Dedem, buralar için: Nehirlerinden oluk oluk kan akan, her bir adım toprağında şüheda yatan yaslı topraklar..." derdi. Daha o günlerde bilmezdik bu şehrin şanını. Nihayet bir milletin vatanına bağlılığının, bayrağına sevdasının hikâyesi olan Çanakkale'ye düşmüştü yolumuz. Arıburnu'nda inatçı iki keçi misali tokuşan mermilerin dansına, Sarıtepe'de kınalı kuzuların şehadete yürüyüşlerine, ardından da Mecidiye Tabyası'nda Koca Seyit'in destansı vatan aşkına şahit olduk. Sokakları dolaşıldıkça bir tarih kitabının sayfalarını karıştırıyorduk âdeta. Bir an kendimizi Bigalı Köyü yakınlarında, al yazmalıların Çanakkale Türküsü'nü dinlerken bulduk. Birkaç adım sonra türkülere konu olmuş Aynalı Çarşı karşımızda durmaktaydı. Bu eşsiz mekânda vatan sevdası mırıldanan mânileri dinledik, tarih kokan kemerli dükkânları gezdik. Belki sokakları taş döşeli, dar caddelerin kesiştiği yalnız bir şehir belki de bir milletin tek yürek olduğu bir gönül mabedi... Güneş bu yaslı diyarı selamlayarak süzülürken tepeler ardından, gözlerimin önünde bu destansı şehrin dile gelişi olan o meşhur ifadeler durmakta: "Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın bu toprak bir devrin battığı yerdir." Yukarıda verilen metnin türü aşağıdakilerden hangisidir?
Deneme
Gezi yazısı
Mektup
Günlük