La Fontaine den Seçmeler Kitabının Konusu Karakterleri ve Kısa Özeti

La Fontaine’in Fablları: Tilki, Karga ve Hayatın En Büyük Dersleri

Fabl Nedir? (Hayvanlardan İnsanlara Öğütler)

Fabl, genellikle hayvanların veya cansız varlıkların konuşturulduğu, sonunda mutlaka bir ahlaki ders (öğüt) veren kısa, didaktik (öğretici) hikayelerdir. La Fontaine bu türün en büyük temsilcisidir. Fabllar, okuyucuyu eğlendirirken aynı zamanda hayatın gerçekleriyle yüzleştirir, insan karakterlerinin zayıflıklarını ve güçlü yönlerini hayvanlar üzerinden sembolik olarak gösterir.

Merhaba gençler! Nasılsınız? Türkçenin en tatlı, en ders verici metin türlerinden birine, yani fabllara dalıyoruz bugün. La Fontaine dediğimizde aklımıza hemen o kurnaz tilki ve kendini beğenmiş karga gelir, değil mi? Ama bu hikayeler sadece eğlenceli değil; aynı zamanda hayatımızın en önemli sırlarını fısıldayan küçük hazineler. Hadi bakalım, bu büyük Fransız yazarın dünyasını ve bize bıraktığı mirası yakından inceleyelim.

Jean de La Fontaine Kimdir ve Fablları Neden Bu Kadar Önemli?

Şimdi diyeceksiniz ki, “Hocam, bir yazarın adını ezberlemekten bize ne?” Ama durun! La Fontaine (1621-1695), sadece bir yazar değil, aynı zamanda toplumsal eleştiriyi hayvanlar üzerinden yapan bir deha. Kendisi 17. yüzyıl Fransa’sında yaşadı ve eserlerinde o dönemin yöneticilerini, soylularını ve sıradan insanların hatalarını eleştirdi. Ancak bunu doğrudan yapsaydı, başı derde girebilirdi.

İşte bu yüzden, La Fontaine çok zekice bir yol seçti: Fablları kullandı! Kralı aslan, zengini kurt, yoksulu ise fare ya da karınca yaptı. Böylece herkes hikayeyi okudu, eğlendi ama kimse eleştirinin tam olarak kime yapıldığını kanıtlayamadı. Bu yüzden La Fontaine’in fablları, hem sanatsal hem de siyasi açıdan çok kıymetlidir.

Fablların Yapı Taşları: Bir Fabl Nasıl Oluşur?

Bir fablın olmazsa olmaz bazı özellikleri vardır. Bir hikayenin fabl sayılabilmesi için şu dört temel unsurun bir araya gelmesi gerekir:

  • Karakterler (Hayvanlar): Fablın başrolünde genellikle hayvanlar yer alır. Bu hayvanlar, insan karakterlerini temsil eder (Tilki=Kurnazlık, Aslan=Güç, Kaplumbağa=Sabır).
  • Olay Örgüsü: Olaylar genellikle basittir ve tek bir ana çatışma etrafında döner. Örneğin, bir yiyeceği ele geçirme veya bir yarışmayı kazanma çabası.
  • Konuşma (İntak): Hayvanların konuşma yeteneğine sahip olması (konuşturulması), fablın en ayırt edici özelliğidir.
  • Öğüt (Kıssadan Hisse): Hikayenin sonunda mutlaka bir ahlaki ders verilir. Bu ders, genellikle son paragrafta “Bunun anlamı şudur ki…” gibi bir ifadeyle netleştirilir.

Biz Türkçede bu son kısma, yani verilen derse “Kıssadan Hisse” diyoruz. La Fontaine, hikayeyi bitirir bitirmez, “Bakın gençler, burada verilmek istenen ders şudur” diyerek bizi asla boş göndermez.

Unutulmaz Fabllar ve Verdikleri Dersler (Karakter Analizi)

La Fontaine’in en meşhur fablları, aslında bizim günlük hayatta yaptığımız hataları ve verdiğimiz kararları yansıtır. Gelin, en popüler üç fablı, onların bize fısıldadığı derslerle birlikte inceleyelim:

Tilki ile Karga: Boş Gururun Bedeli

Bu, La Fontaine’in en bilinen hikayesidir. Karga, bir parça peynir bulur ve bir ağacın dalına konar. Karnını doyurmak üzereyken, aç ve kurnaz Tilki gelir. Tilki, karganın sesinin ne kadar güzel olduğunu, “tüm kuşların kraliçesi” olduğunu söyleyerek ona yağ çeker. Karga, bu sahte övgülere dayanamaz ve bir şarkı söylemek için ağzını açar. Sonuç: Peynir düşer, Tilki kapar.

Peki, buradaki ders ne? Bizim dilimizde buna “Dalkavukluk” ve “Boş gurur” diyoruz. Birisi bize durduk yere aşırı iltifat ediyorsa, hemen şüphelenmeliyiz. Karga, aklını kullanmak yerine egosunu beslemeyi seçti ve elindekini kaybetti. Unutmayın, samimi olmayan övgüler sizi tuzağa düşürebilir.

Tavşan ile Kaplumbağa: İstikrarın Zaferi

Tavşan, hızlı ve yeteneklidir; Kaplumbağa ise yavaş ve sabırlı. Tavşan, Kaplumbağa’ya meydan okur ve bir yarış düzenlerler. Tavşan, “Nasılsa kazanırım” diye düşünerek yolda uyuyakalır. Kaplumbağa ise yavaş ama durmadan, istikrarlı adımlarla hedefine ulaşır ve yarışı kazanır.

Bu fabl bize ne öğretiyor? Hızlı ve yetenekli olmak önemli, evet, ama asıl başarı istikrarlı olmaktan geçer. Sınavlara hazırlanırken de böyledir; bir gün 10 saat çalışıp sonra bir hafta yatmak yerine, her gün 1 saat ama düzenli çalışmak sizi hedefinize götürür. Önemli olan hızı değil, sürekliliği korumaktır.

Leylek ile Tilki: Ne Ekersen Onu Biçersin

Tilki, Leylek’i yemeğe davet eder ama yemeği düz, sığ bir tabağa koyar. Leylek, uzun gagası yüzünden tabağa ulaşamaz ve aç kalır. Bir süre sonra Leylek, Tilki’yi yemeğe davet eder ve yemeği uzun, dar bir testinin içine koyar. Bu sefer Tilki, testinin içine giremez ve aç kalır.

Fabldaki ana fikir? Başkasına nasıl davranırsanız, size de aynı şekilde davranılır. Kötülük yapan, kötülük bulur. Bu hikaye, bize empati yapmayı ve başkalarına tuzak kurmamanın önemini gösterir. Hayatta adil olmak ve başkalarının durumunu düşünmek esastır.

Karşılaştırmalı Analiz Tablosu

Şimdi bu fablları ve karakterlerin temsil ettiği özellikleri bir tabloda toplayalım ki, kafamızda iyice netleşsin.

Fabl AdıTemsil Edilen Karakter (Tip)Çatışma (Sorun)Kıssadan Hisse (Ders)
Tilki ile KargaTilki (Kurnazlık), Karga (Kibir/Gurur)Tilki’nin Karga’nın zayıflığını kullanması.Dalkavukluğa kanma, boş övgülerden uzak dur.
Tavşan ile KaplumbağaTavşan (Aceleci/Kendine Aşırı Güven), Kaplumbağa (Sabır/İstikrar)Hız ve yavaşlık arasındaki yarış.İstikrarlı ve düzenli çalışma, yetenekten daha değerlidir.
Leylek ile TilkiTilki (Hile), Leylek (Adalet Arayışı)Karşılıklı intikam ve misilleme.Başkasına yaptığın kötülük sana geri döner (Eden bulur).

Fablların Günümüzdeki Önemi: Neden Hala Okumalıyız?

La Fontaine’in fablları yüzlerce yıl önce yazılmış olsa da, içindeki insan doğası hiç değişmedi. Hala kurnazlar var, hala kibirliler var, hala sabırsızlar var. Bu fabllar, bize adeta birer yaşam kılavuzu sunuyor.

Bu hikayeleri okurken sadece ders notu okumuyoruz; aynı zamanda:

  • Eleştirel Düşünme Becerisi Kazanıyoruz: Hikayenin sonunda “Neden böyle oldu?” diye sormayı öğreniyoruz.
  • Empati Kurmayı Öğreniyoruz: Hayvanların yerine kendimizi koyarak başkalarının duygularını anlamaya çalışıyoruz.
  • Türkçemizi Geliştiriyoruz: Fabllar genellikle sade ve akıcı bir dille yazıldığı için hem okuma hızımızı hem de kelime dağarcığımızı artırıyoruz.

Unutmayın, La Fontaine’den Seçmeler, sadece bir ders kitabı değil; hayatın küçük ve eğlenceli bir provasıdır. Her bir hikayeyi okuduğunuzda, kendinize “Ben bu durumda hangi hayvan olurdum?” diye sorun. Cevap, hayatınızda neleri düzeltmeniz gerektiğini gösterecektir. Keyifli okumalar dilerim!

Benzer Dersler