Geçmiş Zaman Kipi: Şahit Olduklarımız (-di) ve Duyduklarımız (-miş)
Merhaba gençler, bugün zaman makinemizi çalıştırıp geçmişi kurcalıyoruz!
Türkçede, eylemin ne zaman yapıldığını belirten eklere kip diyoruz. Geçmiş Zaman Kipi ise adından da anlaşılacağı gibi, eylemin konuşma anından önce gerçekleştiğini ve tamamlandığını bildirir. Ancak bu geçmiş zamanın iki farklı yüzü var: Birincisi olaya bizzat şahit olduğumuz Görülen Geçmiş Zaman (-di), ikincisi ise başkasından duyduğumuz veya sonradan fark ettiğimiz Duyulan Geçmiş Zaman (-miş). Bu iki kip, Türkçede hikaye anlatımının ve dedikodunun temelini oluşturur!
Görülen Geçmiş Zaman (-di): Olay Yeri İncelemesi
Görülen Geçmiş Zaman, bir diğer adıyla “Belirli Geçmiş Zaman” veya halk arasında “Di’li Geçmiş Zaman”, bizim bizzat tanık olduğumuz, gözümüzle gördüğümüz veya kesin olarak bildiğimiz olayları anlatır. Sanki elinde kamera varmış da o anı kaydetmişsin gibi düşünebilirsin. Bu kipin ekleri, fiil kök veya gövdesine eklendiğinde ünlü ve ünsüz uyumlarına göre -dı, -di, -du, -dü, -tı, -ti, -tu, -tü şeklini alır.
Görülen Geçmiş Zaman: Olumlu Çekim
Olumlu çekim, eylemin kesinlikle gerçekleştiğini ifade eder. Fiil köküne kipi ve ardından kişi ekini getiririz. Kişi ekleri, eylemi kimin yaptığını gösterir.
Örnek fiilimiz: Gülmek
- Ben güldüm. (Dün çok komik bir şeye güldüm.)
- Sen güldün. (Bana baktın ve güldün.)
- O güldü. (O, espriye kahkahayla güldü.)
- Biz güldük. (Sınav notlarımızı görünce sevinçten güldük.)
- Siz güldünüz. (Bu duruma neden güldünüz?)
- Onlar güldüler. (Topluca güldüler.)
Püf Noktası: Eğer fiil sert ünsüzle (f, s, t, k, ç, ş, h, p) bitiyorsa, -d eki -t’ye dönüşür. (Örn: Gitmek -> Gitti, Açmak -> Açtık).
Görülen Geçmiş Zaman: Olumsuz Çekim
Bir eylemin geçmişte yapılmadığını ifade etmek için olumsuzluk ekimiz olan -me / -ma ekini kullanırız. Bu ek, fiil kökü ile kip eki arasına girer. Bu, eski notunuzdaki İngilizce “didn’t” karmaşasını ortadan kaldıran en önemli kuralımızdır.
Örnek fiilimiz: Gelmek
- Ben gelmedim. (Derse geç kaldım, çünkü otobüs gelmedim.)
- Sen gelmedin. (Partiye sen gelmedin mi?)
- O gelmedi. (Hava soğuktu, o yüzden dışarı gelmedi.)
- Biz gelmedik. (Öğretmenin dediğini biz yapmadık.)
- Siz gelmediniz. (Tatile neden gelmediniz?)
- Onlar gelmediler. (Maçı izlemeye gelmediler.)
Görülen Geçmiş Zaman: Soru Çekimi
Geçmişte bir eylemin gerçekleşip gerçekleşmediğini sormak için soru edatımız olan mı / mi / mu / mü kullanırız. Bu edat, kip ekinden hemen sonra gelir ve kişi ekinden önce yazılır. Soru edatı her zaman ayrı yazılır!
Örnek fiilimiz: Koşmak
- Ben koştu m mu? (Ben dün o kadar hızlı koştum mu?)
- Sen koştu n mu? (Yarışı sen mi kazandın, sen mi koştun?)
- O koştu mu? (O, okul takımına seçilmek için koştu mu?)
- Biz koştu k mu? (Biz beraber mi koşmuştuk?)
- Siz koştu nuz mu? (Antrenmanda yoruldunuz mu?)
- Onlar koştular mı? (Tüm parkuru bitirdiler mi?)
Duyulan Geçmiş Zaman (-miş): Dedikodu ve Sonradan Fark Edilenler
Duyulan Geçmiş Zaman, diğer adıyla “Belirsiz Geçmiş Zaman” veya “Miş’li Geçmiş Zaman”, eylemin gerçekleştiğini başkasından duyduğumuz, öğrendiğimiz ya da eylemin sonucunu görüp sonradan fark ettiğimiz durumları anlatır. Yani, olaya şahit değilsin, sadece birinden işittin ya da bir sürprizle karşılaştın.
Bu kipin ekleri, ünlü uyumuna göre -mış, -miş, -muş, -müş şeklini alır.
Duyulan Geçmiş Zaman: Olumlu Çekim
Örnek fiilimiz: Uyumak
- Ben uyumuşum. (Meğer ben ders çalışırken uyumuşum, hiç fark etmedim!)
- Sen uyumuşsun. (Annen, senin bütün gece uyumuşsun dedi.)
- O uyumuş. (Öğretmen, Ali’nin sınıfta uyumuş olduğunu söyledi.)
- Biz uyumuşuz. (Biz de film izlerken uyuşmuşuz.)
- Siz uyumuşsunuz. (Siz, ödevleri yapmadan uyumuşsunuz.)
- Onlar uyumuşlar. (Çok yorgun oldukları için uyumuşlar.)
Duyulan Geçmiş Zaman: Olumsuz Çekim
Yine olumsuzluk eki (-me / -ma) fiil kökü ile kip eki arasına gelir.
Örnek fiilimiz: Çözmek
- Ben çözmemişim. (Sınavın bu sorusunu çözmemişim, sonradan fark ettim.)
- Sen çözmemişsin. (Arkadaşın, senin problemi çözmemişsin dedi.)
- O çözmemiş. (Ödevini yapmamış olduğunu öğrendik.)
Duyulan Geçmiş Zaman: Soru Çekimi
Soru edatımız (-mı / -mi) yine kip ekinden sonra, kişi ekinden önce gelir.
Örnek fiilimiz: Pişmek
- Yemek pişmiş mi? (Yemeğin piştiğini merak ediyoruz.)
- Sen pişirmiş misin? (Yemeği sen mi yapmışsın?)
- Biz pişirmiş miyiz? (Biz bu yemeği daha önce de pişirmiş miyiz?)
Geçmiş Zaman Kipleri Karşılaştırması: Hızlı Tekrar Tablosu
Aşağıdaki tablo, iki kipin kullanım amacını ve temel farkını net bir şekilde görmenizi sağlayacak. Bu tabloyu aklının bir köşesine not et!
| Kip Adı | Ekleri | Anlatım Amacı (Ne Zaman Kullanılır?) | Örnek Cümle |
|---|---|---|---|
| Görülen Geçmiş Zaman (-di) | -dı, -di, -du, -dü, -tı, -ti, -tu, -tü | Eyleme bizzat şahit olma, kesinlik, kanıt sunma. | Dün parkta seni gördüm. (Kesin bilgi) |
| Duyulan Geçmiş Zaman (-miş) | -mış, -miş, -muş, -müş | Başkalarından duyma (dedikodu), sonradan fark etme (şaşkınlık). | Meğer sen üniversiteyi bitirmişsin. (Sonradan fark etme) |
İki Geçmiş Zamanın Kullanım Alanları ve Sürpriz İşlevleri
Gençler, bu iki kip sadece eylemin zamanını göstermez, aynı zamanda eyleme karşı olan tutumumuzu da belli eder. İşte bu iki kipin günlük hayattaki en ilginç kullanımları:
1. Masal ve Hikaye Anlatımı
Masallar ve efsaneler genellikle Duyulan Geçmiş Zaman kipiyle başlar. Neden mi? Çünkü anlatılan olaylar bize ait değildir, çok eski zamanlarda yaşanmıştır ve biz de bunu başkalarından dinleyip aktarıyoruz. (Örn: Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde devler yaşarmış.)
2. Alışkanlıklar ve Tekrarlanan Eylemler (Eski Notunuzdaki Konu!)
Geçmişte düzenli olarak yaptığımız, artık yapmadığımız alışkanlıkları anlatırken de “Miş’li Geçmiş Zaman”ı kullanırız. Bu durumda -miş eki, fiile -er/-ır geniş zaman anlamını katar ve yanına -di eki gelir. Yani “Geniş Zamanın Hikayesi” denilen birleşik zaman oluşur. Bu, geçmişteki alışkanlıkları anlatmanın en doğru yoludur.
- Çocukken her yaz tatilinde köye giderdim. (Geniş zaman + Görülen geçmiş zaman)
- Eskiden sabahları mutlaka süt içerdi.
Unutmayın: Eğer sadece “-di” kipiyle anlatırsak (Dün süt içtim), bu tek bir eylemdir. Ama “-erdi” kullanırsak, bu geçmişte sürekli tekrarlanan bir alışkanlıktır.
3. Şaşkınlık ve Fark Etme
Duyulan Geçmiş Zaman, en çok “Aaa, öyle miymiş?” dediğimiz anlarda kullanılır. Sonucu gördüğümüzde hayret ettiğimiz durumlar için birebirdir.
- Odaya girdim, meğer bütün duvarları kırmızıya boyamış! (Şaşkınlık)
- Anahtarı evde unutmuşum. (Sonradan fark etme)
4. Emir Kipi Yerine Kullanım
Bazen Duyulan Geçmiş Zaman, rica veya emir anlamında da kullanılabilir, ama bu biraz daha kibar bir ifadedir.
- Hemen odanı toplamışsın. (Dolaylı emir)
Gördüğünüz gibi gençler, geçmiş zaman kipleri sadece dünü anlatmaz; aynı zamanda kimin neyi ne kadar kesin bildiğini de ortaya koyar. Türkçenin bu zenginliğini kullanarak hikayelerinizi daha ilgi çekici ve anlamlı hale getirebilirsiniz. Bol bol okuyup, bu kipleri nerede ve nasıl kullanıldığına dikkat ederek konuyu pekiştirin. Unutmayın, dil bir maceradır ve biz bu macerayı beraber yaşıyoruz!







