura yaşatılır.
  • Anlatımda olaylar, oluş haline uygun bir sırayla verilir.
  • Olaylar birinci şahsın ağzından anlatılabilir. (Bu durumda, anlatıcı olay kahramanlarından biridir.)
  • Olaylar üçüncü şahsın ağzından anlatılabilir. (Anlatıcı, sadece olayın gözlemlenen yönlerini kamera sessizliğiyle aktarır.)
  • Olaylar “tanrısal (hâkim) bakış açısı”yla anlatılabilir. (Anlatıcı; olayları -kişilerin iç dünyaları dâhil- her şeyi bilen, hâkim bir bakış açısıyla anlatır.)

ÖRNEK:

Küçük bir balıkçı teknesindeki ihtiyar, küreklere güçlükle asılarak kıyıya yanaştı. Teknesini iskeleye bağlayıp balıkçı kahvesine doğru usul usul ilerledi. Kapıyı aralayarak içeriye girdi. Sağda solda uyuyanlar vardı. Gür bir sesle herkesi selamladı. Kendinden emin adımlarla ilerledi, cam kenarındaki bir masaya oturdu. Garsondan bir çay istedi. Çayını içti, parasını ödedi ve dışarı çıktı. Denize doğru içli bir şarkı söyleyerek yavaş yavaş yürümeye başladı. Teknesini bağladığı iskeleden çözerek yeniden denize açıldı.

Bu parçada, ihtiyar bir balıkçının (kahraman), teknesiyle kıyıya yanaşması, balıkçı kahvesine (yer) gitmesi (olay) ve orada bir süre (zaman) oturup çay içtikten sonra ayrılarak yeniden denize açılması anlatılıyor. Yani paragrafta, bir ihtiyarın yaşadıkları öyküleme tekniğinden yararlanılarak anlatılıyor.

Açıklama

Bir konuda, okuru bilgilendirmek, ona bir şey öğretmek için yazılan yazılarda kullanılan anlatım tekniğidir.

  • Anlaşılır, sade bir dil kullanılır.
  • Kişisel düşüncelerden uzak, nesnel bir söylem kullanılır.
  • Daha çok, ders kitaplarında, ansiklopedilerde olduğu gibi eğitici ve öğretici yazılarda kullanılır.
  • Bir konunun ortaya konup onun çözümlenmeye çalışılması amaçlanır.
  • Verilen bilgiler örneklerle ve tanımlarla pekiştirilir.
  • Aydınlatma ve bilgi verme esas alınır.

ÖRNEK

Bulut serbest bir hava kütlesinde toplanmış, gözle görülebilir su damlacıkları, buz kristalleri veya her ikisinin karışımıdır. Bulutlar yer seviyesinden yüksekte bulunurlar. Yer seviyesinde oluşan sığ bulut katmanı sis olarak adlandırılır. Atmosferde yoğunlaşan su buharı küçük su damlacıklarını ve genellikle 0,01 mm çapındaki buz kristallerini meydana getirir. Milyarlarca damlacık ve kristal bir arada bulut denilen yapıyı oluşturur. Bulutlar tüm görünür dalga boyutlarını yansıtır. Genellikle beyazdır ancak gri veya siyah olarak da görünebilirler. Gri ya da siyah görünmelerinin sebebi, kalınlıkları nedeniyle güneş ışığının geçmesine izin vermemeleridir. Bulutların havada durmasını düşme hızlarının az olması sağlar. Ağırlaşınca düşenler, sıcak hava ile karşılaşınca yeniden buharlaşıp yükselir.

Bu parçada yazar, açıklama tekniğinden yararlanarak “bulut” hakkında bilgi vermektedir. “Buluf’un ne olduğu, nasıl oluştuğu ve temel özellikleri ile ilgili bilimsel nitelikler taşıyan bilgileri; kısa, yalın, anlaşılır ve kişisellikten uzak bir üslupla bize aktarmaktadır.

Tartışma

Bir düşüncenin eleştirilip karşıtı olan bir düşüncenin savunulması amacıyla yazılan yazılarda kullanılan anlatım tekniğidir.

  • Bu tarz yazılarda yazar, karşı olduğu görüşü ortaya koyup onu eleştirerek çürütmeye çalışır.
  • Genellikle okurla karşılıklı konuşuyormuşçasına bir üslup kullanılır.
  • Düşünce ve duygular kısa ve kesin ifadelerle dile getirilir.
  • İki farklı bakış açısının olduğu konular bu türde işlenmeye daha elverişlidir.

ÖRNEK

Sinemanın olanaklarının edebiyattan daha üstün olduğunu söyleyenler var. Halbuki ne kadar başarılı da olsa sinemanın olanakları, edebiyata göre sınırlıdır. Etkileme gücü, inebileceği gerçekler görülenden öteyi aşamaz. Bir Victor Hugo’yu, bir Tolstoy’u, bir Hemingvvay’i okumak başkadır; ne kadar mükemmel olsa da onların eserlerinden yola çıkılarak yapılan bir sinema filmini seyretmek başka. Kuşkusuz kitaptan filme uyarlamaların en güzel örnekleri de başyapıt olmuş romanlardan (Sefiller, Anna Karanina, İhtiyar Adam ve Deniz vb.) çıkıyor. Yüzyıllar öncesine dayanan ve okulda okuduğumuz klasik romanları, bir anda ete kemiğe bürünmüş şekilde dev sinema ekranında izleyebiliyoruz. Ama gel gör ki, edebiyat dünyasının ölmez eserlerinin sinema filmlerinde, gerçekteki güzelliklere hiçbir zaman erişemediğini çeşitli örneklerden biliyoruz.

Bu paragrafta yazar, “Sinemanın olanaklarının edebiyattan daha üstün olduğunu söyleyenler var.” diyerek karşı çıktığı görüşü belirliyor. Sonra “Halbuki ne kadar başarılı da olsa sinemanın olanakları, edebiyata göre sınırlıdır.” demiş, görüşünü desteklemek için tartışma tekniğini kullanmıştır.

Metin ve Paragraf

9.Sınıf Paragraf Bilgisi dersinin son alt başlığı da paragraflardan oluşan Metin’dir. Bir iletişim aracı olarak metinler anlatım birimi olan paragraflardan oluşur. Bir metin tek paragraftan oluştuğunda; cümleler nasıl bir ilişki içindeyse metni oluşturan paragraflar arasında da benzer ilişki vardır. Metni oluşturan paragraflar birbirlerine yapı ve anlam ilgisi ile bağlıdır.

ÖRNEK 1 (YALAN – Nurettin Topçu)

İnsan niçin yalan söyler? Niçin hayat ve hadiselere uygun olmayanı uygunmuş gibi ileri sürer! Bunun cevabı “aldatmak için”den ibaret basit bir ifadedir. Ama niçin aldatıyorlar? Neden birçok insan, olmayanı olmuş gibi göstererek başkalarına hakikat diye sunuyor?

Yalanın sebepleri çoktur. Hepsi de zaaflarımızdan doğmadır. Kuvvetli adam, sağlam ruh sahibi insan yalan söylemez. Yalan söyleyen adam hastadır, sebepsiz yalan söyleyenler psikopatlardır. Onlar yalanı yalan olduğu için severler, kullanırlar ve hazırladıkları yalanın yalan olmadığına kendilerini de inandırmak isterler.

“Yalan” konusunun işlendiği, iki paragraftan oluşan bu metinde yazar, birinci paragrafta çarpıcı sorularla insanın niçin yalan söylediğini vurgulamaya çalışmıştır, ikinci paragrafta ise birinci paragraftaki sorulara cevap niteliği taşıyan yargılar ortaya koymuştur.

ÖRNEK 2 (MALATYA’DAN ÇITIRTILAR – Arif Nihat Asya)

Kayısı, zerdali, badem ağaçlarında -artık- yapraktan gayrı bir şey kalmadı. Şimdi yaprakların yavaş yavaş yemiş ve çiçek rengi alacağı; önce birer ikişer sonra kucak kucak yerlere döküleceği mevsimdir… Ve yemişler bizimdir; yapraklar toprağın, suyun, rüzgârındır.

Daha bir iki hafta geçince rüzgârla, kelebek kovalar gibi yaprak kovalayabilirsin. Havada birbirine karışan yapraklar ya kelebek kanatları ya kuş göçleridir. Bir güneşli sonbahar günü yapraktan döşeklere uzanıp üzerine yaprak yağışını seyredebilirsin ve dinlemesini bilirsen; sonbaharın ağaçlara söylediğini duyabilir, anlayabilirsin.

Şimdi Malatya bahçelerinde badem, kayısı, zerdali mevsimi geçmiş; kapı önlerinde, sundurmalarda, saçak altlarında çekirdek çıtırtıları, mevsimi başlamıştır. Şimdi Malatya, çıtır pıtır konuşuyor.

“Malatya ile ilgili özlem”in dile getirildiği, üç paragraftan oluşan bu metindeki birinci paragraf, “ağaçların yapraklarını dökmesi” ile ilgilidir. Yazarın duygusal bir anlatımla yaklaştığı doğa olayı, ikinci paragrafta biraz daha ayrıntılı anlatılmıştır. Sonbahar, insan için yaşlılığın ve bunun sonucu olarak da ölümün simgesidir. Yazar bu duygusunu, doğal görünüşten hareketle ifade etmektedir. Özlem ve doğa unsurları paragrafta birbirini tamamlar. Yazar, metnin son paragrafında meyve ağaçlarından (kayısı, zerdali vs.) söz açarak metnin ilk paragrafıyla anlamca bir birlik sağlamıştır. Bu da metni oluşturan paragraflar arasında organik bir bağ olarak değerlendirilebilir.

 


Sevgili öğrencilerim; 9.Sınıf Paragraf Bilgisi konu anlatımı şimdilik bu kadar. 9.Sınıf Paragraf Bilgisi konusu hakkında tüm yanlış ve eksiklikleri lütfen iletişim formu ile bize bildirin. Şimdiden iyi çalışmalar. Bu konu ile ilgili çıkmış soruları da içeren test mi çözmek istiyorsunuz. Neden Türkçeci Mobil Uygulamasını denemiyorsunuz?

Türkçeci mobil uygulaması hakkında daha geniş bilgi için buraya tıklayabilirsiniz.

Yazıyı Değerlendir
[Toplam: 0 Ortalama: 0]

Bir yanıt yazın