9. Sınıf İslamiyetten Önceki Türk Edebiyatı Sözlü Edebiyat
|

İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı: Destanlar, Ozanlar ve Sözün Büyülü Gücü

Türkçe Dersi: Sözlü Edebiyatın Sır Perdesini Aralıyoruz

Sözlü edebiyat, Türklerin henüz yazıyı yaygın olarak kullanmadığı dönemlerde; şaman, ozan veya kam adı verilen kişiler tarafından kopuz eşliğinde oluşturulan ve nesilden nesile kulaktan kulağa aktarılan edebi ürünlerin tamamıdır. Bu dönem, genellikle destanlar, kahramanlık hikayeleri, tören şiirleri ve bilgelik içeren kısa sözlerle (sav) karakterize edilir. Sözlü edebiyat, Türk milletinin kültürel kimliğini, inançlarını ve yaşam biçimini günümüze taşıyan en eski hazinedir.

Merhaba gençler! Nasılsınız? Bugün, Türkçe maceramızın en köklü, en gizemli durağına doğru yolculuğa çıkıyoruz: İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı. Bu dönem, bizim edebiyatımızın ana kaynağı, ilk suyu, ilk nefesi. O dönemde yaşayan atalarımızın yazdığı bir defteri yoktu belki ama müthiş bir hafızaları ve anlatma yetenekleri vardı. Hadi gelin, zaman makinesine binelim ve sözün gücünü keşfedelim!

İslamiyet Öncesi Sözlü Edebiyatın Temel Özellikleri

Bu döneme “sözlü” dememizin sebebi çok basit: Eserler yazıya geçirilmeden, tamamen hafıza yoluyla ve doğaçlama (yani anında, hazırlıksız) söyleniyordu. Sözlü edebiyatın kendine has kuralları vardı. Bunları bilmek, konunun yarısını halletmek demektir:

  • Anonimlik (Ortak Eserler): Şiirleri veya hikayeleri söyleyenler belli olsa bile, eserler zamanla halkın malı olmuş, herkesin katkısıyla değişmiş ve bu yüzden kimin yazdığı unutulmuştur. Yani eserler “halka aittir”.
  • Doğaçlama ve Müzik: Eserler genellikle Kopuz adı verilen telli bir çalgı eşliğinde söylenirdi. Ozan (şair), müziğe göre anında şiirini oluştururdu.
  • Ölçü ve Uyak: Türkçenin doğal ritmi olan Hece Ölçüsü kullanılırdı. Kafiye (uyak) olarak ise genellikle Yarım Uyak (tek ses benzerliği) tercih edilirdi.
  • Dil: Tertemiz bir Türkçe! Henüz yabancı dillerin (Arapça, Farsça) etkisi başlamadığı için eserlerin dili son derece yalın ve anlaşılırdır.
  • Konular: Kahramanlık, aşk, doğa, avcılık, savaş ve ölüm gibi hayatın içinden konular işlenirdi.

Sözlü Edebiyatın Şairleri: Ozan, Kam ve Şamanlar

Şimdi gelelim bu dönemin “süperstar”larına. Edebiyatımızı oluşturan, aynı zamanda doktor, büyücü ve din adamı görevlerini de üstlenen bu kişilere farklı adlar verilirdi:

  • Kam / Baksı / Şaman: Bunlar, en eski dönemlerde hem dini törenleri yöneten hem de şiir söyleyen kişilerdi. Hastalıkları iyileştirdiklerine, kötü ruhlarla konuştuklarına inanılırdı.
  • Ozan: Kopuz çalarak şiir söyleyen, destanları ve hikayeleri aktaran sanatçılardır. Daha sonraki dönemlerde “Âşık” adını alacaklardır.
  • Boy/Oyuncular: Törenlerde taklitler yaparak halkı eğlendiren kişilerdir.

Bu sanatçılar, hayatın önemli anlarında (sığır, şölen, yuğ) mutlaka sahne alırdı.

Sözlü Dönem Edebi Ürünleri ve Türleri

Sözlü edebiyat döneminde karşımıza çıkan temel türler, aslında günümüzdeki şiir türlerinin de ataları sayılır. Dört temel ürünümüz var:

Sözlü Edebiyatın Temel Ürünleri ve Günümüzdeki Karşılıkları
Eski AdıTanımı (Nedir?)Söylendiği TörenGünümüzdeki Karşılığı
KoşukAşk, doğa, kahramanlık gibi coşkulu konuları işleyen lirik şiirlerdir. Dörtlükler halinde söylenir.Sığır (Av törenleri) ve Şölen (Ziyafetler)Halk Şiirindeki Koşma ve Türkü
SaguÖlen bir kişinin ardından duyulan acıyı, kahramanlığını ve erdemlerini anlatan ağıt şiirleridir.Yuğ (Cenaze törenleri)Halk Şiirindeki Ağıt ve Divan Şiirindeki Mersiye
SavDeneyime dayalı, öğüt verici, kısa ve özlü sözlerdir. Cümle şeklinde veya kısa dörtlükler şeklinde olabilir.Günlük yaşam ve sohbetlerAtasözleri
DestanBir milletin hayatını derinden etkileyen savaş, göç, doğal afet gibi büyük olayları anlatan, olağanüstü özellikler taşıyan uzun hikayelerdir.Şölenler ve toplumsal buluşmalarEpik Şiirler (Eski Türklerin en önemli türüdür)

Sözlü Mirasın Günümüzdeki Yankıları

Edebiyatımızın o ilk dönem ürünleri, zamanla isim değiştirerek ve biraz şekil değiştirerek günümüze kadar ulaşmıştır. Yani binlerce yıl önce atalarımızın söylediği Koşuklar, bugün bizim dinlediğimiz Türkülerin ta kendisidir. Bu mirası daha yakından inceleyelim.

Atasözleri ve Deyimler: Savların Torunları

Eski dönemde “Sav” dediğimiz o bilgece sözler, bugün Atasözleri olarak hayatımızda. Atasözleri, uzun gözlem ve deneyim sonucu ortaya çıkmış, topluma yol gösteren özlü sözlerdir. Mesela, “Ağaç yaşken eğilir” sözü, binlerce yıllık bir tecrübeyi tek bir cümleye sığdırır.

Deyimler ise, genellikle gerçek anlamından uzaklaşarak yeni bir anlam kazanan, kalıplaşmış söz gruplarıdır. Deyimler, anlatımı renklendirir ve güçlendirir. Örneğin, “Etekleri zil çalmak” dediğimizde, birinin çok mutlu olduğunu anlarız. Bunlar, bizim günlük konuşma dilimizin en lezzetli baharatlarıdır.

Maniler ve Türküler: Halkın Duygu Aynası

Sözlü edebiyatın en canlı devamı, kesinlikle Türküler ve Manilerdir. Koşukların modernleşmiş ve ezgiyle bütünleşmiş hali olan Türküler, toplumsal olayları, aşkı, gurbeti ve kahramanlıkları anlatır.

Maniler ise genellikle tek dörtlükten oluşan, ilk iki dizesi doldurma olan ve asıl mesajı son iki dizede veren kısa, pratik şiirlerdir. Genellikle 7’li hece ölçüsüyle söylenirler. Maniler, duygusal ifadelerin en yoğun ve en kısa yoldan aktarılmasını sağlar.

Örnek Mani:

  • Gemi gelir limandan,
  • Ayva düşer dalından.
  • Ben seni unutamam,
  • Ölmedikçe bu candan.

Türk Mitolojisi ve Destanlar: En Eski “Fantastik” Hikayelerimiz

Destanlar, sözlü edebiyatın en görkemli, en uzun ve en önemli türüdür. Destanları, bir milletin var olma mücadelesini anlatan, olağanüstü güçlere sahip kahramanların yer aldığı devasa filmler gibi düşünebilirsiniz.

Türk destanları, bizim mitolojimiz ile iç içedir. Mitoloji, bir milletin evreni, tanrıları, dünyanın yaratılışını ve kendi kökenini nasıl açıkladığını gösterir. Türk mitolojisindeki temel inanç sisteminde:

  • Tengri (Gök Tanrı): Evrenin ve gökyüzünün yaratıcısıdır. Tek Tanrı inancının ilk izleridir.
  • Umay Ana: Bereket, doğum ve koruyuculuk tanrıçasıdır. Çocukları ve hayvanları korur.
  • Yer-Su: Doğa ruhlarıdır. Dağların, nehirlerin kutsal olduğuna inanılırdı.

En Bilinen Destanlarımız

Bu destanlar, sadece hikaye değil, aynı zamanda tarih dersidir. Milletimizin en zor zamanlarını, en büyük göçlerini ve en büyük zaferlerini anlatırlar:

  1. Oğuz Kağan Destanı: Hun İmparatoru Mete Han’a dayandırılır. Oğuz Kağan’ın doğaüstü doğuşunu, kahramanlıklarını ve dünyayı fethetme idealini anlatır.
  2. Ergenekon Destanı: Göktürklerin düşmanları tarafından yenilgiye uğratıldıktan sonra dar bir vadiye (Ergenekon) sığınmalarını ve burada çoğalarak bir demir dağı eritip yeniden dünyaya yayılmalarını konu edinir. Bu, Türklerin yeniden doğuşunu simgeler.
  3. Yaratılış Destanı: Evrenin ve insanın nasıl yaratıldığını anlatan en eski destanımızdır.

Destanlar, bize sadece geçmişi değil, aynı zamanda Türk milletinin adalet, hürriyet ve bağımsızlık gibi temel değerlere verdiği önemi de gösterir.

Söz Ustalığı: Âşıklık Geleneği ve Halk Hikayeleri

Sözlü edebiyat geleneği, İslamiyet’in kabulünden sonra da güçlü bir şekilde devam etti. İşte burada sahneye Âşıklar çıkıyor. Âşıklar, eski ozanların modern devamıdır. Onlar sazlarıyla diyar diyar gezer, hem kendi şiirlerini söyler hem de Halk Hikayeleri anlatırlardı.

Halk hikayeleri, destanlara göre daha gerçekçidir ancak yine de olağanüstü olaylar içerir. Genellikle “Aşk” ve “Kahramanlık” temalarını işlerler. Köroğlu, Kerem ile Aslı, Tahir ile Zühre gibi hikayeler, âşıkların sazları eşliğinde yüzlerce yıl boyunca aktarılmıştır.

Peki Âşık Edebiyatının Özellikleri nelerdir?

  • Usta-Çırak İlişkisi: Âşıklar, bir ustanın yanında yetişir ve “mahlas” (takma ad) alırlar.
  • Rüya Motifi: Birçok âşık, rüyasında bade (aşk şarabı) içerek ilham aldığını söyler.
  • Karşılıklı Atışma: İki âşık, dinleyiciler önünde doğaçlama şiirlerle birbirlerine meydan okur (Leb-değmez, ayak açma gibi).

Gördüğünüz gibi sevgili arkadaşlar, bizim edebiyatımız öyle kuru kuruya tanımlardan ibaret değil. Bizim edebiyatımız, binlerce yıllık bir yolculuk, bir destan, bir türküdür. Sözlü edebiyat, bizim kökümüzdür ve bu kök ne kadar sağlam olursa, gelecekteki edebiyatımız da o kadar güçlü olacaktır!

Benzer Dersler