8. Sınıf Anlatım Bozuklukları Konu Anlatımı
Bu dersimizde 8. Sınıf Anlatım Bozuklukları konusunu detaylı bir şekilde anlatacağız. Bu konu ile ilgili olarak dikkat etmeniz gereken bir husus şudur ki; aşağıda yer alan kavram bağlamı sizin mevcut ders müfredatından farklı olsa da ancak sitemizin anlatımımız daha kapsayıcı olacaktır. Sitemizde sizler için özel olarak hazırlanmış ders notlarımız ile bu konuyu anlamanızı güçlendirecek geçmiş yıllarda çıkmış sınav soruları hakkında fikir edinebileceksiniz. Ayrıca Türkçeci Mobil uygulamamızda tüm konular için hazırlanmış özel testler yer almaktadır. Uygulamamız hakkında geniş bilgi bu adrestedir.
Bu anlatımın sonunda aşağıdaki kazanımları elde edecek ve aşağıda yer alan soruların cevaplarına ulaşmanızı hedeflemekteyiz.
- Anlama dayalı anlatım bozuklukları nelerdir?
- Gereksiz sözcük kullanımından kaynaklı anlatım bozuklukları nasıl anlaşılır?
- Sözcüğün yanlış yerde ya da yanlış anlamda kullanılması nasıl tespit edilir?
- Anlamca çelişen sözcükler nelerdir? Anlamca çelişen sözcükleri nasıl anlarsınız?
- Deyim ve Atasözlerinin yanlış kullanımından kaynaklı anlatım bozuklukları örnekleri nelerdir?
- Düşünce ve mantık hatasından kaynaklı anlatım bozuklukları soruları nasıl çözülür?
- Dil bilgisine dayalı anlatım bozuklukları nelerdir?
- Tamlama yanlışlıkları, bağlaç yanlışlıkları ya da eklerin yanlış kullanımından kaynaklı anlatım bozuklukları nasıl ayırt edilir?
- Anlam belirsizliği nasıl giderilir?
- Ek fiil eksikliği ya da çatı uyuşmazlığından kaynaklı anlatım bozuklukları ile ilgili çıkmış sorular nasıl çözülür?
- Özne-Yüklem uyumsuzluğu nasıl giderilir? Özne-Yüklem uyumsuzluğu soruları nasıl çözülür?
- Öge eksikliğinden kaynaklı anlatım bozuklukları örnekleri nelerdir?
- Anlatım bozukluğu birbiriyle karıştırılan sözcükler hangileridir?
8. Sınıf Anlatım Bozuklukları konusunu detaylandırmadan önce ilk olarak cümlenin ne olduğunu hatırlayalım daha sonra da cümleler için belli başlı kuralları detaylandıralım.
Bir duyguyu düşünceyi veya olayı yargı bildirerek anlatan söz ya da söz topluluğuna cümle denir. Cümleler, söylenen kişiye veya okuyucuya bilgi ya da haber verdiği için bazı kurallara uygun olmalıdır. Bu kuralları şöyle sıralayabiliriz:
1. Yazar sözü kaleme alırken, noktalama ve imlaya dikkat etmelidir. Dikkat edilmezse sözcüklerin anlamları karışabilir. Noktalama işaretleri; konuşmadaki vurgunun, ses ayarının, sözü söylerken hissedilen duygu ve düşüncelerin yazıdaki aynasıdır.
2. Cümle, açık ve net olmalı; okuyucu, cümleyi okuduğu anda anlayabilmelidir.
3. Sade bir anlatım tercih edilmeli. Eş anlamlı veya birbirini karşılayan sözcüklerden kaçınılmalıdır.
4. Deyimler, kalıplaşmış ifadeler, birleşik yapılar, ikilemeler veya tamlamalar kullanılırken bu sözcük gruplarının özellikleri dikkate alınmalıdır.
5. Cümlede öğeler yerli yerinde olmalı. Sıralı ve bağlı cümlelerde öğelerle yüklemler arasındaki uyuma, ek kullanımına dikkat edilmelidir.
6. Cümle, özlülük ilkesine uygun olmalı. En az sözcükle çok şeyi anlatabilmelidir. Aynı anlama gelen ek, kelime veya kelime grubu bir arada kullanılmamalıdır.
7. Anlatım bozuklukları konusunun dil bilgisi kurallarını tamamen içerdiği ve bu kuralların bilinmeden konunun anlaşılmayacağı unutulmamalıdır.
Anlatım bozuklukları anlama dayalı ve yapıya dayalı olmak üzere iki grupta incelenir. Şimdi anlatım bozukluklarını tek tek inceleyelim.
Anlama Dayalı Anlatım Bozuklukları
Gereksiz Sözcük Kullanımı
Cümlede gereksiz sözcük kullanılması anlatım bozukluğuna sebep olur. Peki cümledeki gereksiz sözcük nasıl fark edilir? Bir sözcüğü cümleden çıkardığınızda cümlenin anlamında bozulma veya daralma olmazsa o sözcük gereksiz, demektir. Bu bozukluk, Türkçenin özlülük kuralına aykırıdır. Gereksiz sözcük şu şekillerde olur:
Eş anlamlı sözcüklerin bir cümlede kullanılması
Bazı cümlelerde aynı anlama gelen sözcükler bir arada kullanılır. Bu durum anlatım bozukluğuna sebep olur.
> “Davette yaklaşık üç yüz civarında insan vardı.” cümlesinde altı çizili kelimeler aynı anlamdadır. Bozukluğun giderilmesi için sözcüklerden biri cümleden çıkarılmalıdır.
> “Kutuplarda hava sıcaklığı sıfırın altında eksi yetmiş dolaylarındaydı.”
> “Bizim için söylediklerini işitip, duyduk.”
> “Geleceğini, istikbâlini karartacak kadar düşüncesiz davranıyordu.”
> “Güzel dilek, bizim için hiçbir maliyeti olmayan bedava bir hediyedir.”
İfade ettiği anlamı cümlede yer alan sözcük-lerin kullanılması
Bir kelimenin ifade ettiği anlam zaten cümlede varsa o sözcüğün tekrardan kullanılması gereksizdir.
>“Alfabemizde yirmi dokuz tane harf bulunmaktadır.” Cümlesinde tane” kelimesi “sayı, miktar bildirir. Cümlede bu anlamı “yirmi dokuz” ifadesi karşıladığı için “tane” sözcüğü gereksizdir.
> “Annem, komşuya giderken kalemimi de yanında götürmüş.”
> “Bütün hepimiz onun yaptıklarını takdir ettik.”
> “Hastanın ağrıları, gittikçe artıyordu.”
> “Çocuk şimdi kapıdan dışarı çıktı.”
> “Şehirdeki mevcut problem çözüldü.”
> “Gözleri görmeyen çocuk, kulaklarının çok iyi işittiğini, her şeyi duyabildiğini söyledi.”
> “Sanki bu olay hiç yaşanmamış gibi.”
Birleşik fiillerin veya işteş çatılı fiillerin an- amlarını karşılayan sözcük kullanılırsa gereksiz sözcük kullanımı olur.
Birleşik fiillerin her biri bir anlam taşımaktadır. Filler anlamlarıyla birlikte cümle içinde kullanılırsa an- atım bozukluğu olur.
> Devamlı bu olaylar böyle olagelmiştir.
> Yolda ilerlerken karşılıklı selâmlaştık.
> Düşüncelerini hemen yazıya geçiriverdi.
> Konunun ayrıntılarını öğretmen kadar bilebilmeye yeterli değiliz.
> Akşama Ahmetler belki gelebilir.
> Bu şakadan sonra birlikte gülüştük.
Ek ile ekin anlamını karşılayan sözcük bir arada kullanılırsa gereksiz sözcük kullanımı olur.
Cümlede her ekin bir görevi vardır. Aitlik, bulunma, yönelme gibi anlamlar kazandırabilir. Cümle içinde ek ile ekin cümleye kazandırdığı anlam bir arada kullanılırsa anlatım bozukluğu olur.
> Kardeşim az önce eve yönelip gitti.
> Bu indirimi sadece size ait yaparım.
> Abim odasında bulunup çalışıyor.
> Ahmet; Ferit ve Ferhat ile birlikte gitmiş.
> Bu karar kurulca tarafından alındı.
Sıralı ve bağlı cümlelerde gereksiz kullanılan kelimelerin bulunması anlatım bozukluğuna yol açar.
Sıralı ve bağlı cümlelerde bazı sözcükler gereksiz kullanılmaktadır. Bu durum anlatım bozukluğuna sebep olur.
> Siz eve gidin, ben oraya sonra gelirim.
> Ölüm bazıları için nasihattir, ölüm bazıları için de korkudur.
> Öğretmen öğrenciyi çağırdı ve onu azarladı.
Örnek Çıkmış Soru (2001-OKS) :
Aşağıdakilerin hangisinden altı çizili sözcük çıkarılırsa cümlenin anlamında daralma olmaz?
A) Fırtına pek çok insanın ölümüne sebep oldu.
B) Yazarın son romanım henüz okumadığını söyledi.
C) Arkadaşımın annesi kibar, ölçülü ve temiz bir insandı.
D) Yaklaşan bayram nedeniyle kutlama çalışmaları gittikçe artıyor.
Çözüm :
Bu soruda altı çizili kelimeler cümleden çıkarıldığında cevaba ulaşılabilir. D seçeneğinde “artıyor” fiili “gittikçe” sözcüğünün anlamını içermektedir. Bu yüzden bu sözcük gereksizdir, çıkarılabilir. Cevap D’dir.
Sözcüğün Yanlış Yerde Kullanımı
Her kelimenin bir anlamı vardır. Bu anlamı karşılayabilmesi için cümledeki sıralama, kelime dizimi önemlidir. Sıfat, isimden önce; zarf, genellikle fiilden önce; özne, genellikle cümlenin başında; yüklem, genellikle cümlenin sonunda, kelime grupları da belli kurallara göre cümlede bulunmalı. Bu sıralamanın bozulması anlamda karışıklığa yol açar. Kelimeler cümlenin akışına ve anlamına uygun olmalıdır.
> Ağrısız kulak delinir.
Doğrusu: Kulak ağrısız delinir.
> İzinsiz inşaata girmek tehlikelidir.
Doğrusu: İnşaata izinsiz girmek tehlikelidir.
> Ayşe okuldaki herkes dahil ağlıyordu.
Doğrusu: Ayşe dahil, okuldaki herkes ağlıyordu.
> Suskun ninenin iyice çukurlaşmış ağlamaktan gözlerini süzüyordu.
Doğrusu: Suskun ninenin ağlamaktan iyice çukurlaşmış gözlerini süzüyordu.
> Ronald Opus’un inceleyen adli tabip cesedini onun, kafasından yediği kurşunla öldüğü sonucuna vardı.
Doğrusu: Ronald Opus’un cesedini inceleyen adli tabip onun, kafasından yediği kurşunla öldüğü sonucuna vardı.
> Cumhuriyet’in 75. kuruluş yıl dönümü törenlerle kutlandı.
Doğrusu: Cumhuriyet’in kuruluşunun 75. yıl dönümü törenlerle kutlandı.
> Yalnızca kitap okumak görenlere has bir şey değil miydi?
Doğrusu: Kitap okumak yalnızca görenlere has bir şey değil miydi?
> Kim ki hayat sofrasında kendini yalnız görürse o aç kalacaktır.
Doğrusu: Kim ki hayat sofrasında yalnız kendini görürse o aç kalacaktır.
Sözcüğün Yanlış Anlamda Kullanılması
Her sözcüğün bir anlamı vardır. Bazı sözcüklerin birden fazla anlamı da olabilir. Farklı anlam özelliklerinden yola çıkarak bazı varlıkları veya kavramları da karşılayabilir. Ama bir sözcük başka bir sözcüğün anlamını vermediği hâlde o sözcük yerine kullanılırsa anlatım bozukluğu olur.
> “Bahçeye fidan ekilsin.” cümlesinde “ekilsin” yerine “dikilsin” getirilmelidir.
> “Elmanın fiyatı çok ucuzdu.” cümlesinde “ucuzdu” sözcüğü yerine “düşüktü” sözcüğü getirilmelidir.
> Küçük kızın öğretim masraflarını karşıladı. (öğrenim)
> Arkadaşları, onu azımsayarak oyunlarına almıyordu. (küçümseyerek)
> Uyuşturucu bağlısı oğlu vardı. (bağımlısı)
> Kendine özgün anlayışı vardı. (özgü)
> Toplum içinde çekimser davranışları vardı. (çekingen)
> Fotoğrafçının çektiği resimler ilgi gördü. (fotoğraflar)
> 8 Haziran 2019 yılında LGS yapıldı. (tarihinde)
> Ceketini, pantolonunu taktı. (giydi)
> Plansız çalışmalarda hedefe ulaşamama şansı artar. (riski)
> Bütün ihtiyaçlarını babası veriyor. (karşılıyor)
> Çaresizliği sağlayan ümitsizlik yaşamın da kefenidir. (neden olan)
> İki kitap arasındaki ayrıntıya dikkat edelim. (ayrıma)
Örnek Çıkmış Soru (2003-ÖKS) :
“Buzlu yollarda araçların kaza yapma şansı artar.” cümlesindeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Gereksiz sözcük kullanılması
B) Özne yüklem uyumsuzluğu
C) Öznenin iyelik eki alması
D) Yanlış sözcük kullanılması
Çözüm :
Cümlede “şans” sözcüğü yerine “risk” sözcüğü kullanılmalıdır. Yanlış sözcük kullanılmasından kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır. Bu nedenle bu çıkmış sorunun cevabı D’dir.
Anlamca Çelişen Sözcüklerin Kullanımı
Bir cümlede çelişkili ifadelerin kullanılması tutarsızlık meydana getirir. Böylece anlatılmak istenen net olarak verilemez.
Bu cümlelerde okuyucu çelişki içindedir. İki düşünce bir cümlede toplanmış gibidir.
> “Kesinlikle ödevini yapmış olabilir.” cümlesinde “Kesinlikle” sözcüğü ve “yapmış olmalı” sözcüğü anlamca çelişkili ifadelerdir. Bir cümle içinde birlikte kullanılamaz, biri cümleden çıkarılmalıdır.
> “Elbette seni seviyor olmalı.”
> “Çelik gibi iradeli adam sigarayı bırakamaz.” (1998-ÖO)
> “Aşağı yukarı tam yirmi yaşlarındaydı.”
> “Zannediyorum ki bu meslekte eminim zengin olunmaz.”
> “Konuyu bize ayrıntılı olarak özetledi.”
Deyim ve Atasözü Yanlışlıkları
Deyim ve atasözleri kalıplaşmış yapılardır. Bu yapılar değiştirilemez. Söz dizimi bozulamaz. Ayrıca deyimin, anlamına uygun kullanılmaması anlatım bozukluğuna yol açar.
> “Kadın, eli koynunda biriydi, yani çok cömertti.” cümlesinde “eli koynunda” kendi hâlinde anlamındadır. Bu deyim yerine çok para harcayan, cömert anlamındaki “eli açık” deyimi getirilmelidir.
> “Evine gide gide kapısını yaptık.” cümlesinde “kapısını yapmak” daha sonra istenecek şey için önceden hazırlayıcı sözler söylemek anlamındadır. Bu deyim yerine evine, yanına çok gidip gelmek anlamındaki “kapısını aşındırmak” deyimi getirilmelidir.
> “Doktoru görünce, hastane korkusu olan çocuğun etekleri zil çaldı.” cümlesinde “etekleri zil çalmak” sevinmek, mutlu olmak anlamındadır. Bu deyim yerine “etekleri tutuşmak” telaşlanmak anlamındaki deyim getirilmelidir.
“Ak akçe, kötü gün içindir.” kara
“Meyveli dalı taşlarlar.” ağacı
“Ağaç fidanken eğilir.” yaşken
“Derdini söylemeyen ilaç bulamaz.” derman – (1988-FL)
“Alma garibin ahım çıkar aheste aheste.” Mazlumun – (1998-ÖO)
“Ova göz alıcı yemyeşildi.” göz alabildiğine (1999-DPY)
“Şehrin göz alabildiğine bir güzelliği vardı.” göz alıcı – (1999-DPY)
Düşünce ve Mantık Hataları
Cümlede düşüncenin sıralanmasındaki yanlışlıktan kaynaklanan anlatım bozukluğudur. Anlam, düzenli bir sıralamayla verilir. Bu düzen bozulursa anlam da karışır.
> “Patates soymak bir yana yemek bile yapamaz.” cümlesinde “yemek yapmak” “patates soymak” tan daha zor olduğu için cümlede anlatım bozukluğu vardır.
Doğrusu: “Yemek yapmak bir yana patates bile soyamaz.”
> “Avukat, bu davayı kazanamazsa mesleği bırakacağını, hatta bir daha bu tür davalara bakmayacağını söyledi.”
Doğrusu: “Avukat, bu davayı kazanamazsa bir daha bu tür davalara bakmayacağını; hatta mesleği bırakacağını söyledi.”
> “Kardeşim değil teşekkür almak, takdir bile alamaz.”
Doğrusu: “Kardeşim değil takdir almak teşekkür bile alamaz.”
> “Yüksek tansiyon hastaları hap kullanmazsa bu hastalık ölüme hatta felce yol açabilir.”
Doğrusu: “Yüksek tansiyon hastaları hap kullanmazsa bu hastalık felce hatta ölüme yol açabilir.”
“Acemi polis, hırsıza: ‘Eller havaya, çünkü kelepçe takacağım. Sakın hareket etme buraya gel.’ diyordu.” cümlesinde elleri havaya kaldırarak kelepçe takmak isteyen, hareket istemediği hâlde gelmesini emreden bir kişinin mantık kurallarına uymayan sözlerinde anlatım bozukluğu vardır.
8. Sınıf Anlatım Bozuklukları kapsamında şimdiye kadar anlattığımız başlıklar anlama dayalı anlatım bozuklukları kapsamında değerlendirilmekteydi. 8. Sınıf Anlatım Bozuklukları için bundan sonra anlatacaklarımızın tamamı dil bilgisine dayalı anlatım bozuklukları başlığında incelenecektir.
Dil Bilgisine Dayalı Anlatım Bozuklukları
Tamlama Yanlışlıkları
İsim ve sıfat tamlaması, tamlayan ve tamlanan seklinde iki unsurdan meydana gelir. Cümle içinde birden fazla isim tamlaması kullanılırsa, tamlamaların tamlayan veya tamlanan unsurları ek ya da kelime ‘önüyle uyum sağlamazsa bu bozukluk oluşur. Aynı durum sıfat tamlaması için de geçerlidir. Tamlamada yapı ve anlam olarak bozukluk olmamalıdır.
> “Milletimiz ne bizim ne Batı klasiklerini okuyor.” cümlesinde “bizim klasiklerini” şeklinde yanlış bir isim tamlaması oluşmuştur. Cümleye ikinci bir tamlanan getirilerek cümle düzeltilmelidir.
Doğrusu: “Milletimiz ne bizim klasikleri ne Batı klasiklerini okuyor.”
> “Öğretmen ilgi ve belgisiz zamiri anlatacak.”
Doğrusu: “Öğretmen ilgi zamirini ve belgisiz zamiri anlatacak.”
> “Sınıf ve öğretmenler odasını kontrol eden müdür durumdan memnundu.”
Doğrusu: “Öğretmenler odasını ve sınıfları kontrol eden müdür durumdan memnundu.”
> “Düğünde kek ve portakal suyu ikram edildi.”
Doğrusu: “Düğünde portakal suyu ve kek ikram edildi.”
> “Başbakan; ekonomi, eğitim, siyasi alanda fikirlerini bildirdi.”
Doğrusu: “Başbakan; ekonomi eğitim alanında ve siyasi alanda fikirlerini bildirdi.”
Çoğul anlam içeren bazı belgisiz sıfatlardan sonra gelen isimler çoğul eki almaz. Ayrıca isme sorulan “Kaç?” sorusuna cevap veren asıl sayı sıfatlarından sonra gelen isimler de çoğul eki almaz.
> Yedi elmaları hemen bitirmiş. elmayı
> On sekiz işçiler binayı bir ayda bitirdi. işçi
> Bir sürü problemler çıktı. problem
> Öğrenci birçok bahaneler söyledi. bahane
> Bunca tarlaların içinden benimkini bulmuş. tarlanın
Bağlaç Yanlışlıkları
Yalnız başına anlamı olmadığı hâlde cümle içinde anlam kazanan iki kelimeyi veya cümleyi birbirine bağlayan sözcüklere bağlaç denir. Cümle içinde anlam kazandığına göre her bağlaç her cümlede farklı anlama gelebilir. “Sözcüğün Yanlış Anlamda Kullanılması” maddesindeki gibi bir bağlaç başka bir bağlacın görevini üstlenemez. Kendi anlamı dışında başka bir anlamda kullanılırsa anlatım bozukluğu oluşur.
> Öğretmen bu kitapta ama birçok yanlış bulduğunu söylüyor.” cümlesinde “ama” bağlacı yerinde kullanılmamıştır. Bu bağlaç yerine “da” bağlacı getirilebilir.
> “Çok disiplinli bir öğrenci ama bir o kadar da üstelik çalışkan.
> “Ne okumuyor, ne çalışmıyor.” cümlesinde okuyor çalışıyor
“ne ne” bağlacı cümleye olumsuz bir anlam kazandırmıştır. Bu bağlacın kullanıldığı cümlelerde yüklem yapıca olumlu anlamca olumsuz olmalıdır.
> “Onunla görüşmek istedik hatta onu bulamadık.” ama
Bu cümlede bağlaç yanlış kullanılmıştır. Doğrusu “Onunla görüşmek istedik; ama onu bulamadık.” şeklindedir.
Örnek Çıkmış Soru (2001-OKS):
Çok yetenekli bir çocuk ama bir o kadar da gayretli.
Bu cümlede anlatım bozukluğunu nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bağlaç uyumsuzluğu
B) Çelişen sözcüklerin kullanılması
C) Yanlış tümleç kullanılması
D) Özne yüklem uyumsuzluğu
Çözüm :
Bu soruda verilen cümlede bağlaç uyumsuzluğundan kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır, “ama” bağlacı yerine “hatta” getirilebilir. Doğru seçenek A şıkkıdır.
Eklerin Yanlış Kullanılması
Kelimeler cümleye göre farklı anlamlar kazanabilir. Aynı şekilde sözcüğe eklenen ekler de farklı anlam özelliğinde olabilir. Cümle oluşumuna yardımcı olan ekler kullanılmadığı takdirde cümle anlamsız hâle gelir. Eklerle ilgili anlatım bozukluklarını maddelerle anlatalım.
Ek Eksikliği
> “Düşüncede ısrarlı ama inatçı değildi.”
Doğrusu: “Düşüncesinde ısrarlıydı ama inatçı değildi.”
> “Dört sene bu şehirde çalışmaktayım.”
Doğrusu: “Dört senedir bu şehirde çalışmaktayım.
Cümle İçindeki Bağlantılı Kelimelerin Yanlış Ek Alması
> “Öğretmenin amacı, öğrencideki ‘Başarabilirim!” ümidini yeşertmelidir.”
Doğrusu: “Öğretmenin amacı, öğrencideki ‘Başa-rabilirim!’ ümidini yeşertmektir.
> “Hastanın geldiği ve gidişi fark edilmedi.
Doğrusu: “Hastanın gelişi ve gidişi fark edilmedi.
> “Onu en çok sevindiren, senin başarılı olduğundur.”
Doğrusu: “Onu en çok sevindiren, senin başarılı olmandır.”
Gereksiz Ek Kullanımı veya Aynı Anlama Gelen Ek ve Kelimenin Bir Cümlede Kullanılması
> “Sana iyi davranmasının sebebi senden alacağı paradandır.”
Doğrusu: “Sana iyi davranmasının sebebi senden alacağı paradır.”
Eklerin Kendi Anlamları Dışında Başka Ekin Anlamını Karşılayacak Şekilde Kullanılması
> “Okulun müdürü konuşmasını çok severdi.”
Doğrusu: “Okulun müdürü konuşmayı çok severdi.”
> “Anne, evladının problemlerine ilgilenmelidir.” Doğrusu: “Anne, evladının problemleriyle ilgilenmelidir.”
Anlam Belirsizliği
Bir cümlede, isim tamlamasının sadece tamlananı kullanılmışsa, tamlayanın hangi şahıs zamir olduğu belli değilse anlatım bozukluğu meydana gelir İyelik ekini alan ismin kaçıncı şahsa ait olduğu beli değildir. Bu bozukluk “Adılların Eksik Bırakılması’ başlığıyla da karşımıza çıkabilir.
> “Arkadaşını otobüse bindirip memleketine gönderdiler.” cümlesinde “senin arkadaşın” mı yoksa “onun arkadaşı” mı? ismin hangi şahsa ait olduğu belli değildir.
> “İzmir’e gittiğini annesinden öğrendim.” senin/onun
> “O kitabın içindeki sıkıntıyı alacağına inanıyorum.’ senin/onun
> “Kardeşine hiç sabredemiyordu.” senin/onun
Noktalama Eksikliği Veya Yanlışlığı
Noktalama eksikliği cümlede anlam karışıklığına sebep olabilir. Bu konu bazen anlam belirsizliğinin ali başlığı olarak da karşımıza çıkar. Birkaç maddeyle konuyu anlatalım.
Sıfatlarla adlaşmış sıfatlar virgülle ayırt edilir.
> “Soğuk dağların karını bile buza dönüştürdü.” cüm-lesinde “soğuk” sözcüğünden sonra virgül getir-ilmelidir. Çünkü dağların karını buza dönüştüren, soğuktur. “Soğuk dağ” sıfat tamlaması şeklinde olunca cümlenin anlamı değişmektedir. Cümle “Soğuk, dağların karını bile buza dönüştürdü.” şeklinde düzeltilmelidir.
>“Genç doktoru görünce ona selam verdi.” cümlesinde virgül eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır. “Genç” sözcüğünden sonra virgül getirilirse bu bozukluk giderilir. Cümle “Genç, doktoru görünce ona selam verdi.” şeklinde düzeltilmelidir.
İsim tamlamalarında tamlayan ve tamlanan arasına herhangi bir noktalama işareti gelmemelidir.
Cümle içinde yan yana gelen isimler tamlama oluşturmamışsa, okuyuşta anlam belirsizliği oluyorsa virgül getirilmelidir.
> “Çok acı çeken Sevda gözyaşlarını içine akıtıyordu.” cümlesinde “Sevda gözyaşları” belirtisiz isim tamlamasıdır. Cümlede bu anlam kaste- dilmemiştir. “Sevda” sözcüğünden sonra virgül getirildiğinde anlam belirsizliği ortadan kalkacaktır. Cümle: “Çok acı çeken Sevda, gözyaşlarını içine akıtıyordu.” şeklinde düzeltilmelidir.
> “O arkadaşını çoktan unutmuştu bile.” cümlesinde “o” sözcüğü şahıs zamiri mi yoksa işaret sıfatı mı? Anlam belirsizliğini ortadan kaldırmak için “o” kelimesinden sonra virgül getirilmelidir.
Ek Fiil Eksikliği
Sıralı ve bağlı cümlelerde karşılaştığımız anlatım bozukluğudur. İki ya da daha fazla yüklem bir cümleyi meydana getirmiştir. Bu cümlede yüklemler arasında uyum olmalıdır. Olumluluk veya olumsuzluk yönüyle birbirini tamamlayamayan yüklemler anlatım bozukluğu oluşturur.
> “Ahmet çok başarılı; ama hiç düzenli değildi.” cümlesinde “başarılı” ilk cümlenin yüklemidir. Ek fiilin -di’li geçmiş zamanıyla çekimlenerek “başarılıydı” şeklinde olmalıdır. İkinci cümlenin “düzenli değildi” yüklemine bağlı olduğu için şöyle bir anlam çıkmıştır: “Ahmet çok başarılı değildi.” Cümle: “Ahmet çok başarılıydı; ama hiç düzenli değildi.” şeklinde düzeltilmelidir.
Fiilimsi Ve Yüklem Arasındaki Çatı Uyuşmazlığı
> “Yeni aldığı kalemi kullanmaya başlanmış.” cümlesinde fiilimsi “kullanmaya” sözcüğü -I veya -n yapım eklerinden herhangi birini almadığı için etken çatılıdır. Ama yüklem “başlanmış” -n yapım ekini almış edilgen çatılı bir fiildir. Bir cümlenin anlamlı ve kurallı olabilmesi için genellikle fiilimsi ve yüklemin aynı çatıda olması gerekir.
Cümle “Yeni aldığı kalemi kullanmaya başlamış.” şeklinde düzeltilmelidir.
Özne – Yüklem Uyumsuzluğu
Bir cümlenin anlamlı olabilmesi, açık net bilgiler verebilmesine ve yapısına bağlıdır. Kullanılan kelimelerin birbiriyle uyumlu olması da önemlidir.
Özne – yüklem uyumsuzluğunu birkaç maddede anlatacağız.
1. Tekillik – Çoğulluk Uyumu: Cümlede özne işi yapan, yüklem de işi, durumu bildiren öğedir. Özne ve yüklem arasında şahıslar yönüyle uyum olmalıdır.
Öznede, birinci tekil şahıs (ben) ile birlikte başka şahıslarda varsa (sen, o, Ahmet…) yüklem birinci çoğul şahıs olmalıdır.
> “Ben, babam ve annem sinemaya gittik.”
Öznede birinci tekil şahıs (ben) yoksa ikinci tekil şahıs (sen) ve başka şahıslar varsa yüklem ikinci çoğul şahıs olmalıdır.
> “Sen, Fikret, Selim ve Ayşe pikniğe gideceksiniz.”
Öznede birinci ve ikinci tekil şahıs yoksa, üçüncü tekil şahıs (o) başka şahıslarla bulunuyorsa yüklem üçüncü çoğul şahıs olmalıdır.
> “O, kardeşi ve ablası buradan kitap aldılar.”
Özne insan dışındaki varlık veya kavramlardan (eşya, sözcük, duygu, düşünce gibi) oluşuyorsa yüklem daima tekildir.
> “Ağaçlar ilkbaharda çiçek açmışlar.” cümlesinde yüklem 3. çoğul şahısla değil 3. tekil şahısla çekimlenmelidir. “Ağaçlar” insan dışında bir varlık olduğu için bitki veya hayvanların özne olması durumunda yüklem her zaman tekil olmalıdır. Cümle “Ağaçlar ilkbaharda çiçek açmış.” şeklinde düzeltilmelidir.
> “Sıfatlar çekim eki almazlar.”
Doğrusu: Sıfatlar çekim eki almaz.
Özne insan ise çoğul olarak bulunuyorsa yüklem tekil veya çoğul olabilir.
> “Öğrenciler ders çalışıyor.” veya “Öğrenciler ders çalışıyorlar.” olabilir.
2. Olumluluk ve Olumsuzluk Uyumu: Yüklemler özneye göre olumlu veya olumsuz olmalıdır.
Özne | Yüklem | Özne | Yüklem |
Hepsi | olumlu | Kimse | olumsuz |
Hepimiz | olumlu | Hiç kimse olumsuz |
“Hiç kimse ona saygı duymuyor, aksine ondan nefret ediyordu.’’ cümlesinde birinci cümlenin öznesi ikinci cümlenin yüklemiyle uyum sağlamamaktadır. İki cümleden oluşan bu sıralı cümlede özne eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır. Cümle “Hiç kimse ona saygı duymuyor, aksine herkes ondan nefret ediyordu.’’ şeklinde düzeltilmelidir.
> “Hepimiz onun başaracağına inanıyorduk ondan ümidimizi kesmedik.”
Doğrusu: Hepimiz onun başaracağına inanıyorduk, hiçbirimiz ondan ümidimizi kesmedik.
Öge Eksikliği
Özne eksikliği genellikle sıralı veya bağlı cümlelerde karşımıza çıkar. Özne, nesne, tümleç, yüklem eksikliği veya yanlışlığından kaynaklanan bir bozukluktur. Bu bozukluğu maddeleyerek anlatalım:
Yüklem Eksikliği
> “Ne ben ne de sen gidebilirsin.”
Doğrusu: “Ne ben gidebilirim ne de sen gidebilirsin.”
> “Sigaranın zararları ile ilgili haberler gazetelerde ve televizyonda seyrediliyor.”
Doğrusu: “Sigaranın zararları ile ilgili haberler gazetelerde okunuyor ve televizyonda seyrediliyor.
Özne Eksikliği:
> “Salataya tuz katıldı, sonra yendi.”
Doğrusu: “Salataya tuz katıldı, sonra salata yendi.”
> “Adamın midesi ağrıyordu, hastaneye gönderildi.” Doğrusu: “Adamın midesi ağrıyordu, adam hastaneye gönderildi.”
Nesne Eksikliği:
> “Öğretmen öğrencilere bir şeyler söyledi, sonra gözlerinden öptü.”
Doğrusu: “Öğretmen öğrencilere bir şeyler söyledi, sonra onları gözlerinden öptü.”
> “Onların gürültüsünü duyuyor ve pencereden göre-biliyordu.”
Doğrusu: “Onların gürültüsünü duyuyor ve onları pencereden görebiliyordu.”
Tümleç Eksikliği:
> “Komşusunu çok seviyor, sürekli gidiyordu.” Doğrusu: “Komşusunu çok seviyor, sürekli ona gidiyordu.”
> “Memlekete yaklaşıyor muyuz, yoksa uzaklaşıyor muyuz?”
Doğrusu: “Memlekete yaklaşıyor muyuz, yoksa memleketten uzaklaşıyor muyuz?”
> “Bu sıkıntılara nasıl göğüs gerdi nasıl başa çıktı.” Doğrusu: “Bu sıkıntılara nasıl göğüs gerdi, bunlarla nasıl başa çıktı.”
Birbirini Karşılayan Kelimeler
yaklaşık | civarında |
koşul | şart |
duyurmak | ilan etmek |
ulus | millet |
güç | müşkül |
geri verme | iade etme |
sebep | neden |
zorunlu | mecburi |
yarar | fayda |
ırak | uzak |
Anlamları Karıştırılan Sözcükler
1. Yayım: Kitap ve gazete gibi şeyleri yapma.
Yayın: Basılıp ortalığa sürülen, kitap ve gazete gibi okunan veya radyo ve televizyon ile her yana yayılıp dinlenen şeyler.
2. Öğrenim: Herhangi bir meslek için gereken bilgileri edinme işi.
Öğretim: Belli bir amaca göre gereken bilgileri verme işi.
3. Fiyat: Satışta bir şeyin para karşılığı değer, paha.
Ücret: Emek karşılığı verilen para ve mal.
4. Özgü: Has, mahsus.
Özgün: Nitelikleri bakımından benzerlerinden ayrı ve üstün olup örnek olarak gösterilen, orijinal.
5. Çekimser: Hiçbir tarafı tutmayan.
Çekingen: Ürkek.
6. Ayrıcalık: Başkalarından üstün tutulma.
Ayrılık: Düşünceler arası uyuşmazlık.
7. Azımsamak: Miktarı yeterli görmemek.
Küçümsemek: Küçük görme, alay.
Örnek Çıkmış Soru (2004-OKS):
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu yoktur?
A) O, yurdunu hatta evini terk etti.
B) Hayatta bütün zorluklara göğüs geçirdim.
C) Ali, ailede herkesin güvenini kazanmıştı.
D) Konukseverlik Türklere özel bir davranıştır.
Çözüm :
A seçeneğindeki cümlede mantık yanlışlığı vardır. Cümle “O, evini hatta yurdunu terk etti.” şeklinde değiştirilmelidir. B seçeneğindeki cümledeki deyim “göğüs geçirmek” değil, “göğüs germek” olmalıdır. D seçeneğindeki cümlede “özel” sözcüğü “özgü” sözcüğü ile değiştirilmiştir. Yanlış sözcük kullanımından kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır. C seçeneğindeki cümlede anlatım bozukluğu yoktur. Cevap C şıkkıdır.
Örnek Çıkmış Soru (2003-OKS):
Aşağıdakilerin hangisinden altı çizili sözcük çıkarılırsa cümlenin anlamında daralma olmaz?
A) Ahmet ablasıyla birlikte bize geldi.
B) Alp, yazılı sınavdan yine iyi not aldı.
C) Ailece güzel bir evde oturuyorlar.
D) Doğduğu kenti, Ankara’yı çok özlemişti.
Çözüm :
A seçeneğinde “-la” vasıta eki cümleye “birlikte” anlamı kazandırmaktadır. Bu sebeple altı çizili sözcük gereksiz kullanılmıştır. Cevap A seçeneğidir.
Sevgili öğrencilerim; 8. Sınıf Anlatım Bozuklukları konu anlatımı şimdilik bu kadar. 8. Sınıf Anlatım Bozuklukları konusu hakkında tüm yanlış ve varsa eksiklikleri lütfen iletişim formu ile bize bildirin. Bu konu ile ilgili çıkmış soruları da içeren test mi çözmek istiyorsunuz. Neden Türkçeci Mobil Uygulamasını denemiyorsunuz?
Türkçeci mobil uygulaması hakkında daha geniş bilgi için buraya tıklayabilirsiniz.