Edebiyatın Asi Çocuğu: Dadaizm (Kuralsızlık) – Mantığa Kafa Tutan Akım
Merhaba gençler, bugün edebiyatın en asi, en kural tanımaz akımı olan Dadaizm’i mercek altına alıyoruz!
Bizim bu konuya odaklanmamızın sebebi çok açık: Dadaizm, sadece bir edebi akım değil, aynı zamanda dünya savaşının getirdiği mantıksızlığa karşı yükselen dev bir isyan çığlığıdır. Hazırsanız, bu kuralsızlığın nasıl bir felsefe yarattığını, Tristan Tzara’dan Marcel Duchamp’a kadar hangi kahramanların bu isyana öncülük ettiğini hep birlikte görelim.
Dadaizm Nedir? (Sanatın Kuralsızlık Manifestosu)
Dadaizm, I. Dünya Savaşı’nın getirdiği yıkıma ve mantıksızlığa tepki olarak 1916’da İsviçre’nin Zürih şehrinde ortaya çıkmış, sanatın ve mantığın tüm kurallarını reddeden devrimci bir edebi ve sanatsal akımdır. Kuralsızlığı, rastlantıyı ve anlamsızlığı temel alan Dadaistler, geleneksel güzellik algısını yıkmayı, şok etmeyi ve okuyucuyu/izleyiciyi düşünmeye zorlamayı amaçlamışlardır. Dadaistler için sanat, artık güzel olmak zorunda değildi; aksine, var olan düzene bir yumruk atmalıydı.
Dadaizm Nasıl Doğdu? Savaşın Dehşetinden Doğan İsyan
Düşünün ki, 20. yüzyılın başında yaşıyorsunuz. İnsanlık, aklın ve bilimin zirvesine ulaştığını sanırken, kendini tarihin en büyük ve en kanlı savaşının (I. Dünya Savaşı) ortasında buluyor. Milyonlarca insan ölüyor ve tüm bu yıkım, “mantıklı” kararlar alan politikacılar ve generaller yüzünden gerçekleşiyor.
Bu korkunç manzara karşısında, Zürih’te toplanan bir grup şair ve sanatçı (başta Tristan Tzara ve Hugo Ball), şu sonuca varıyor: Eğer mantık ve akıl, bizi bu kadar büyük bir felakete sürüklediyse, o zaman mantık yanlıştır! Sanatın da, hayatın da kuralları olmamalıdır.
İşte tam bu isyan ruhuyla, 1916 yılında Zürih’teki ünlü Kabare Voltaire‘de Dadaizm doğdu. Sanatçılar burada, mantık dışı ses şiirleri okuyor, maskelerle dans ediyor ve seyirciyi şaşkına çevirecek performanslar sergiliyordu. Amaçları, izleyicinin konfor alanını bozmak ve onları “Ne oluyor burada?” diye düşündürmekti.
Peki Bu “Dada” Kelimesi Ne Anlama Geliyor?
İşin en komik ve Dadaist kısmı da bu! Hikayeye göre, akımın kurucuları, rastgele bir Fransızca-Almanca sözlük açıp, parmaklarını ilk denk gelen kelimeye bastılar. O kelime de “Dada” çıktı. “Dada” kelimesi Fransızcada “tahta at” veya bebek dilinde “dada” anlamına geliyor. Bu anlamsız ve rastgele seçim, akımın tüm felsefesini özetliyordu: Mantık yok, kural yok, anlam arama!
Dada’nın Temel Felsefesi: Kuralsızlık ve Saçmalık
Dadaizm’in en güçlü yönü, her şeyi reddetmesiydi. Onlar, “Anti-Sanat” yapıyorlardı. Geleneksel olarak sanatın güzel, ahenkli ve anlamlı olması beklenirken, Dadaistler tam tersini yaptı. Onların felsefesini birkaç maddede toplayabiliriz:
- Mantığın Reddi: Akıl ve mantık, dünyayı mahvetti. Öyleyse sanatta da mantığa yer yok. Eserler tesadüfen, rastgele oluşmalı.
- Tesadüf ve Rastlantı: Sanat eseri, sanatçının bilinçli çabasıyla değil, rastgele yöntemlerle (zar atma, kesme, yapıştırma) ortaya çıkmalı.
- Şok Etme (Provokasyon): İzleyiciyi veya okuyucuyu rahatsız etmek, kışkırtmak ve onların sanata dair tüm beklentilerini altüst etmek temel amaçtır.
- Anti-Sanat: Dadaistler, sanatın kendisini bir değer olarak görmez. Sanat, bir protesto aracıdır.
Bu akım, kendisinden önceki tüm akımlara (Romantizm, Realizm, Klasisizm) kökten karşı çıkıyordu. Gelin, aradaki farkı bir tabloda netleştirelim:
| İlke | Geleneksel Akımlar (Realizm, Klasisizm) | Dadaizm (Kuralsızlık) |
|---|---|---|
| Amaç | Güzellik, ahenk, düzen ve ahlak dersi vermek. | Şok etmek, düşünceyi kışkırtmak, isyan etmek. |
| Yöntem | Kural, ölçü ve mantığa uygunluk (Rasyonalite). | Rastlantı, tesadüf, anlamsızlık (Absürt). |
| Dil Kullanımı | Akıcı, anlaşılır, dil bilgisi kurallarına sadık. | Parçalanmış, sözcük oyunları, mantıksız diziliş (Ses şiirleri). |
| Eserin Değeri | Sanatçının emeği ve yeteneği önemlidir. | Her şey sanattır, hazır nesneler (Ready-made) kullanılabilir. |
Edebiyatta Dada: Makasla Şiir Yazmak
Dadaizm’in edebiyattaki yansımaları, dilin kendisini parçalamak üzerine kuruluydu. Şairler, dilin iletişim aracı olma işlevini bozmayı amaçladı. Şiirler, anlam taşımak yerine, ses ve ritim yoluyla bir duygu (çoğunlukla öfke veya şaşkınlık) uyandırmalıydı.
Akımın kurucularından Tristan Tzara, bir Dada şiiri yazmak için meşhur bir yöntem geliştirdi. Bu yöntem, geleneksel şiir yazma kurallarını tamamen çöpe atıyordu. İşte o yöntem:
- Bir gazete makalesi alın.
- Makaledeki her kelimeyi ayrı ayrı kesin.
- Kesilen kelimeleri bir şapkaya koyun ve iyice karıştırın.
- Kelimeleri şapkadan teker teker çekin ve kağıda sırasıyla yapıştırın.
- Ortaya çıkan şey, sizin Dada şiirinizdir!
Bu yöntem, şiirin tamamen tesadüfi olmasını sağlıyordu. Ortaya çıkan metinler anlamsızdı, dil bilgisi kurallarına uymuyordu, ama tam da bu yüzden Dadaist’ti. Çünkü onlara göre, savaşın ortasındaki dünyanın kendisi zaten anlamsızdı.
Önemli Edebi Türler
- Ses Şiirleri: Kelimelerin anlamından çok, çıkardığı sese odaklanan şiirlerdir. Genellikle anlamsız hecelerden oluşur.
- Manifestolar: Akımın felsefesini anlatan, kışkırtıcı, çelişkili ve genellikle küfürlü metinlerdir. Tzara’nın “Dada Manifestosu” en bilinenidir.
- Kolaj Edebiyatı: Farklı metin parçalarının bir araya getirilmesiyle oluşturulan yazılardır.
Görsel Sanatlarda Dada: Hazır Nesneler (Ready-mades)
Dadaizm’in en büyük şok etkisi yarattığı alanlardan biri de görsel sanatlardı. Fransız sanatçı Marcel Duchamp, sanatı sonsuza dek değiştiren bir fikirle geldi: Hazır Nesneler (Ready-mades).
Duchamp, bir nesneyi alıp (örneğin bir bisiklet tekerleği veya bir kürek) ona bir isim verip sergilediğinde, o nesnenin sanat eseri haline geldiğini iddia etti. Bu, sanatın “emek” veya “güzellik” gerektirdiği fikrine atılan en büyük tokattı.
En ünlü ready-made eseri, bir pisuarı alıp üzerine “R. Mutt” imzasını atarak sergilediği “Çeşme (Fountain)” adlı çalışmasıdır. Bu, “Sanat nedir?” sorusunu tarihte ilk kez bu kadar sert ve sorgulayıcı bir şekilde sormuştu. Dadaistler için sanat, bir fikirdi, bir eylemdi; sadece fırça darbelerinden ibaret değildi.
Görsel sanatlarda kullanılan diğer teknikler:
- Kolaj: Gazete küpürleri, fotoğraflar ve dergi parçalarının bir yüzeye yapıştırılması.
- Asamblaj: Üç boyutlu nesnelerin bir araya getirilmesi (Kurt Schwitters bu alanda çok ünlüdür).
Dadaizmin Öncüleri ve Kahramanları
Dadaizm, kısa süren ama etkisi dev olan bir akımdır. Bu akımın bayrağını taşıyan bazı önemli isimler var:
1. Tristan Tzara (1896–1963)
Romanyalı şair. Akımın en ateşli savunucusu ve teorisyenidir. Şiirde rastgelelik yöntemini geliştirdi ve “Dada Manifestoları” ile akımın felsefesini dünyaya duyurdu. O, tam bir edebi anarşistti.
2. Marcel Duchamp (1887–1968)
Fransız ressam ve heykeltıraş. Görsel sanatlarda çığır açan “Hazır Nesneler” (Ready-mades) kavramını ortaya attı. Sanatın sadece göz için değil, akıl için de olması gerektiğini savundu.
3. Hugo Ball (1886–1927)
Alman yazar ve şair. Zürih’teki Kabare Voltaire’in kurucusu ve Dadaizm’in ilk tohumlarını atan kişidir. Özellikle anlamsız seslerden oluşan “Ses Şiirleri” ile tanınır.
4. Jean Arp (Hans Arp) (1886–1966)
Fransız-Alman heykeltıraş ve ressam. O da eserlerini tesadüfe bırakırdı; kestiği kağıt parçalarını yere atıp düştükleri şekilde yapıştırarak sanat yapardı. Organik ve soyut formları kullanmıştır.
5. Kurt Schwitters (1887–1948)
Alman sanatçı. Özellikle kolaj ve asamblaj tekniğinde ustadır. Sokaktan topladığı çöpleri, biletleri, gazete parçalarını birleştirerek “Merz” adını verdiği kendi sanat formunu yarattı.
Dadaizmin Mirası: Sürrealizm’e Geçiş
Dadaizm, 1920’lerin ortalarına doğru etkisini yitirmeye başladı. Çünkü bir akım, her şeyi reddetmeye ve kuralsız olmaya devam ederse, bir süre sonra kendi kendini tüketir. Ancak Dadaizm, sanat dünyasına devrim niteliğinde bir kapı açtı.
Dada’nın kuralları yıkması ve mantığı reddetmesi, kendisinden sonra gelen en büyük akımın, yani Sürrealizm (Gerçeküstücülük) akımının doğmasına zemin hazırladı.
Sürrealistler de mantığı reddetti, ancak bu reddedişin yerine ne koyacaklarını buldular: Bilinçaltı ve rüyalar. Dada, “Mantık anlamsızdır!” derken; Sürrealizm, “Mantık anlamsızdır, o zaman bilinçaltımızın derinliklerini keşfedelim!” dedi. Böylece, Dadaizm’in yıkıcı ruhu, Sürrealizm’in yaratıcı ve düşsel dünyasına miras kaldı.
Unutmayın gençler, Dadaizm sadece ders kitaplarında gördüğünüz bir isim değil, aynı zamanda hayatınızdaki kuralları sorgulamanız için size cesaret veren bir felsefedir. Bir dahaki sefere bir şey size anlamsız gelirse, belki de o anlamsızlıkta büyük bir sanat vardır!







