Aşağıdakilerin hangisinde farklı bir bakış açısı kullanılmıştır?
Kara Bayram'ın babadan kalma evi köy içine bakıyordu. İki katlıydı. Altı ahır, samanlık, koyun damı... Üstü iki oda bir hayat"tı. Odalardan birinde oturur, yer içer, yatarlardı. Birine de taktuk korlardı."
Bir koku var bu Haceli'de, bir koku. Ağzıma burnuma çaput tıkmışlar gibi bunalıyorum. Boğulacak gibi oluyorum. Mapuslar gibiyim. Daracık demir sandıkta kapalıyım. Havamı kesmişler boğuluyorum.
Irgatbaşı Pehlivan Ali'yi kırma makinesine vermişti. Dolu çuvalıyla dayanan işçiden aldığı çuvalı makinenin dört köşe ağzından boşaltıp boş çuvalı geri verirken yeni bir dolu çuval dayanıyordu önüne.
Güneş iyice yükselmiş, ovaya terleten, enseleri, çıplak kolları, bacakları ısıran esintisiz, bir sarı sıcak yayılmıştı. Çiğ güneş altında, uzaklardaki dallar titreşiyor, bulutsuz gökten tek kuş geçmiyordu.
Üniversitede ders çalışırken de Selim, arkadaşlarına böyle takılırdı. Kim çıkarmıştı bu sözü? Kenan çıkarmıştı. Yüksek matematikten haziranda geçince Selim'le bir olup etüt odasında çalışan Turgut'un başucundan ayrılmamışlardı.