Edat Konu Anlatımı
Tek başlarına anlam taşımayan ancak kendisinden önceki kelimeyle ilgi kurarak cümle içinde anlam kazanan sözcüklere edat (ilgeç) denir. Bu dersimize geçmeden önce edat konu anlatımını iki ana başlıkta inceleyeceğimizi dikkatinizi çekmek isteriz.
Edatlar
Edatların Özellikleri
Başlıca Edatlar ve Edatların Cümleye Kattığı Anlamlar
Edat konu anlatımını detaylandırmak için aşağıdaki içeriğimizi dikkatle inceleyiniz.
Edatlar
Cümle içinde sözcükler arasında çeşitli anlam ilgileri kuran ve cümleye değişik anlamlar katan, tek başına bir anlamı olmayan sözcüklerdir.
Edatların Özellikleri
1. Edatlar, tek başlarına kullanılmazlar, çünkü edatların işlevi cümle içerisinde anlam ilgisi kurmaktır. Cümle içerisinde kullanıldıklarında bir anlam kazanıp o cümlenin parçası olurlar.
2. Edatlar, diğer sözcük türlerinden farklı olarak genellikle kendinden önceki sözcüğe yönelir, kendinden önceki sözcükle ilişki ve ilgi kurarlar.
3. Edatlar, sözcükler arasında benzerlik, neden, amaç, eşitlik, yön, araç gibi anlam ilgileri kurarlar.
4. Başka kelime veya kelimelerle birleşerek sıfat veya zarf görevinde kullanılabilirler.
Edatların özelliklerini belirttikten sonra, edat konu anlatımına devam ediyoruz.
Başlıca Edatlar ve Edatların Cümleye Kattığı Anlamlar
Başlıca edatlar şunlardır:
gibi, sanki, göre, kadar, için, üzere, -e doğru, -e karşı, -e karşın, -e rağmen, -e değin, -e dek, -den dolayı, -den başka, ile, yalnız, ancak, sade, sadece, tek, bir, denli, değil…
Şimdi aşağıdaki cümlelerde, edatların cümlelere ne gibi anlamlar kattığını görelim:
Gibi
Annem, melek gibi birisiyydi. (benzerlik)
Kapı çaldığı gibi dışarıya koştuk. (tezlik)
Birazdan fırtına çıkacak gibi. (tahmin, olasılık)
Sanki
Everest, sanki bir dev çadırdı. (benzerlik)
Babam, sanki seni dinler de! (inanmama)
Sanki birazdan yağmur yağacak. (tahmin, olasılık)
Göre
Kafama göre bir dost bulamadım. (uygunluk)
Sana göre hangimiz suçlu? (kanaat, görüş)
Bu sınav dünküne göre daha kolaymış. (karşılaştırma)
Kadar
Bu işi akşama kadar halletmeliyim. (zaman, süre)
Elmalar yumruğum kadardı. (benzerlik)
Durakta bir saat kadar bekledim. (yaklaşık)
Hiç kimseyi senin kadar sevmedim. (karşılaştırma)
Tilki kadar kurnaz bir adam. (derece, ölçü)
İçin
Ders çalışmak için kütüphaneye gitti. (amaç)
Senin için herkes iyi şeyler söylüyor. (hakkında)
Kardelen, benim için apayrı bir çiçekti. (görecelik)
Trafik sıkıştığı için geç kaldım. (neden-sonuç)
Bu hazırlıkları konuklar için yaptık. (aitlik)
Çocukları için her fedakârlığı yapardı. (uğruna, yoluna)
Üzere
Yarın getirmek üzere arabayı alabilirsin. (şartıyla)
Teşekkür etmek üzere sahneye çıktı. (amacıyla)
Anlaştığımız üzere yarın buluşuruz. (şekilde, tarzda)
Uçağımız kalkmak üzereydi. (zaman)
Doğru
Çocuklar sahile doğru yürüyorlar. (yön)
Akşama doğru buralar sakinleşir. (zaman)
Karşı
Güneşe karşı yavaş yavaş yürüyorduk. (yön)
Sabaha karşı köye vardık. (zaman)
Başka
Benden başka herkes maça gitmiş. (dışında, hariç)
Not: “Doğru, karşı, başka” sözcükleri, cümle içinde edat dışında değişik görevler kazanabilir.
İnan bana, doğru söylüyorum. (belirteç)
Sence doğru tarafa mı gidiyoruz? (sıfat)
Sonunda doğruyu buldum. (ad)
Burası karşıdan, çok net gözüküyor. (ad)
Evimiz şehrin karşı yakasındaydı. (sıfat)
Sana başka, bana başka konuştu. (belirteç)
Bize başka bir adres verdiler. (sıfat)
Bunu başkasından duymuş. (adıl)
İle
Annemler uçakla gelecekmiş. (araç)
Elini bıçakla kesmiş. (gereç)
Bahçede, arkadaşlarıyla oynuyor. (birliktelik)
Öğretmen, telaşla içeri girdi. (durum)
Ağaçların devrilmesiyle yol kapandı. (neden-sonuç)
Not: “İle”, yerine “ve” getirilemiyorsa ilgeç; getirilebiliyorsa bağlaç olur.
Şiir ile romanı çok severim. (ile=ve > bağlaç)
Gençken şiir ile çok ilgilendim.
Bu cümlelerin birincisinde “şiir ve roman” denilebildiği için “ile” bağlaçtır; ikincisinde “ile” yerine “ve” getirilemediği için “ile” ilgeçtir.
Yalnız, Sade, Sadece, Bir, Tek
Dünkü toplantıda yalnız sen yoktun. (sadece)
Ben bu konuda sade ona inanırım. (yalnız)
Sadece dinlenmek istiyorum. (yalnız)
Pikniğe bir o gelmemişti. (yalnız)
Tek sen misin sevdiğine kavuşamayan? (yalnız)
Not: “Yalnız” sözcüğü, yerine “ama” getirilebiliyorsa bağlaç olur.
Dün seni çok bekledim; yalnız sen gelmedin. (yalnız=ama > bağlaç)
Bu cümlede “yalnız” yerine “ama” getirilebildiği için “yalnız” sözcüğü bağlaçtır.
Not: “Yalnız, sade, sadece, bir, tek” sözcükleri, cümle içinde ilgeç dışında değişik görevler kazanabilir.
Dedem, yalnız bir insandı. (sıfat)
Sahilde, yalnız dolaşıyordu. (belirteç)
Sade bir görünümü vardı. (sıfat)
Sanatçı, çok sade yaşıyordu. (belirteç)
Onunla bir boydayız. (sıfat)
Bir sen bir ben biliyoruz bunu. (bağlaç)
Olanları bana bir bir anlattı. (belirteç)
Çocuk, tek kelime konuşmadı. (sıfat)
Herkes gidince ben tek kaldım. (belirteç)
Ancak
Bizi oraya ancak sen götürebilirsin. (sadece)
Bu arabaya ancak on milyar veririm. (en çok)
Not: “Ancak” sözcüğü, cümle içinde değişik görevlerde kullanılabilir.
Çok çalıştım; ancak ödevimi bitiremedim. (ancak=ama > bağlaç)
Misafirler, akşama ancak gelebildiler. (belirteç)
Birinci cümlede, “ancak” sözcüğünün yerine “ama” getirilebildiği için “ancak” bağlaçtır. İkinci cümlede “ancak” eylemin yapılış zamanını belirttiği için belirteçtir.
Rağmen, Karşın, Denli, Değil, Dolayı
Bağırmama rağmen beni duymadı. (tersine olarak)
Fakirliğine karşın hep mutlu biriydi. (tersine olarak)
Seni ölünceye değin unutmayacağım. (zaman)
Yağmur geceye dek devam etti. (zaman)
Beni bu denli sevdiğini bilmiyordum. (derece)
Burası dediğin kadar güzel değil. (olumsuzluk)
Trafikten dolayı sınava geç kaldım. (neden-sonuç)
Edat konu anlatımı, dil bilgisi konularından, sözcük türleri alt başlığının bir konusudur. İlgili başlıklardan diğer Türkçe konu anlatımlarını da kontrol edebilirsiniz.
Sevgili öğrencilerim; edat konu anlatıma ait onlarca soruyu da içeren testlerimiz Türkçeci Mobil Uygulamasında. Mobil Uygulaması hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.