Atasözleri, bir milletin tarihsel süreçte oluşturduğu kültürel birikimin sonucudur. Ortaya çıkış tarihleri ve söyleyenleri belli olmayan söz varlığı unsurları arasında yer alan atasözleri için milletin aynası" denilebilir. Çünkü toplumun acısı, sevinci, espri anlayışı ve zekâsı atasözlerine yansımıştır. Söz gelimi bir şeyin gerçek değerinin, ona çok ihtiyaç duyulduğu zaman anlaşılması durumunu ifade etmek için kullanılan "(1) - - - - ", çocukların ana ve babalarından öğrendiklerini yapmaya özendiğini belirtmek için dile getirilen "(2) - - - - ", bir işte yetki kimde ise kuvvetin de onda olduğunu vurgulamak için söylenilen "(3) - - - - " gibi atasözleri toplum yaşantısının dilde buldukları karşılıklardan birkaçıdır. Yukarıdaki metnin anlam akışına göre boş bırakılan yerlere sırasıyla hangi atasözleri getirilmelidir?
(1) Hasta olmayan, sağlığın kadrini bilmez. (2) Üzüm üzüme baka baka kararır. (3) Çürük tahta çivi tutmaz.
(1) Söz gümüşse sükût altındır. (2) Kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan... (3) Horozu çok olan köyde sabah geç olur.
(1) Abanın kadri yağmurda bilinir. (2) Ağaca çıkan keçinin dala bakan oğlağı olur. (3) Mühür kimde ise Süleyman odur.
(1) Sakla samanı, gelir zamanı. (2) Arkadaşını söyle, kim olduğunu söyleyeyim. (3) Görünen köy kılavuz istemez.