7. Sınıf Duyular Arası Aktarma
|

Beynin En Havalı Numarası: Duyular Arası Aktarma (Tatlı Sesin Sırrı)

Duyular Arası Aktarma Nedir?

Merhaba gençler! Bugün Türkçenin en yaratıcı ve beynimizi en çok çalıştıran konularından biriyle, yani “Duyular Arası Aktarma” konusuyla karşınızdayız. Bu, dilimizin sınırlarını nasıl zorladığımızı ve kelimelerle resim çizmeyi nasıl başardığımızı gösteren şahane bir konudur.

Duyular arası aktarma, bir duyu organımızla (örneğin görme) algıladığımız bir özelliği, başka bir duyu organımızla (örneğin işitme) algıladığımız bir kavramı nitelemek için kullanmamızdır. Bu, temelde bir duyuya ait sıfatın, başka bir duyuya ait ismin önüne gelerek anlamı derinleştirmesidir. Amacımız, anlatıma güç katmak ve okuyucunun ya da dinleyicinin zihninde daha canlı bir canlandırma yapmasını sağlamaktır.

Neden Duyular Arası Aktarma Yapıyoruz?

Şimdi şöyle düşünün: Normalde bir sesi tarif ederken “yüksek” ya da “alçak” deriz. Ama biz Türkçeyi çok seven insanlar olarak, bazen duygularımızı veya algılarımızı tek bir kelimeyle sınırlayamayız. İşte burada devreye duyular arası aktarma giriyor. Peki, bunun bize ne faydası var?

  • Anlatımı Güçlendirme: Standart ifadelerin ötesine geçeriz. “Güzel koku” yerine “ılık koku” demek, o kokunun aynı zamanda huzur verici bir his yarattığını da anlatır.
  • Sanatsal İfade: Şiirlerde ve romanlarda yazarın dünyasını daha derinlemesine hissetmemizi sağlar. Betimlemeleri sıradanlıktan kurtarır.
  • Duygusal Derinlik Katma: Bir kavramı sadece mantıkla değil, aynı zamanda hislerle de algılamamızı sağlar (Örn: “Soğuk” bir bakışın, aslında fiziksel bir soğukluk değil, duygusal bir mesafeyi ifade etmesi).

Temel Mantık: Kaynak Duyu ve Hedef Duyu

Bu konunun kilit noktası, hangi duyunun sıfatını alıp, hangi duyunun ismine taktığımızı bilmektir. Buna Kaynak ve Hedef diyoruz:

Kaynak Duyu (Sıfatın Ait Olduğu Yer): Bu, sıfatın normalde hangi duyuyla algılandığıdır. (Örn: “Tatlı” kelimesi normalde Tatma duyusuna aittir.)

Hedef Duyu (İsmin Ait Olduğu Yer): Bu, sıfatın gelip nitelediği isimdir. (Örn: “Ses” kelimesi İşitme duyusuna aittir.)

Biz “Tatlı ses” dediğimizde, Tatma duyusuna ait bir sıfatı (Tatlı), İşitme duyusuna ait bir ismi (Ses) nitelemek için kullanmış oluyoruz. İşte bu kadar basit!

En Sık Karşılaşılan Aktarma Türleri

Duyular arası aktarma her yöne doğru yapılabilir, ama bazı geçişler Türkçede çok daha yaygındır ve denemelerde, sınavlarda karşımıza hep bunlar çıkar. Gelin bu geçişleri tek tek inceleyelim ve akılda kalıcı örneklerle pekiştirelim.

İşitmeden Tattmaya veya Kokuya Aktarma

Bu aktarma türünde, sesle ilgili bir kelimeyi (genellikle keskinlik veya yoğunluk belirten) başka bir duyuya aktarırız. Ancak en yaygın olanı, Tatma veya Dokunma duyularından İşitme ve Görme duyularına yapılan aktarımdır.

Dokunma (Ten) Duygusundan Diğer Duyulara Aktarma

Dokunma duyusu, sıcaklık, sertlik, yumuşaklık gibi fiziksel özellikleri içerir. Bu özellikler, genellikle görme veya işitme gibi daha soyut kavramları nitelemek için kullanılır.

  • Soğuk Bakış: Normalde dokunmayla algılanan “soğuk” sıfatı, Görme duyusuna ait olan “bakış”ı nitelemiştir. (Dokunma → Görme)
  • Sert Ses: Normalde dokunmayla algılanan “sert” sıfatı, İşitme duyusuna ait olan “ses”i nitelemiştir. (Dokunma → İşitme)
  • Ilık Rüzgâr: Bu bir aktarma değildir! Çünkü rüzgârın ılıklığı zaten Dokunma duyusuyla algılanır. (Dikkat edelim!)

Tatma Duygusundan İşitme veya Görme Duyularına Aktarma

Bu, en sevilen ve en çok kullanılan aktarma türüdür. Tatlı, acı, ekşi gibi sıfatları alır, bambaşka bir alanda kullanırız.

  • Tatlı Dil: Tatma duyusunun sıfatı (Tatlı), İşitme/Konuşma duyusuna ait olan “dil”i nitelemiştir. (Tatma → İşitme/Konuşma)
  • Acı Çığlık: Tatma duyusunun sıfatı (Acı), İşitme duyusuna ait olan “çığlık”ı nitelemiştir. (Tatma → İşitme)
  • Ekşi Yüz: Tatma duyusunun sıfatı (Ekşi), Görme duyusuna ait olan “yüz”ü nitelemiştir. (Tatma → Görme)

Görme Duygusundan Diğer Duyulara Aktarma

Görme duyusu, renkler ve ışıkla ilgilidir. Bu özellikler bazen sesleri veya kokuları niteleyebilir.

  • Parlak Ses: Görme duyusunun sıfatı (Parlak), İşitme duyusuna ait olan “ses”i nitelemiştir. (Görme → İşitme)
  • Koyu Sessizlik: Görme duyusunun sıfatı (Koyu/Renk), İşitme duyusuna ait olan “sessizlik”i nitelemiştir. (Görme → İşitme)

Koku Duygusundan Diğer Duyulara Aktarma

Bu türde, bir kokunun niteliği başka bir alana taşınır. Örneğin, “keskin” kelimesi hem koku hem de dokunma için kullanılsa da, burada kokuya odaklanalım.

  • Keskin Koku: Bu bir aktarma değildir! Koku zaten burunla algılanır.
  • Keskin Zekâ: Koku/Dokunma duyusunun sıfatı (Keskin), Görme/Düşünce alanına ait olan “zekâ”yı nitelemiştir. (Koku/Dokunma → Zihinsel Alan)

Örneklerle Konuyu Netleştiriyoruz: Karşılaştırmalı Tablo

Gençler, bu konuyu iyice oturtmak için, karışık gelebilecek örnekleri kaynak ve hedef duyuya göre ayırdığımız şu tabloya bir göz atalım. Bu tablo, sınavda karşınıza çıkan sorularda size yol gösterecek haritada pusulanız olacak!

Örnek İfadeSıfat (Kaynak Duyu)İsim (Hedef Duyu)Aktarma Yönü
Tuzlu SözlerTuzlu (Tatma)Söz (İşitme/Konuşma)Tatma → İşitme
Sıcak KarşılamaSıcak (Dokunma)Karşılama (Görme/Davranış)Dokunma → Görme
Yumuşak IşıkYumuşak (Dokunma)Işık (Görme)Dokunma → Görme
Acı HaberAcı (Tatma)Haber (İşitme)Tatma → İşitme
Parlak SesParlak (Görme)Ses (İşitme)Görme → İşitme
Pürüzsüz CiltPürüzsüz (Dokunma)Cilt (Dokunma)Aktarma Yoktur (Aynı Duyu)

Duyular Arası Aktarmayı Günlük Hayatta Nasıl Fark Ederiz?

Bu konu sadece Türkçe dersi için önemli değil, aynı zamanda günlük iletişimimizi de ne kadar zenginleştirdiğimizi gösterir. Biz insanlar olarak sadece mantıkla değil, duygularımızla da konuşuruz. Bir arkadaşınız size “Bana çok soğuk davrandı” dediğinde, donduğunu anlamayız, değil mi? O soğukluk, o kişinin size karşı mesafeli ve ilgisiz olduğunu anlatır.

Bu aktarmalar sayesinde, yazılı ve sözlü ifadelerimiz hem daha kısa hem de daha etkili hale gelir. Şairler ve yazarlar, bu tekniği kullanarak okuyucunun zihninde adeta bir sinema filmi oynatır. Örneğin, sadece “Güneş doğdu” demek yerine, “Güneşin turuncu sesi gökyüzünü yırttı” diyerek hem görme hem de işitme duyularına aynı anda hitap ederiz. Bu da metni okuyucunun zihninde unutulmaz kılar.

Unutulmaması Gerekenler ve Öğrenci Tuzakları

Bu konuda öğrencilerin en çok düştüğü iki büyük tuzak var. Gelin, biz bu tuzaklara düşmeyelim:

Tuzak 1: Aynı Duyu İçinde Kalmak

Eğer sıfat ve isim aynı duyuya aitse, orada aktarma yoktur.

  • Örn: “Yüksek ses” (İşitme + İşitme) → Aktarma yok.
  • Örn: “Kırmızı araba” (Görme + Görme) → Aktarma yok.

Aktarma olması için, sıfatın ait olduğu duyu ile ismin ait olduğu duyunun kesinlikle farklı olması gerekir!

Tuzak 2: Mecazı Aktarmayla Karıştırmak

Duyular arası aktarma bir mecaz türüdür, ama her mecaz aktarma değildir. Aktarmada odak noktamız duyu organları arasındaki geçiştir.

  • Örn: “Kalbi kırıldı.” Burada aktarma yok, sadece mecaz anlam var.
  • Örn: “Sert kahve.” (Dokunma → Tatma). İşte bu aktarmadır.

Unutmayın, Türkçe dersi sadece kuralları ezberlemek değil, aynı zamanda dilin sunduğu sonsuz yaratıcılık alanını keşfetmektir. Duyular arası aktarma da bu yaratıcılığın en güzel örneklerinden biridir. Kelimelerinizi kullanırken hangi duyunun sıfatını hangi duyunun ismine taktığınızı düşünün ve anlatımınızı zenginleştirin!

Benzer Dersler