(Oyunda, kardeşinin ölümü üzerine kalan malları kardeşinin karısına bırakmak istemeyen Hidayet Tanrıverdi'yle ona aracılık yapan İş Adamı Kemal Özarı ve Avukat Selman Hakgüder'in öyküsü anlatılmaktadır. Olay, avukatın yazıhanesinde 1950 yılında İzmir'de geçmektedir. Aşağıda okuyacağınız parça, Selman Hakgüder ile Hidayet Tanrıverdi'nin avukatlık ücreti konusunda pazarlık yaptıkları bölümden alınmıştır.) S. Hakgüder : Davayı iki bin liraya alırım. Bin lira peşin, bin lira dava sonunda. Kemalpaşa'ya gidip gelme taksi giderleri size ait. H. Tanrıverdi : Sen hele davayı bir kazan Bey, bilirim ben senin hakkını nasıl ödeyeceğimi. K. Özarı: (Girer.) Ne oldu, anlaşıyor musunuz? H. Tanrıverdi: Yok Bey! Yok, yok, yok... O kadar para bende ne gezer? Çok para... S. Hakgüder : Sizin kazanacağınız da çok... Benim istediğim sadece yüzde on... Bu tiyatro metni için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Oyunda yer verilen çatışma, sıradan insanların birbiriyle ilişkisine dayanır.
Oyunun kahramanları, kişiliklerine uygun bir şekilde konuşturulmuştur.
Herkesin anlayabileceği, günlük hayatta kullanılan bir dil tercih edilmiştir.
Yaşadığı çağa ve çevreye ayak uyduramayan bireyin bunalımları işlenmiştir.
Her toplumda karşılaşılabilecek bir temaya yer verilmiştir.