AYT Edebiyat İslami Dönem İlk Dil ve Edebiyat Ürünleri

Türkçenin Köprüsü: İslami Dönem İlk Edebiyat Ürünleri (4 Büyük Eser)

Merhaba gençler, bugün Türkçenin tarihine ışık tutan, Karahanlı sahasında doğmuş o muhteşem eserleri, yani İslami Dönem İlk Dil ve Edebiyat Ürünlerini masaya yatırıyoruz!

İslami Dönem Türk Edebiyatı, Türklerin 10. yüzyıldan itibaren topluca İslamiyet’i kabul etmesiyle başlayan, eski (sözlü) edebiyatımızdan yeni (yazılı) edebiyatımıza geçişi sağlayan bir köprü dönemidir. Bu dönemde verilen eserler, hem İslami değerleri öğretmeyi hem de dilimiz Türkçe’nin ne kadar güçlü olduğunu göstermeyi amaçlar. Bu yapıtlara “Geçiş Dönemi Eserleri” dememizin sebebi de tam olarak budur; iki kültürü birleştirmeleridir.

İslami Dönem Edebiyatının Genel Özellikleri: Neler Değişti?

Arkadaşlar, İslamiyet’in kabulü bizim için sadece bir din değişikliği değil, aynı zamanda kültürel ve edebi bir devrimdir. Eski Türkçenin yanında artık Arapça ve Farsça kelimeler de şiirimize ve nesrimize (düz yazıya) girmeye başladı. Peki, bu dönemde sanatta ve dilde ne gibi değişiklikler oldu? Gelin birlikte bakalım:

  • Dilin Zenginleşmesi (ve Değişmesi): Artık sadece saf Türkçe kelimeler yok. Arapça ve Farsça kelimeler, özellikle din ve bilim terimleri, dilimize yoğun bir şekilde girmeye başladı.
  • Nazım Biçimi: İslamiyet öncesinde kullandığımız dörtlük (koşma) geleneği devam etse de, Divan Edebiyatı’nın temelini oluşturan Beyitler ve Aruz ölçüsü de kullanılmaya başlandı. Yani hem hece hem aruz bir arada!
  • Konu ve Tema: Aşk, doğa, kahramanlık gibi eski temalara ek olarak; tasavvuf (Allah’a ulaşma), ahlak, din, adalet ve devlet yönetimi gibi İslami konular ön plana çıktı.
  • Amacı: Eserler artık sadece eğlendirmek için değil, insanlara doğruyu, güzeli ve İslamiyet’in temel kurallarını öğretmek amacıyla yazıldı.

Türkçenin Dört Ana Direği: Geçiş Dönemi Başyapıtları

Bu dönemin en önemli özelliği, Karahanlı Devleti sınırları içinde dört büyük eserin ortaya çıkmasıdır. Bu dört eser, Türk dilinin ve kültürünün temel taşlarıdır. Bunları bilmeden sınava girmek olmaz!

1. Kutadgu Bilig (Mutluluk Veren Bilgi)

Kutadgu Bilig, Yusuf Has Hacip tarafından 1069 yılında yazılmıştır. Bu eser, sadece edebiyat için değil, tarih ve siyaset için de çok kıymetlidir. Neden mi?

Kutadgu Bilig, aslında bir siyasetnamedir. Yani, bir devleti yönetenlerin (hükümdarın) ve halkın nasıl mutlu olacağını, adaleti nasıl sağlayacağını anlatan bir rehber kitaptır. Eser, dört sembolik karakter üzerinden yazılmıştır:

  • Kün Togdı (Hükümdar): Adaleti temsil eder.
  • Ay Toldı (Vezir): Mutluluğu ve saadeti temsil eder.
  • Ögdülmiş (Vezirin Oğlu): Aklı ve bilgeliği temsil eder.
  • Odgurmış (Zahit): Akıbeti ve kanaati (dünya sonunu) temsil eder.

Unutma: Kutadgu Bilig, Türk edebiyatının bilinen ilk mesnevisi ve ilk siyasetnamesidir. Aruz ölçüsüyle yazılmış olmasına rağmen, yazarımız Türkçenin ne kadar zengin olduğunu bu eserle kanıtlamıştır.

2. Divan-ı Lugati’t-Türk (Türk Dilleri Sözlüğü)

Gençler, bu esere “Türkçenin Savunma Kalkanı” diyebiliriz! Kaşgarlı Mahmut tarafından 1072-1074 yılları arasında Bağdat’ta yazılan bu eser, sadece bir sözlük değildir.

Kaşgarlı Mahmut’un amacı, Araplara Türkçeyi öğretmek ve “Türkçe de Arapça kadar zengin, hatta daha da güçlü bir dildir” demekti. Bu yüzden Divan-ı Lugati’t-Türk, Türkçenin ilk sözlüğü olmasının yanı sıra, ilk dil bilgisi kitabı ve ilk antolojisidir.

  • İçeriği: Türk boylarının haritasını, geleneklerini, atasözlerini (sav), şiirlerini (sagu, koşuk) içerir.
  • Önemi: Türk kültürünü ve tarihini gelecek nesillere aktaran paha biçilmez bir hazinedir.

3. Atabetü’l-Hakayık (Hakikatlerin Eşiği)

Bu eser, Edip Ahmet Yükneki tarafından 12. yüzyılda yazılmıştır. Adından da anlaşılacağı gibi, “Hakikatlerin Eşiği” anlamına gelir ve bize ahlaki öğütler verir.

Eserin ana teması bilgi, cömertlik, dürüstlük ve kibirden uzak durmaktır. Yani, iyi bir Müslüman ve iyi bir insan nasıl olunur, bunu anlatır. Nazım biçimi olarak dörtlükler ve beyitler bir arada kullanılmıştır. Öğretici (didaktik) yönü çok kuvvetlidir.

4. Divan-ı Hikmet (Hikmetler Divanı)

Hoca Ahmet Yesevi tarafından 12. yüzyılda yazılan bu eser, tasavvufi Türk edebiyatının ilk örneğidir. Ahmet Yesevi, Türkistan coğrafyasında İslamiyet’i yaymak için büyük çaba göstermiş, bu uğurda şiirleri bir araç olarak kullanmıştır.

  • Hikmet Nedir? Yesevi’nin şiirlerine “Hikmet” denir. Bu şiirler, Allah aşkını, peygamber sevgisini, cennet ve cehennem gibi dini konuları işler.
  • Ölçü ve Dil: Halk edebiyatı geleneğine yakın durur. Daha çok hece ölçüsü ve sade bir Türkçe kullanılmıştır. Bu sayede halk, dini kolayca öğrenmiştir.

Dört Büyük Eserin Karşılaştırmalı Özeti (Sınavlık Bilgi)

Eser AdıYazarYazılış Tarihi (Yaklaşık)Tür ve ÖnemiAna Konu (Anahtar Kelimeler)
Kutadgu BiligYusuf Has Hacip1069İlk Siyasetname, İlk MesneviAdalet, Akıl, Devlet Yönetimi, Mutluluk
Divan-ı Lugati’t-TürkKaşgarlı Mahmut1072-1074İlk Türkçe Sözlük ve AntolojiTürkçenin Zenginliği, Dil Bilgisi, Boyların Yaşamı
Atabetü’l-HakayıkEdip Ahmet Yükneki12. YüzyılAhlak ve Öğüt Kitabı (Didaktik)Hakikat, Cömertlik, İlim, Dünya Malına Güvenmeme
Divan-ı HikmetHoca Ahmet Yesevi12. YüzyılTasavvufi Halk Edebiyatının İlk ÖrneğiDin, Peygamber Sevgisi, Yesevilik Öğretileri

Geçiş Dönemini Takip Eden Büyük İsimler

Geçiş dönemi eserleri temelleri attıktan sonra, Anadolu’da bu İslami ve tasavvufi düşünceyi zirveye taşıyan iki dev isim ortaya çıktı. Onlar olmasaydı, halkın gönlüne bu kadar kolay girilemezdi:

Mevlana Celaleddin Rumi ve Mesnevi

Mevlana, 13. yüzyılda yaşamış, Farsça yazdığı eserlerle tüm dünyayı etkilemiştir. En ünlü eseri olan Mesnevi, “İnsan-ı Kamil” (olgun insan) olma yolculuğunu, aşkı ve tasavvufi düşünceyi hikayelerle anlatır. Mevlana, daha çok saray çevresine ve bilgili kesime hitap etmiştir.

Yunus Emre ve Türkçe’nin Sadeliği

Yunus Emre ise tam tersine, halkın diliyle, en sade ve en yalın Türkçe ile yazmıştır. Onun şiirleri (ilahi/nefes), sevgiyi, hoşgörüyü ve insanlığı merkeze alır. O, tasavvufu akademik bir dilden çıkarıp, herkesin anlayabileceği bir gönül diline çevirmiştir. Yunus Emre, halk edebiyatımızın en önemli temsilcilerindendir ve bize saf Türkçe’nin güzelliğini hatırlatır.

Toparlarsak…

Sevgili öğrenciler, gördüğünüz gibi İslami Dönem, bizim için sadece bir başlangıç değil, aynı zamanda köklerimizi sağlamlaştırdığımız bir dönemdir. Bu eserler, bugün konuştuğumuz dilin, okuduğumuz şiirlerin ve sahip olduğumuz kültürel değerlerin temelidir.

Bu dört eserin yazarlarını, konularını ve özelliklerini bir hikaye gibi aklınızda tutun. Unutmayın, edebiyat dersi sadece ezberden ibaret değildir; o, geçmişten gelen sesleri dinleme sanatıdır. Çalışmalarınızda başarılar dilerim, bir sonraki derste görüşmek üzere!

Benzer Dersler