Kadın yaklaşınca hâlâ şaşkın şaşkın gülümseyen oğlunu bileğinden yakaladı: - Bu ne hâl? Kimlerle konuşuyorsun? Ve öteki elindeki şemsiyeyi, elini arkadaşının avucunda bırakan küçük satıcının omzuna vurdu. Sonra haykırdı: - Pis, baksana, senin konuşabileceğin insan mı bu? Çocukların kolları birbirinden ayrılıp aşağı sallanıverdi. Küçük satıcının gözleri kolunun acısından yaşla dolmuştu. Arkadaşının gözündeki yaşları gören çocuk, henüz birçok şeyi öğrenmediği için ruhundan fışkıran bir isyanla: - Anneciğim, o benim mektep arkadaşım! Kadın, yüzü kıpkırmızı kesilerek oğlunun sözünü kesti: - Ben yarın mektebinize de telefon edeceğim. Sana kendi seviyende olmayanlarla arkadaşlık etmeyi gösteririm! Oğlunu kolundan çekti. Geride kalan küçük satıcı ile anasına, yerin dibine geçirmek ister gibi tahkir edici ve ezici bakışlar atarak yürümeye başladı.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçadaki kahramanların özelliklerinden biri değildir?
Üzgün
Öfkeli
Tehditkâr
Kendini beğenmiş
Kıskanç