Edebiyatın Dönüm Noktası: Tanzimat Edebiyatı’nı Şifreliyoruz! (1. ve 2. Dönem Farkları)
Merhaba gençler! Bugün, Türk edebiyatının yönünü tamamen değiştiren, adeta “edebiyatın reset tuşu” diyebileceğimiz bir dönemi, Tanzimat Edebiyatı’nı ele alıyoruz. Hazır mıyız bu büyük dönüşümü anlamaya?
Tanzimat Edebiyatı, 19. yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu’nda, Batı’daki yenilikleri edebiyata taşıma amacıyla ortaya çıkan büyük bir değişim hareketidir. Bu dönemde sanat artık “toplum için” yapılmaya başlanmış, roman, tiyatro ve makale gibi Batı tarzı türler ilk defa kullanılmıştır. Asıl amaç, toplumu eğitmek, halka yeni fikirler sunmak ve modernleşmeyi hızlandırmaktır.
Neden Tanzimat? Edebiyat Neden Değişmek Zorunda Kaldı?
Arkadaşlar, edebiyat gökten zembille inen bir şey değildir; toplumsal olayların aynasıdır. 19. yüzyıla geldiğimizde Osmanlı Devleti, Batı karşısında hem askeri hem de ekonomik olarak zor durumdaydı. Devlet, bu kötü gidişatı durdurmak için köklü kararlar aldı. İşte bu kararların en önemlisi 1839’da ilan edilen Tanzimat Fermanı’ydı.
Ferman, sadece yönetim şeklini değil, sanatçıların da bakış açısını değiştirdi. Artık sanatçılar, sadece padişahı öven kasideler (şiirler) yazmak yerine, halka “Hürriyet (Özgürlük)”, “Adalet”, “Vatan” gibi yeni kavramları öğretmek istiyorlardı. Yani, Divan Edebiyatı’nın o süslü, saraylı dili yerine, daha sade ve anlaşılır bir dil kullanma çabasına girdiler. Amaçları, sanatı saraydan alıp sokağa indirmekti.
Tanzimat Edebiyatının Genel Özellikleri (Batı Etkisindeki İlk Adımlar)
Tanzimat dönemi, eski ile yeninin büyük bir kavgasıdır. Biz bu dönemde birçok şeyin ilkini görüyoruz. İşte o dönemin en dikkat çekici maddeleri:
- Konu Değişimi: Aşk, şarap, sevgili gibi bireysel konuların yanına “Hak, Hukuk, Adalet, Vatan, Hürriyet” gibi toplumsal konular eklendi.
- Tür Değişimi: Divan edebiyatının nazım (şiir) ağırlıklı yapısı kırıldı. Roman, hikaye, tiyatro, makale ve fıkra gibi Batı’dan alınan yeni türler ilk defa kullanılmaya başlandı.
- Gazetecilik: Bu dönemin en önemli silahı gazetelerdir. Gazeteler, yeni fikirlerin halka ulaşmasında köprü görevi gördü. Şinasi’nin çıkardığı Tercüman-ı Ahval, bu devrimin başlangıcıdır.
- Dil Tartışması: Yazarlar dili sadeleştirmek istediler, ancak özellikle 1. Dönem yazarları bile eski alışkanlıklarından tam olarak kopamadı. Cümle yapıları ve kelime dağarcığı yer yer ağır kaldı.
- Şiirde Biçim: Şiirde içerik değişse de, ilk başta Divan Edebiyatı’nın nazım birimi (beyit), ölçüsü (aruz) ve kafiye düzeni devam etti.
Tanzimat Edebiyatının İki Büyük Dönemi: Sanat İçin mi, Toplum İçin mi?
Tanzimatçılar, amaçları konusunda anlaştılar: Batılılaşmak! Ama bunu nasıl yapacakları konusunda anlaşamadılar. Bu yüzden Tanzimat Edebiyatı’nı iki ana döneme ayırıyoruz. Bu iki dönem, edebiyata bakış açısı tamamen zıt olan iki ayrı gruptan oluşur.
1. Dönem (1860-1876): Toplum İçin Sanat ve Coşku
Bu dönemin yazarları (Şinasi, Namık Kemal, Ziya Paşa) tam birer “halk kahramanı” gibiydi. Onlar için sanat, toplumu uyandırmanın bir aracıydı. Eğer bir tiyatro yazılıyorsa, amaç halkın ahlakını düzeltmekti. Eğer bir roman yazılıyorsa, amaç Batı’nın yanlış anlaşılmasını eleştirmekti.
- Temel Görüş: Sanat, toplumun eğitimi ve ilerlemesi için bir araçtır. (“Toplum için sanat”)
- Konular: Vatan, hürriyet, adalet, meşrutiyet gibi siyasi ve toplumsal kavramlar ön plandadır.
- Dil: Dili sadeleştirme çabası yoğundur, ancak heyecanın etkisiyle anlatım bazen karışır.
- Edebi Akım: Romantizm akımının etkisi çok belirgindir. Duygusallık ve coşku ön plandadır.
- Önemli Temsilciler: Şinasi (İlklerin Adamı), Namık Kemal (Vatan Şairi), Ziya Paşa.
2. Dönem (1876-1896): Sanat İçin Sanat ve Bireysellik
Bu dönemin yazarları, 1. Dönem yazarlarının yaşadığı baskı ve sürgünlerden ders çıkardı. Siyasetten uzak durmayı tercih ettiler. Sanatı, toplumsal faydadan ayırıp, estetik zevke odakladılar. Yani “sanat, sanat içindir” demeye başladılar.
- Temel Görüş: Sanat, sadece güzellik ve estetik içindir. Toplumu eğitmek sanatın görevi değildir. (“Sanat için sanat”)
- Konular: Aşk, doğa, hayal kırıklıkları, ölüm gibi bireysel temalar ağırlık kazandı.
- Dil: Dil, 1. Döneme göre daha süslü ve ağırdır. Aydın kesime hitap ederler.
- Edebi Akım: Romantizmden uzaklaşılıp, Realizm (Gerçekçilik) ve Natüralizm (Doğalcılık) akımları benimsenmiştir.
- Önemli Temsilciler: Recaizade Mahmut Ekrem (Üstat), Abdülhak Hamit Tarhan (Şair-i Azam), Sami Paşazade Sezai.
Tanzimat Dönemlerini Karşılaştıralım: Zıt Kardeşler
Bu iki dönem arasındaki farkı kafanda tam olarak oturtman gerekiyor. Bu tablo, sınavda hayat kurtarır!
| Özellik | Tanzimat 1. Dönem | Tanzimat 2. Dönem |
|---|---|---|
| Başlangıç Yılı | 1860 (Tercüman-ı Ahval’in çıkışı) | 1876 (İkinci Meşrutiyet’in ilanı) |
| Sanat Anlayışı | Toplum için sanat | Sanat için sanat |
| Ana Konular | Vatan, Hürriyet, Adalet, Eşitlik | Aşk, doğa, hayal, bireysel sıkıntılar |
| Edebi Akım | Romantizm (Coşumculuk) | Realizm (Gerçekçilik), Natüralizm |
| Dil Sadeleştirme | Çaba var ama tam başarılı değil. | Çaba yok, dil ağırdır. |
| Tiyatroya Bakış | Halkı eğitmek için (Sahnelenmek için) | Okunmak için (Edebi değer için) |
Kim Kimdir? Tanzimat’ın Süper Kahramanları ve İlk Eserleri
Tanzimat, Türk edebiyatına “ilk” kelimesini en çok kazandıran dönemdir. Bu ilkleri kimlerin yaptığını ve hangi eserlerle gerçekleştirdiğini bilmek çok önemli.
Şinasi: İlklerin Adamı
Şinasi, tam bir yenilikçi, bir öncüdür. Batı’ya giden ilk aydınlardandır ve dönüşte edebiyatı kökünden değiştirmiştir. Gazeteciliğin ve modern tiyatronun temellerini o atmıştır.
- İlk Özel Gazete: Tercüman-ı Ahval (Agâh Efendi ile)
- İlk Tiyatro Eseri: Şair Evlenmesi (Tek perdelik, töre komedisi)
- İlk Makale Örneği: Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi
Namık Kemal: Vatan ve Hürriyet Şairi
Namık Kemal, “Vatan Şairi” olarak bilinir. Onun için vatan, hürriyet ve adalet her şeyden önce gelir. Eserlerinde coşkun bir dil kullanır ve toplumu ayaklandırmayı hedefler. Siyasi baskılar nedeniyle hayatının büyük bölümü sürgünlerde geçmiştir.
- Tiyatro: Vatan Yahut Silistre (Sahnelenen ilk tiyatro, halkı coşturmuştur)
- Roman: İntibah (İlk edebi roman), Cezmi (İlk tarihi roman)
- Şiir: Hürriyet Kasidesi (İçerikte yenilik, biçimde eskiye bağlılık örneği)
Ahmet Mithat Efendi: Halka Yazan Yazar
Ahmet Mithat Efendi, tam anlamıyla bir yazı makinesidir. Amacı, okuma yazma oranının düşük olduğu bir dönemde halkı eğitmek ve onlara okuma alışkanlığı kazandırmaktır. Bu yüzden eserlerinin dili çok sade ve akıcıdır. Olayların akışını durdurup okuyucuya bilgi vermesi (Ey kari!) en meşhur özelliğidir.
- Roman: Felatun Bey ile Rakım Efendi (Yanlış Batılılaşmayı eleştirir)
- Hikaye: Letaif-i Rivayat (Batı tekniğine uygun olmayan, ilk hikaye örnekleri)
Recaizade Mahmut Ekrem: Üstat ve Yenilikçi
2. Dönemin en önemli ismidir. Sanat için sanat anlayışını savunmuş, şiirde “Güzel olan her şey şiirin konusu olabilir” diyerek eski kuralları yıkmıştır. (Örneğin, eşinin mezarını konu edinmiştir.)
- Roman: Araba Sevdası (İlk realist romanımızdır, Bihruz Bey karakteriyle yanlış Batılılaşmayı eleştirir)
- Şiir: Zemzeme (Şiir görüşlerini anlattığı eser)
Samipaşazade Sezai: Modern Hikayenin Öncüsü
2. Dönem yazarıdır. Realizm akımına bağlıdır. Türk edebiyatında modern anlamda Batılı tekniğe uygun ilk hikayeyi yazmıştır.
- Hikaye: Küçük Şeyler (Modern anlamda ilk hikaye)
- Roman: Sergüzeşt (Kölelik temasını işler)
Tanzimat Edebiyatı ve Sanat Akımları: Hangi Akım Hangi Dönemde?
Tanzimat’ta sanatçılar, Divan Edebiyatı’nın akımlarından (klasik, geleneksel) vazgeçip, Batı’daki yeni akımları denemeye başladılar. Ancak bu denemeler de dönemsel olarak farklılık gösterdi.
1. Dönem: Romantizm (Coşumculuk)
Gençler, 1. Dönem yazarlarının vatan ve hürriyet aşkını düşünün. Bu coşkunluk, bu duygusallık tam da Romantizm’in ta kendisidir. Akıl ve mantıktan çok, duygular ön plandadır. Namık Kemal, eserlerinde hep bu akımın etkisindedir.
2. Dönem: Realizm ve Natüralizm (Gerçekçilik ve Doğalcılık)
2. Dönem yazarları, 1. Dönemin aşırı duygusallığından sıkıldı. Onlar, bilimsel gözlemle, hayatı olduğu gibi aktarmak istediler. İşte bu Realizm’dir. Recaizade Mahmut Ekrem’in “Araba Sevdası”nda Bihruz Bey’in çevresi ve kişiliği detaylıca anlatılır; bu, Realizm’in en güzel örneğidir.
Natüralizm ise Realizm’in bir tık ötesidir; insanı adeta bir laboratuvar deneyi gibi ele alır. Nabizade Nazım’ın “Zehra”sı bu akımın etkilerini taşır.
Gördüğünüz gibi, Tanzimat Edebiyatı sadece bir ders konusu değil, Türk toplumunun modernleşme tarihidir. Unutmayın, bu dönemin sanatçıları hem gazeteci, hem siyasetçi hem de devrimciydi. Onların attığı temeller üzerinde bugünkü edebiyatımız yükseliyor.







